Balkonlarını bahçeye çevirdiler

"KARANTİNA GÜNLERİNDE SIKINTIYI HAFİFLETMEK İÇİN ÖNEMLİ"

Koronavirüs salgını sebebiyle evlerine kapanan İstanbul'daki bazı vatandaşlar, pandemi sürecinde evlerinin balkonlarında meyve ve sebze yetiştirmeye başladı. Balkonlarında soğan, patlıcan, biber, domates, salatalık, maydanoz, biberiye, çilek gibi ürünler yetiştiren vatandaşlar, böylece hem karantina günlerinde güzel vakit geçirdiklerini ve moral buldukları hem de kendi yetiştirdikleri organik ürünleri tüketebildiklerini söyledi. 12 yıldır Şile'deki Karacaköy'de bahar ve yaz aylarında tarımla uğraşan, evlere kapanılan bu süreçte ise Ocak ayından itibaren Küçükyalı'daki evinin balkonunda tarım yapmaya başlayan emekli tercüman Ertuğrul Pek, "Ocak ayı başında bu balkonda sebze yetiştirmeye başladım. Öncelikle marul, kıvırcık, karalahana, pazı gibi sebzelerle başladım. Maydanoz, soğan, sarımsak ektim. Örneğin karalahana oldukça verimli. Ocak ayından beri marul ve kıvırcığı dışarıdan almıyoruz. Bütün bunlarla uğraşırken hem atıkları değerlendiriyorum hem de zaman geçirmek için bir tür meşgale oluyor. Ellerimizi toprağa değdirmemiz bizi rahatlatan bir şey oluyor. Karantina günlerinde sıkıntıyı hafifletmek için bu tür eylemlerin önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

"İHTİYACIMIZIN BİR KISMINI KARŞILAMIŞ OLUYORUZ"

Kendi ürününü yetiştirirken hem kendilerini meşgul ettiklerini hem de gıda ihtiyaçlarının bir kısmını bu ürünlerle karşıladıklarını söyleyen Pek, "Burası çok küçük bir alan ama Ocak ayından beri belirli şeyleri üreterek hem kendimizi meşgul edip hem de mutfaktaki gıda ihtiyacımızın bir kısmını buradan karşılamış oluyoruz. Örneğin buradaki soğanlar, altındaki yumurta kolilerinin nemlendirilmesiyle çok çabuk çimlendirilip daha sonra toprakla buluşturulacak. Nane saplarını toprağa sapladığınızda çok çabuk köklenip filizlenebiliyor. Mesela aloe vera var, gıda olarak tüketmiyoruz ama sık sık ellerimizi yıkadığımız için kuruyan cildimize içindeki jelle ellerimizi yumuşatıyoruz. Kendi ürünümüzün yetiştiğini görmek de insana ayrı bir şevk veriyor. Şu an kısıtlı alanda geçmek bilmeyen bir zaman olabiliyor. İnsan kendini kısıtlanmış hissedebiliyor. Balkon çok küçük olmasına rağmen burada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Mutlu oluyorum" diye konuştu.

"HEM GÜVENLİ HEM KEYİFLİ"

Koronavirüs salgınının ardından Küçükçekmece'deki evlerinin balkonunda tarım yapmaya başlayan eğitim koçu Ece Ilgaz Üstgel ise evde kaldıkları bu süreçte kendisi ve kızı için keyifli bir uğraş olduğunu söyleyerek, "Koronavirüsten sonra balkon bir anlamda tarım alanına döndü. Daha güvenilir, kendi yetiştirdiğiniz ürünü topluyorsunuz. Sadece sizin veya aile fertlerinizin eli değiyor. Bu anlamda gerçekten hem güvenli hem de çok keyifli. Bunların büyüdüğünü gözlemlemek çok güzel. Koronavirüs sürecinde toprakla ilgilenmek, özellikle dışarı çıkamadığımız bu zamanda çok keyifli. Bundan bir ay sonra ilk mahsulleri aldığımızda mutlu olacağız. Burada domates, taze soğan, biber, patlıcan ve salatalığımız var" dedi.

"KARANTİNA GÜNLERİ EVDE MEYVE-SEBZE EKEREK KEYİFLİ GEÇİYOR"

Saksıda bile olsa tarım yapılmasının bu dönemde iç açıcı olduğunu söyleyen Üstgel, "Özellikle çocuklar için devamlı onları sulamak, içinde çıkan küçük otları temizlemek, onların büyüdüğünü izlemek mutlu ediyor. Mesela domatesler yeni yeni çiçek vermeye başladı. Evde kaldığımız bu süreçte hem bize uğraş oldu hem de bakarsınız yarın öbür gün daha temiz sebzelerimiz olur. Buradan toplayıp buradan yeriz. Her gün kızım Ecem ile sebzeleri suluyoruz. Karantina günleri evde meyve ve sebze ekerek, tarım yaparak güzel ve keyifli geçiyor. Öneririm, yani en ufak bir saksınız bile olsa bence oraya küçük bir fide ya da minik bir tohum ekip onun büyümesini izlemek bu dönemde içi açıcı diye düşünüyorum" dedi. Üstgel'in 10 yaşındaki kızı Ecem Üstgel ise her gün ektikleri ürünleri suladığını ve çok eğlenceli olduğunu söyledi.














 

Müge YARIMBATMAN - İdris TİFTİKCİ / İSTANBUL, (DHA)