Bazıları 'Cukka' işini azıttı...

Ak Parti iktidara geldikten sonra, bir önceki dönemin başbakanı rahmetli Mesut Yılmaz’ı Yüce Divan’a yollamıştı.

Yine Ak Parti, bir önceki dönemin bakanları Koray Aydın’ı, Yaşar Topcu’yu, Güneş Taner’i, Hüsamettin Özkan’ı, Recep Önal’ı, Cumhur Ersümer’i, Zeki Çakan’ı Yüce Divan’a göndermişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun salı günkü grup toplantısında yaptığı konuşmadan çıkan da, bir iktidar değişikliğinde bazı siyasilere yine Yüce Divan yolunun açılacağına ilişkindi...

Ben olası bir iktidar değişikliğinde, bu işin Yüce Divan ile sınırlı kalacağını da düşünmüyorum.

Eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan’ın geçenlerde çok konuşulan bir lafı vardı… O lafın türkçe meali de şuydu… Devletin bir yerlerinde yapılanların kaydı tutulur. O gün hesap sorulamaz ama hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük ebedi olarak yapanın yanına da kar kalmaz.

Kıssadan hisse; Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…

İyi Parti kurmaylarının da sık sık bu minvalde sözlerine rastlamak mümkün.

Yani demek oluyor ki, kim ne yaparsa yapsın, bunların çetelesini birileri bir yerlerde tutuyor.

Her iktidar döneminde olduğunu gibi, Ak Parti iktidarında da işini düzgün yapan siyasiler, bürokratlar tabi ki oldu ve hala var.

Onlara teşekkür ediyoruz.

Ama, elindeki gücü kişisel menfaatleri için kullananlar da bir hayli fazla…

İnsanoğlu bu…

Ne demişler; Bal tutan parmağını yalar…

Asıl mesele, bu güç-menfaat ilişkisindeki terazinin ölçüsünün ne kadar kaçtığı…

Tartışılan konu; balı tutanın parmağını yalaması değil…

Sorun, o kişinin balı kovanıyla götürmesi…

Millet İttifakı’nın söylemlerinden, eski Bakan Tantan’ın açıklamalarından da anlaşılıyor ki bu hesaplaşmalar Ankara ile sınırlı kalmayacak, yerelde de büyük ölçüde görülecek.

Antalya’da da cukkalanan paralar, mallar, mülkler ortaya çıkacak.

Cukkalayanların seceresi ortaya dökülecek.

Siyaset ve bürokrat dünyasından bazı yerel aktörlerin neler yaptıkları zaman zaman bize geldiği gibi, bürokraside vatanını, milletini seven insanlar tarafından da tek tek not edildiği söylentisi de bir hayli yaygın...

Misal; belediyede memur kadrosunda görünen ama işe gitmeyen, Ak Parti’li bir siyasiye yakın olduğu ileri sürülen bir şahsın ve eşinin üzerine kayıtlı olduğu iddia edilen 100’ü aşkın tapu…

Veya, son model arabalar…

Evler, arsalar…

Misal; belediyeden yeni emekli olmuş ama başkana danışmanlık yapan üst düzey CHP’li bir bürokratın Antalya’nın en lüks iki sitesindeki milyonluk villaları…

Misal; Yine bir belediyedeki üst düzey bürokratların, kurumun ilişkili olduğu bir yapı firmasıyla ilişkileri… Firmanın yaptığı bir binadaki dairelerin o bürokratlar arasında paylaştırıldığı iddiaları…

Bu örneklerde olduğu gibi sadece belediyeler ile ilgili değil konuşulanlar…

Diğer kamu kurumlarında çalışanlarla ilgili de var bu iddiaların benzerleri…

Kimin kime çöktüğü, nelere el konulduğu, malların, mülklerin nasıl el değiştirdiği iddiaları da siyasetin dedikodu kazanında kaynamaya devam ediyor.

Benim söylemek istediğim şu…

Birileri işi epey azıtmış vaziyette...

Yanındakine hesap sorulmadığını görenler de girmiş ‘Cukka’ işine…

Mesele balın bulaştığı parmağın yalanması işinden çıkmış, kovan hamuduyla götürülmüş…

Benim lafım, bunları engellemek yerine göz yuman, seslerini çıkarmayan diğer siyasi ve bürokratlara…

Tamam sizler çarpmıyor, çırpmıyor olabilirsiniz ama koltuklarınızı korumak adına bunları görmemezlikten gelmekte suça ortaklık etmektir.

Ak Parti’nin iktidarı ele geçirdikten hemen sonra, ‘Hesaplaşacağız’ deyip geçmiş dönemden hesap sorduğunu unutmayın.

Sormaması abesti…

Ak Parti’den sonra gelecek iktidarın da geçmişten hesap sorması normaldir ve açıklamalardan görüyoruz ki kaçınılmazdır.