Türkiye'de varlığı bilinen toplam 176 tür sürüngenin 150’sinin örneÄŸini bulunduran ve bir ÅŸekilde yurdun çeÅŸitli bölgelerinden toplayıp özel karışımla yapılan ilaçlı kavanozlarda adeta canlıymış gibi saklayan Prof. Dr. KurtuluÅŸ Olgun, görenleri ÅŸaÅŸkına çeviriyor. ÖÄŸrencilik yıllarında baÅŸladığı sürüngen toplama iÅŸine görev yaptığı üniversitelerde devam eden Olgun, 1985 yılında kurduÄŸu sürüngenlerden oluÅŸan müzeyi, 1995 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde göreve baÅŸladığında da devam ettirdi. Olgun, kurduÄŸu müzede, eÄŸitim gören öÄŸrencilerin korkuyu yenmelerini saÄŸlarken, aynı zamanda kavanozlarda koruduÄŸu türleri gelecek nesillerin de görmesini saÄŸlıyor.
SÜRÜNGENLERLE AKRABALIKLARI SAPTANIYOR
Adnan Menderes Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. KurtuluÅŸ Olgun, "Zooloji Müzesi, Türkiye'nin deÄŸiÅŸik yerlerinden toplanmış kurbaÄŸa ve sürüngen örneklerinin bulunduÄŸu müzedir. Bu müze sadece ulusal deÄŸil uluslararası alanda da kurbaÄŸa ve diÄŸer sürüngenler açısından oldukça önemli olan müzelerden birisidir. Türkiye'de sürüngen türünün 174 olduÄŸunu biliyorduk. Ama ÅŸu anda 176 türe çıktı. O 176 türden 150'sinin bulunduÄŸu bir yerdeyiz. Bu müzenin 3 amacı var. Bunlardan biri, akademik bilimsel çalışmalar için önemli bir veri tabanı oluÅŸturmak. Anadolu'nun deÄŸiÅŸik yerlerinden toplanmış örnekler burada bulunuyor. Onlardan küçük bir doku parçasının bile alınıp araÅŸtırmalarda kullanılması dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerindeki diÄŸer yılan ve kertenkelelerin akrabalıkları saptanabiliyor. DiÄŸer bir yönüyse burası eÄŸitim öÄŸretim çalışmalarının yürütüldüÄŸü bir yer, çünkü biyoloji bölümü öÄŸrencileri özellikle omurgalı hayvanlarla ilgili görselleri bu müzede görüp, öÄŸreniyorlar. Özellikle korkuların yenilmesi açısından da bu müze önemli. Sürüngenlerden korkan insanların, onların tehlikeli olmadığını görmeleri için bu müze önemli görev üstlenmiÅŸ durumda" dedi.
'ÖZEL SIVILARDA SAKLIYORUZ'
Temel amaçların sürüngen türlerinin gelecek nesillere ulaÅŸmasını saÄŸlamak olduÄŸunu belirten Prof. Dr. Olgun, "DoÄŸadan aldığımız, sınırlı sayıdaki örneÄŸi müzeye getirerek bayıltıyoruz, ardından da iç organları bozulmaması için alkol enjekte ediyoruz. Daha sonra ise bu hayvanları kavanozlarda hazırladığımız özel sıvılarda saklıyoruz. Çünkü bu ÅŸekilde bir karışımdan geçmediÄŸi zaman 3-5 yıl sonra bu hayvanlar bozulur. Buradaki temel amaç müzedeki örneklerin uzun yıllar yine burada kalmasını saÄŸlamaktır. Hem renklerinin bozulmaması hem de dokularının bozulmaması açısından hayvanları koruyor" diye konuÅŸtu.
'BOZULMAMASI İÇİN GÖZÜ GİBİ BAKIYOR'
Kavanozlardaki sürüngenlerin bozulmaması için sürekli bakıma ihtiyacı olduÄŸuna vurgu yapan Prof. Dr. Olgun, ÅŸöyle devam etti:
"Dünyada diÄŸer müzelerde sergilenen örnekler 250-300 yıllık. Biz de diÄŸer ülkelerde hangi yöntemler kullanılıyorsa aynı yöntemleri kullanmaya çalışıyoruz. Amacımız, bu hayvanların uzun yıllar burada kalmasını saÄŸlamak. Normal bakımları her yıl yapıldığı sürece bir asır burada kalmasını saÄŸlayarak gelecek kuÅŸaklara taşımamız mümkün. Türkiye'de 18'i kuyruklu, 17'si ise kuyruksuz toplam 35 kurbaÄŸa türü var. Bunlardan 30'unu burada görebilirsiniz. Müzemizde ayrıca 11 kaplumbaÄŸa türünden 4 türünü görmek mümkün. 70 kertenkele türünden büyük bir kısmı ile 60 yılan türünün ise yarısı da burada mevcut. Müzenin oluÅŸturulması türlerin araziden toplanması benim tek başıma yaptığım bir iÅŸ deÄŸil. 2 yıl öÄŸrenciyken, 35 yıl da görevimi sayarsak 37 yıldan beri bu türleri topluyorum. Üniversitemizde birlikte çalıştığımız arkadaÅŸlarımız da var."














Burhan CEYHAN/AYDIN, (DHA)