Antalya Büyükşehir krizinde büyük rant ve güç kavgası...

Uzun süredir yaşanan, ancak pazartesi günkü meclis toplantısı ile tırmanan Antalya Büyükşehir krizi, önümüzdeki haftaya da damga vuracağa benziyor.

Şimdi size, bu krizin perde arkasını, Antalya’da ve Ankara’da yaşananları sansürsüz anlatmaya çalışacağım.

Pazartesi günkü büyükşehir meclisine, Serik Belediyesi’nin ANTBİRLİK’ten alacağı 3-4 dönüm arazinin imar düzenlemesi konusu geliyor.

Bunu daha önce yazmıştım ama okumayanlar için özet geçeceğim.

Serik Belediye Başkanı Ak Partili Enver Aputkan, binlik planın kendi belediyelerinden oy birliği ile geçtiğini ama 5 binlik planın temmuz ayında gönderilmesine rağmen büyükşehir gündemine neden alınmadığını soruyor.

İşte, kıyamet burada kopuyor.

Büyükşehir Genel Sekreteri Cansel Çevikol Tuncer devreye giriyor ve bir takım eksikler olduğunu gerekçe göstererek gündeme alınmadığını söylüyor.

Tuncer’in bu çıkışı, Böcek’in vekilliğini yapan Mehmet Hacıarifoğlu’na takılıyor. Hacıarifoğlu yetkisini kullanarak imar düzenlemesini gündeme aldırıyor.

Bana gelen bilgiler, bu plan işini engeleyen taraftaki birilerinin hiç masum olmadığını gösteriyor.

Büyükşehirin yönetiminde söz sahibi olduğu uzun süredir tartışılan, ancak ismi kimse tarafından dillendirilmeyen ve malum bir bakana çok yakın olarak bilinen Osman Sapmaz’a kadar uzanıyor bu mesele…

İddialar korkunç…

Şöyle ki; Serik Belediyesi, ilçenin tam göbeğinde bulunan kupon araziden halk yararına 3-4 dönümlük parçayı koparmak isteyince Osman Sapmaz devreye giriyor.

İddiaya göre Sapmaz, Büyükşehir Genel Sekreteri Tuncer’e gidiyor ve diyor ki, “Bu imar düzenlemesi gelirse gündeme aldırma. Çünkü, biz şirket olarak ANTBİRLİK’ten tüm araziyi almak için devredeyiz. Araziyi alacak şirketin de ortağıyım. Araziden o parça belediyeye giderse, bizim iş yatar…”

Vay ki vay…

Sonra engellemeler başlıyor…

Durumdan daha önce haberdar olan Böcek’in vekili Mehmet Hacıarifoğlu, büyükşehir meclisinde tavrını koyuyor ve “Büyükşehiri bazı Ak Partililer yönetiyor” görüşünü haklı çıkaran bu gelişmeye ‘Dur’ diyor.

İpler işte burada kopuyor.

Zaten uzun süredir, büyükşehirin malum bir bakan ve şürekası tarafından yönetildiği iddiası CHP il yönetimi ve partililer arasında yüksek sesle konuşuluyordu.

İşte, Başkan vekili Hacıarifoğlu bu gidişata neşteri vuruyor ve Genel Sekreter Cansel  Çevikol Tuncer’in elindeki önemli yetkilerin hepsini tırpanlıyor.

Ve, kızılca kıyamet kopuyor.

Koltuğun gerçek sahibi Muhittin Böcek, hastanede can derdindeyken, birileri kırılan gururunu onarmak için olmadık planlara, yetki gasplarına kadar vardırıyor işi…

Oğul Gökhan Böcek’te bu çirkin oyunun içine çekiliyor ve Vekil Hacıarifoğlu’ndan vekaletin alınması planı devreye sokuluyor.

Muhittin Böcek’in e-imzalı bir belgesi ile Mehmet Hacıarifoğlu başkan vekilliğinden uzaklaştırılırken, yerlerine başka meclis üyeleri atanıyor.

Tam bu saatlerde Antalya’da bulunan ve Böcek’i de ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olanı biteni sadece seyrediyor.

Devreye CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Seyit Torun’un girdiği ortaya çıkıyor.

İddiaya göre Seyit Torun, otelde Mehmet Hacıarifoğlu’nu yanına çağırıyor ve yüksek ses tonuyla elindeki ANTBİRLİK dosyasını göstererek, bu konuda niye devreye girdin gibi bir tavır alıyor. Hacıarifoğlu’nun verdiği yanıtla tatmin olmayan Torun, Kılıçdaroğlu ile konuşması talimatını veriyor. Hacıarifoğlu bu kez Kılıçdaroğlu’na gidiyor… Ona da anlatıyor durumu… İşin ilginç yanı Kılıçdaroğlu tek laf etmiyor, sessiz kalıyor.

CHP’nin büyükşehirdeki onurunu kurtarmaya, birilerinin rant girişimini boşa çıkarmaya çalışan bir başkan vekiline sahip çıkmak yerine, ‘Neden bu tavrı aldın?’ diye bir de hesap soruluyor adeta…

CHP kanadında bunlar olurken, büyükşehir yönetimindeki AK Parti kanadı boş durmuyor.

Malum bir bakan hemen devreye giriyor.

İddia şu ki; o malum bakan, Antalya Valisi Ersin Yazıcı’yı bizzat arıyor ve yetki krizinde Muhittin Böcek’ten yana tavır alınmasının yararlı olacağını söylüyor.

Konudan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu haberdar ediliyor.

Soylu, konuya vakıf olduktan sonra şöyle diyor; “Başkan hastanede yatarken vekilini görevden alması hayatın olağan akışına ters… Böyle şey olur mu?”

Mesele taa nereye kadar gidiyor biliyor musunuz?..

Cumhurbaşkanına…

Konuyu Külliye’ye götüren de Soylu…

Soylu hiç çekinmeden, malum bakanın yaptıklarını da anlatarak durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özetliyor…

Sonuç; vekil göreve devam…

Benim temennim, Muhittin Böcek’in sağlığına kavuşup vekilin yapmaya çalıştığını bizzat kendisinin yapması…

Büyükşehire yumruğunu vurması…

Yoksa, hasta yatağındaki başkana da yazık, büyükşehire de…

Bu gidişat iyi değil…