Cin olmadan şeytan çarpanlar

Antalya’da 37 yaşındaki bir avukat…

Daha cin olmadan şeytanı çarpmaya kalmış.

Sonuç; 29 yıl 7 ay hapis, bir dünya da para cezası almış…

Halbuki, Antalya’da öyle avukatlar var ki, şeytanı suya götürüp susuz getiriyor. Bırakın çarpmayı, şeytana iki ters bir düz takla attırıp, feleğini şaşırtıyor. Şeytanı dünyaya geldiğine pişman ediyor.

Sonuç; O avukatlar kendi cennetlerinde zevk-i sefa içinde yaşıyor.

Bu, tabi işi bilip bilmemekle ilgili…

Bir de arkanın kuvvetli olup olmaması meselesi...

Öyle alengirli işleri tek başıma kotarayım, cukkaları tek başıma yiyeyim yok.

Genç avukatın en büyük hatası bu…

Düzene ayak uyduramamak…

Sırtını dayayacak bir amca, dayı, otorite, siyasi irade, cemaat, tarikat yoksa, ne işin var senin alavere dalavere işlerle…

Otur oturduğun yerde değil mi?..

Senin yaptığın o çirkin işin yüz mislini yapıp, etrafa malıyla mülküyle, sosyal konumuyla, girip çıktığı camia ile caka satan meslek büyüğün abilerinden, ablalarından ders alsaydın ya be birader…

Madem mesleğini onurunla yapmayacaktın, Antalya’da kötü örnek alacağın o kadar çok meslektaşın var ki…

Daha önceden tanışsaydık ben tek tek isimlerini söylerdim, sen gider onlarla tanışırdın.

Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye nasıl giydirdiklerini öğrenirdin…

Böylece daha ilk işinde, gencecik yaşta tuzağa düşüp hapis cezası almazdın.

Genç avukatlara sesleniyorum.

Sakın yanlışa düşmeyin…

Eğer bir gün şeytana uyar da, ülkeyi karıştırmak isteyen cemaatlerin, nifak tohumu ekmek isteyen tarikatların, Türkiye’yi bölmek isteyen şer yuvalarının, çetelerin, memleketi soyanların, işini namusuyla yapanları dolandıranların, mallarına mülklerine çöken ahlaksızların avukatlığını yaparsanız sizden bir ricam olacak.

Sakın ola çamura bulaşmış cübbenizi çıkarıp siyaset yapmayın…

Baro başkanlığına soyunmayın…

Sivil toplum kuruluşlarında boy göstermeyin…

Şehirlerin efsane futbol kulüplerine bırakın başkanı olmayı, stadın yanından bile geçmeyin…

Spor camiasını da kirletmeyin…

‘Aziz’ ve ‘Azize’ rolüne hiç bürünmeyin…

Çünkü, sırıtıyorsunuz…

Biz, sizin gibilerin çevirdiği dolapları biliyor ve izliyoruz.

Bazı siyaset ağalarının, para babalarının talimatlarıyla davalar alıp cübbenize sıçrattığınız çamurun da farkındayız.

Yazın yediğiniz hurmaların, kış vakti geldiği zaman bir yerlerinizi tırmalayacağından da eminiz…

Kıssadan hisse;

Manavgat ‘ta kendisine getirilen boş senetleri doldurtarak icra takibi yapmakla suçlanan bu genç avukat, meslektaşlarına çok kötü bir örnek olarak karşımızda duruyor.

Antalya’da mesleğini namusuyla yapan binlerce avukatın yanında maalesef böyleleri de çıkıyor.

Her meslekte bu böyle…

Bizim camiada da…

Bir gazeteci olarak çürük elmaları deşifre etmek bizim boynumuzun borcu, meslekten men etmek ise mahkemelerin veya baroların işi olmalı…

Birilerinin yaptıkları yanlarına kar kaldıkça, kötü örnekler etrafta caka satarak dolaştıkça, daha çok sayıda genç avukata cezaevi yolu görünür.