Büyükşehir, bir ihale ve sorular...

Telefonum çaldı…

Yıllardır görüşmediğim Antalya aşığı bir dost…

Yurtdışından gelip yerleşmiş, bir Türk turizmciyle evlenmişti…

Hal, hatırdan sonra lafa girdi…

“Seni biri arayacak, önemli, kendisini bir dinle” dedi…

Bilmediğim bir numara aradı sonra…

“Bir ihbarım var” diye lafa girdi…

Bir gazetecinin aradığı tek göz, Allah vermiş iki göz…

Ayağına gelmiş taptaze bir haber…

‘Buluşalım öyle anlatayım’ deyince merakım iyice arttı…

‘Meseleyi hafif bir çıtlat, meraktan uyuyamam sonra” diyerek anlatması için üsteledim…

Buluşmadan önce İn misin, cin misin, kimsin, kimlerdensin önce bir telefonda meseleyi anlayalım değil mi?..

Ayrıca şu pandemi döneminde, ortalık virüs kaynıyorken öyle şakkadanak, “Buluşalım” demekle de olmuyor bu işler…

Önce kendisinden biraz bahsetti, sonra yöneticiliğini yaptığı şirketinin ne iş yaptığını anlattı…

Anlattığına göre, şirket Antalya’nın hatırı sayılır, kallavi şirketlerindenmiş…

Antalya Organize Sanayi’de konuşlanmış…

Çok hissedarlı şirketin büyük hissedarı olarak görünen şahıs ise iş görüşmesi için sık sık yurtdışına gider gelirmiş…

O günlerde de yurtdışındaymış…

Biz gelelim ihbara…

İnanın telefonla arayan o şirketin yöneticisi meseleyi anlattıkça ben şaşırdım, ben sordukça o açıldı…

Epey yol aldık.

Buluşmaya da gerek kalmadı…

O bana telefonda güvendi, anlattı, ben ona güvendim anlattıklarını tek tek not ettim.

İddiaları korkunç…

İhbarı yapan, ihaleyi yapan kurumun adını vermedi ama anlattıklarından benim hangi kurum olduğunu anlamam zor olmadı.

Anladığım kadarıyla iddiası özetle şuydu;

Antalya Büyükşehir Belediyesi 1 Aralık 2020’de falezlerin aydınlatılması ihalesini yapıyor…

4 etapta yapılması planlanan ihalenin ilk etabı olan Yavuz Özcan ve Karaalioğlu Parkları hizalarındaki falez bandının led’lerle aydınlatılması işi bu…

İhaleye giren müteahhit şirketlerden biri, hesabını kitabını yapıyor, fiyat kırıp ilk etabın işini alıyor…

Ve o müteahhit, ihaleyi yapan kuruma, yani büyükşehire sözleşmeyi yapmaya gidiyor.

Çünkü, şartname sözleşmeyi şart koşuyor…

Sözleşmeyi yapacak ki, 5 günde kendisine yer teslimi yapılıp, yapımı 120 gün sürecek aydınlatma işine başlasın…

İşte, zurnanın zırt dediği olay da burada başlıyor.

İddiaya göre, büyükşehirden birileri kendisine diyor ki; “Bak müteahhit kardeş, bizden 6 küsur milyonluk ihaleyi aldın. İyi güzel de, kullanacağın aydınlatma malzemelerini şu firmadan alacaksın…”

Müteahhit yılların müteahhidi, meseleyi hemen çakıyor, leb demeden leblebiyi anlıyor...

Ama söyleneni de kolay kolay içine sindiremiyor…

Müteahhit, büyükşehirdeki o yetkili her kimse ona diyor ki; “Siz bana firma ismi veremezsiniz. İstediğiniz malzemenin özellikleri şartnamede var. TSE belgeli o aydınlatmaları ben istediğim firmadan alırım. Ayrıca, benim Hollandalı firma ile de işim olmaz. O ülkenin malı yerine, yıllardır aynı özelliklerde, Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde öz be öz Türk malını üretip satan Antalyalı firma ile çalışıyorum, yine onlardan alırım”…

Vay sen misin, bunu diyen…

Bana bilgiyi veren şöyle anlatıyor gerisini:

“Bürokrasi hazretleri devreye giriyor, sözleşme işi yokuşa sürülüyor, müteahhidin burnu sürtülsün diye bekleniyor. Müteahhit, ‘Lanet olsun’ diyor ve çaresiz o Hollandalı firmadan da fiyat alıyor.”

Aman Allah’ım…

Bu artık iddiadan da öte bir felaket…

Hollandalı firmanın ürünlerinin fiyatı, Türk firmasının 2.5 katı…

Müteahhit ihaleden çekilse, geride ihalesi yapılacak 3 etap daha var, o ihalelere giremeyecek…

“Tamam pes ettim, Hollandalı firmanın malını alacağım” deyip sözleşmeyi imzalasa, belki de zarar edecek.

Sonuç; müteahhit ile sözleşme imzalanıyor, falezlerin ilk etabının kabloları döşeniyor.

İşler tıkır tıkır, sessiz ve derinden giderken bir şeyler oluyor.

Büyükşehir, falezlerin aydınlatma projesini sosyal medyadan halka açıklar açıklamaz kıyamet kopuyor.

Sivil toplum örgütleri ve Antalya halkı, ‘Falezlerin aydınlatılması iptal edilsin’ diye kampanya başlatıyor.

Kimi, demosu yapılan ışıklandırmayı ‘Pavyon’a benzetiyor, kimi ‘Rezalet’ diyerek karşı çıkıyor.

İşin bir de falezleri mesken tutmuş canlılar yönü var…

Tabi ki bu hepsinden çok daha önemli…

Ancak ben hala işin ihale boyutundayım…

Ve, Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkililerine tek tek sormak istiyorum.

Bu falezlerin ışıklandırılması işinin belediyedeki tek sorumlusu kim?..

İhale aşamasını belediye adına kimler yürüttü?..

İhaleden sonra müteahhit firma ile belediyeden kimler iletişim kurdu?..

Müteahhit firmaya iddia edildiği gibi, ‘Ürünleri şu firmadan alacaksın’ denildi mi?..

Denildiyse, müteahhit firmaya hangi marka ismi lanse edildi?..

Müteahhit,  sizin illa o marka olacak dediğiniz (Hollandalı) o firmanın ürünlerini mi aldı?

O markanın ürünlerinin birim fiyatları, başka markaların ürün birim fiyatlarından pahalı mı, ucuz mu?..

Ucuz ise diyeceğim yok…

Eğer, Hollandalı o firmanın ürünleri diğerlerinden daha pahalıysa, müteahhide neden pahalı bir ürünü almayı önerdiniz?..

Müteahhide ise iki tane sorum var;

Size, büyükşehirden birileri baskı yaptı mı?..

Bu ihaleyi aldığınıza bugün pişman mısınız?

Ve, birkaç sorum da Antalya’da aydınlatma ürünü satan yerli ve yabancı diğer firmalara…

Falezlerin aydınlatmasını yapan müteahhit firma sizlerden fiyat teklifi aldı mı?..

Hollandalı o firmanın ürünlerinin sizin ürünlerin fiyatından daha ucuz olduğuna inanıyor musunuz?..

Size göre, bir müteahhit firma, aynı özellikteki iki üründen neden pahalı olanını tercih eder?..

Gelelim sadede…

İster büyükşehirden, ister devletin ilgili makamlarından birileri bu iddiaları soruşturmak isterse konu belli, adres açık…

Müteahhit ortada, müteahhidin fiyat teklifi aldığı firmalar da kayıtlarında mutlaka vardır.

Bu işi çözmek isteyene bu yazıda ipucu çok…

Yeter ki, çözmek istesin…

‘Yok, çözeceğiz de ipucu yeterli değil’ diyorsanız, bana uğrayın, size daha başka ipuçları da vereyim…

Daha ne diyeyim?..