Antalya’nın ‘Altun’u kim?

Şimdi başlığa bakıp, Antalya’daki altın rezervinden, yastık altında saklanan altınlardan veya tarihi gömülerden bahsedeceğimi sanmayın.

Bu altun, başka altun…

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u tanıyan bilir…

Erdoğan’ın iletişim işlerinden sorumludur…

Medya ile ilişkileri sağlar…

Değişecek kabinede Kültür Bakanlığı için en kuvvetli adaydır.

Bugün görevi itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile halk arasında bir köprüdür…

Kamuoyu oluşturulması için uğraşır.

Bana sorarsanız, işinde başarılıdır da…

Bir de kötü taklitleri vardır ki, bunlar hemen hemen her şehirde bulunur.

Antalya’da da öyle…

Bizim medya sektöründe görev yapan düşük ayar bu ‘Altun’, üzerine vazifeymiş gibi cumhurbaşkanlığı resmi mesajlarını sosyal medyasında paylaşıp, altlarına da “Güzel bir hizmet”, “Teşekkürler” gibi notlar düşer…

O kadar megalomanlaşır ki, ‘Uyarımı ve önerimi dinleyen belediye başkanı…’ diye yazar.

Yani iş adamlarına, siyasilere kendince ayar verir…

Kendisini bazen cumhurbaşkanın, bazen bir bakanın, bazen bir belediye başkanının veya bir işadamının iletişim başkanı sanır, onların mesajlarını sosyal medyadan paylaşır.

Misal; engin tıp bilgisi sayesinde şu yorumu bile yapar; ‘Koronavirüs ülkemizde stabil bir seyir izlemeye başladı’…

Kimi zaman ekonomi, ağırlıklı olarak ise siyasi konularda fevkaladenin fevkinde yazılar yazar bu bizim saf ‘Altun’…

Son aylarda İsmail’in ‘Çalar Saati’nin müdavimidir.

İsmail’in adını söylemesi hoşuna gider…

İsmail bilmez ki, onun abiduk gubidik işlerini…

Onun ismini her zikrettiğinde, kanalının ve kendi imajından bir şeyler kaybettiğinin de farkında değildir…

Ama o bizim Antalya’nın ‘altun’ çocuğu prim yapar kendine göre…

Eşe, dosta telefon açar, ‘Duydun mu, İsmail benim adımı söyledi’ der.

Yooo, duymadım dersen yandın…

‘Dur o bölümü kayda almıştım, videoyu sana atıyorum, seyret’ der…

Allah herkese akıl fikir versin…

Ona biraz daha çok versin…

***              ***          ***

YEMEZLER SAYIN BAŞKAN

Bir siyasi düşünün, ister milletvekili, ister belediye başkanı, kim olursa olsun…

Eğer, basın bürosuna veya basın danışmanına talimat verip bir kediyle, köpekle fotoğraf çektiriyor ve sık sık kendisinin hayvanseverliği ile ilgili haber yaptırıyorsa bir bit yeniği vardır.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya…

Dikkat edin, kamuoyunda mutlaka onun hayvanseverliği sorgulanıyordur.

O konuda kesin bir eksikliği, tutarsızlığı vardır.

İmajı iyi değildir.

O tür haberlerle yeni bir algı yaratmak istiyordur.

Ama yemezler…

Bir belediyenin, yok köpek beslenme noktalarını şu kadara çıkardık, yok kanalizasyondan bir kedi kurtardık süt verdik, besledik diye haberlerini görürseniz, bilin ki o belediyede hayvan hakları bir dönem ihlal edilmiş, imajı da iyi bir darbe yemiştir.

Ona tavsiyem meseleyi oluruna bırakmaktır.

Mevcut imaj onarma çalışmaları bu tür haberlerle inanın yapmacık kaçıyor.

Kucağınıza aldığınız, başını okşadığınız o masum hayvanlar da biliyor ki, sizin veya çalışanların ihmalinden, sebebi her ne olursa olsun, giden canlar bir daha geri gelmeyecek.