Bu iyiliği babası oğluna yapmazdı

Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi geçtiğimiz pazartesi günü toplanmış ve gündemin 31’nci maddesine gelindiğinde yoklama yapılmış, yeterli çoğunluğun olmadığı gerekçesiyle meclis ertelenmişti.

Neydi o 31’nci madde…

Konyaaltı Belediyesi sınırları içerisinde yer alan serbest kat tanımlı yapı adaların kat yüksekliğinin belirlenmesi...

Özetle, genel bir konu, o ada içerisinde kalan ve inşaat ruhsatı verilen FENİX İnşaat’ın yapacağı zemin artı 16 katlı bir bina ile ilişkilendirilip kafa karıştıran bir durum ortaya çıktı.

Konyaaltı Belediyesi yönetimi de, Büyükşehir İmar Komisyonu’ndan oy birliği ile geçen kararı, mecliste geçirememe becerisini ortaya koydu.

Halbuki, konunun FENİX ile direkt bir ilgisi yoktu ve bu karar kanun gereği meclisten geçmek zorundaydı.

Çünkü, diğer belediyeler aynı konuyu daha önceki büyükşehir meclislerinde teker teker tereyağından kıl çeker gibi geçirmişti.

Ve, ertelenen o toplantı bugün kaldığı yerden devam etti.

31’nci madde ile ilgili Ak Partisi Sözcüsü Ali Çetin, Konyaaltı Belediye Başkanı CHP’li Semih Esen’e lafı çaktı ve o maddenin, ertelenen bu toplantıda da görüşülmesine karşı çıktı. Ak Parti, konunun tam olarak anlatılamadığını gerekçe gösteriyordu.

Aslında bal gibi neyin ne olduğunu biliyorlardı ama amaç meclisi çalışamaz hale getirmekti.

Kısaca Ak Parti grubu, meclisi bu madde ile kilitleyecekti…

Ali Çetin, Esen’e laf çakmakta ise haklıydı...

Çünkü, Semih Esen kendi belediyesi ile ilgili konunun görüşüldüğü pazartesi günkü mecliste yoktu.

Çetin de onu söyledi zaten; ‘O gün kendi konununuz görüşüldüğü mecliste yoktunuz’ diye…

Ben onun yerinde olsam şunu da eklerdim; “Sayın başkan, büyükşehir meclis toplantısı ayda bir yapılıyor. Hadi bilemedin devam meclisi de oluyor. Eder iki toplantı… Bu iki toplantıya katılmayacaksın da neye katılacaksın?”

Neyse…

31’nci madde Ak Parti grubunun kararı gereği görüşülmeyecekken ve belki de bu yüzden yine ertelenecekken Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü söz istedi.

Şahsen ben, Semih Esen üzerinden CHP’ye çakacağını beklerken o ummadığım bir tavır sergiledi.

Esasında, deyim yerindeyse, Semih Esen’in imdadına hızır gibi yetişti.

Hani derler ya, ‘Bu iyiliği babası oğluna yapmazdı’ diye…

O hesap bir sahiplenmeydi Tütüncü’nün yaptığı…

Tütüncü, kendi partisinin grup sözcüsünün aksine dedi ki; “Biz görüşmeye 31’nci maddeden başlayalım”…

Yani, CHP’lilerin ve Semih Esen’in istediği gibi gündeme kaldığı yerden devam etmenin önünü açtı.

Ak Partili Ali Çetin sesini çıkarmadı ancak, ‘31’nci maddeyi diğer maddelerde toplu olarak değil, ayrı olarak oylayalım’ dedi.

Sonuçta o madde oylandı, CHP, İyi Parti ve DSP’nin oylarıyla meclisten geçti.

Tütüncü meseleyi bir Ak Partili değil, bir belediye başkanı hassasiyeti içerisinde değerlendirince sorun çözüldü.

Ama şöyle bir durum doğdu..

Ak Parti açısından bakılırsa;

Tütüncü, pişmiş aşa su kattı. CHP’nin ekmeğine yağ sürdü. Ak Parti’nin grup kararını hiçe saydı. Meclis grup başkanı sıfatı da taşıyan Ak Parti Antalya İl Başkanı olan İbrahim Ethem Taş’a “Antalya Ak Parti’de son karar merci benim” mesajını verdi.

CHP açısından bakılırsa;

Tütüncü, Semih Esen’i kurtaran adam oldu. CHP’li belediye başkanlarına ve meclis üyelerine, ‘Mecliste muhatabınız bundan sonra benim’ dedi. Meclisi yine olası bir ertenleme durumundan kurtardı. Meclis vekilinin ve büyükşehir genel sekreterinin bir kez daha hedef tahtasına oturtulmasının önüne geçti.

Benim açımdan ise…

Tütüncü, geleceğe dönük bir şov yaptı. ‘Uzlaşılabilir büyükşehir belediye başkanı olurum’ imajı çizdi. ‘Herkese kapım açık, ön yargım yok’ dedi. Partisine karşı bir güç gösterisiydi aynı zamanda... Bu hareketiyle, kendi partisinin meclis üyelerine ve yöneticilerine de, “Gücün odak noktasında artık ben varım” mesajı verdi. Antalya’daki iş dünyası ve bürokrasiye de göz kırptı.

Ama sonuçta iyi de yaptı…

CHP ve büyükşehir yöneticilerini ve belediye başkanlarını iki dudağının arasından çıkacak söze mahkum etti.

Düğümü de çözdü…

Ne diyeyim; Siyaset dediğimiz işte bu, helal olsun…