Yaşlı moruk, ölüp gitmedin. Kızına da üvey baba var merak etme' deyince kendimi kaybettim" dedi.
Olay geçen 26 Ağustos gecesi saat 21.00 sıralarında, Konyaaltı İlçesi Gürsü Mahallesi 345 Sokak'taki bir apartmanda meydana geldi. Emekli öğretmen Hasan Bayraktar, ikinci eşi 36 yaşındaki Gülşen Bayraktar'ın yakın arkadaşı güzellik salonu işletmecisi Songül Ateş'i, apartmanın merdiven boşluğunda rambo bıçağıyla öldürdü. Bayraktar, geçmişte boşanma davası açan eşinin lehine tanık gösterilen komşusu 72 yaşındaki Hüsnü Ozan Basmacı'yı da bıçaklayarak olay yerinden kaçtı.
Eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle evden uzaklaştırma cezası bulunan Bayraktar, olaydan iki gün sonra memleketi Bartın'da otomobilinin içinde uyurken cinayette kullandığı bıçakla birlikte yakalandı.
Hasan Bayraktar hakkında, eşinin arkadaşı Songül Ateş'i öldürmekten ve komşusu Hüsnü Ozan Basmacı'yı bıçaklayarak öldürmeye teşebbüs suçundan ayrı ayrı ömür boyu hapis cezası istemiyle Antalya 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Songül Ateş'in yakınları, eşi Gülşen Bayraktar ve bıçakla ağır yaralanan Hüsnü Ozan Basmacı ile apartman sakinlerinin katıldığı duruşmada Hasan Bayraktar, 5'i ilk evliliğinden, biri de ikinci evliliğinden 6 çocuk sahibi olduğunu söyledi.
'SONGÜL EVLİLİĞİMİZİ BOZDU'
10 yıl önce evlendiği ikinci eşiyle 2 yıl öncesine kadar mutlu bir evliliği olduğunu söyleyen Bayraktar, evlerinin bulunduğu sokağa Songül Ateş'in güzellik salonu açtığını söyledi. Eşinin Songül Ateş ile tanıştıktan sonra ilişkilerinin bozulduğunu iddia eden Bayraktar, şöyle dedi:
"Eşim pırıl pırıl bir insandı. Eşim evimizin karşısına açılan güzellik salonundaki Songül hanım ile yakınlaşınca evliliğimizde sorunlar başladı. Songül hanımın yönlendirmesiyle eşim hakkımda şikayetçi oldu. Eşime şiddet uyguladığım gerekçesiyle bana evden uzaklaştırma cezası verildi. Eve gidemediğim için araçta yatıyordum. Üstelik evden uzaklaştırma cezası şikayetler tekrarlanarak sürekli uzatılıyordu. Bir gün evimizin yakınlarındaki simitçide, eşimle Songül Ateş'i kahvaltı yaparken gördüm. Yanlarına gidip Almanya'ya gideceğimi ve evdeki eşyalarımı bana vermesini söyledim. Ben eşimle konuşurken Songül Ateş araya girip 'Gülşen ile görüşemezsin. Buradan defolup gidin' dedi. Bana hakaretler etti. Ben yanlarından uzaklaştım. Sonra da beni polise şikayet etmiş. Uzaklaştırma cezam olduğu için eve gidemiyordum."
'YAŞLI MORUK ÖLÜP GİTMEDİN'
Olay günü kızını görmek için evinin olduğu mahalleye gittiğini anlatan Bayraktar, "Yolda Songül Ateş ile karşılaştım. Eşim eşyalarımı hazırlayıp paket yapacaktı. Songül hanıma bunu söyledim. Bana 'Ben size gidiyorum. Beni takip edin. Kapıya kadar gelin biz sana veririz, alır gidersin' dedi. 5 katlı binanın en üst katındaki evimize çıktı. Ben geride kalmıştım. Kendisine seslenip 'Eşime söyleyin bana eşyalarımı versin gideyim' dedim. Bunun üzerine Songül Ateş 'O senin eşin değil' dedi. 'Eşini bir başkasıyla evlendireceğim. Yaşlı moruk. Ölüp gitmedin. Gülşen senden kurtulamadı. Kızına da üvey baba var merak etme' dedi" diye konuştu.
Bunun üzerine Songül Ateş'in kolunu tuttuğunu söyleyen Bayraktar, "Songül Ateş bana O.. çocuğu diye küfretti. Bu sırada ayağım boşluğa geldi. Songül Ateş'i tuttum. İkimiz birlikte merdivenlerden yuvarlandık. Bu esnada açılan çantamdan bıçak düştü. Bıçağı almak için boğuşuyorduk. Ben ayağımda ve karnımda acı hissettim. Sonra bıçak elime geçti. Ondan sonra kendimi kaybettim. Songül Ateş'e bıçak vurup vurmadığımı hatırlamıyorum" dedi.
'BU MORUK YANINA BİLE YAKIŞMIYOR'
Duruşmada Gülşen Bayraktar da müşteki sıfatıyla ifade verdi. Kocasından şikayetçi olmadığını söyleyen Gülşen Bayraktar, olanlardan arkadaşı Songül'ü sorumlu tuttu. Songül Ateş ile 6 yıldır tanıştıklarını anlatan Bayraktar, şöyle konuştu:
"Eşimin ilk evliliğinden çocuklarıyla ilgili sorunlar yaşamıştık. Boşanma davası açıp sonra vazgeçtim. Eşim Almanya'ya gitmişti. Ordan da Tayland'a gitmiş. Bunu öğrenince kızmıştım. Ben dertlerimi Songül ile paylaşıyordum. Songül'den borç alıp tekrar boşanma davası açtım. Songül ile birlikte karar verip 'bana şiddet uyguluyor' diyerek eşim hakkında sürekli dilekçe veriyordum. Songül'ü de tanık gösteriyordum. Eşim beni rahatsız etmediği halde uzaklaştırma kararının devamı için bunu yapıyorduk. Eşim bu yüzden 5 ay boyunca dışarda kaldı, eve gelemedi. Olaydan 1 hafta kadar önce Songül ile kahvaltı yaparken bizi görüp yanımıza gelen eşim, konuşmak istedi. Eşim arabada yatıp kalktığını, banyo yapamadığını, eve gelip üzerini değiştirmek ve eşyalarını almak istediğini söyledi. Songül buna karşı çıktı. 'Bu moruk senin yanına bile yakışmıyor' dedi. Sonra da eşime 'Defol' diyerek kovdu. Songül karakola gidip eşim hakkında hakaret iddiasıyla şikayette bulundu. Beni de tanık gösterdi. Songül eşimden boşanıp başkasıyla evlenmemi istiyordu. Hatta olaydan 20 gün kadar önce bana birini bulduğunu söyledi. Ben görüşmeyi kabul etmedim. Yine bir gün yüzme bilmediğimi söyleyince 'Yüzme hocasına bir kere v.. sana bedavaya yüzmeyi öğretir' demişti. Bunun üzerine ben kendisine kızmıştım."
'EŞİMDEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM'
Gülşen Bayraktar, "Olay günü eşimin arkadaşı bana telefon açtı. Eşimin uzaklaştırma cezası yüzünden bunalıma girdiğini ve intihar etmeyi düşündüğünü söyledi. Bunun üzerine ben Songül'ü telefonla aradım. Songül bana geleceğini söyledi. Ben balkonda çamaşır toplarken sesler duymaya başladım. Aşağı bakınca kimseyi göremedim. Eşimle Songül'ün sesleri geliyordu. Apartman boşluğundan ses geldiğini anlayınca koşarak kapıyı açtım. Songül yaralı halde yerde yatıyordu. Ben eşimden şikayetçi değilim. Eşim beni öldürmekle tehdit etmedi" dedi.
Hüsnü Ozan Basmacı ise olay günü merdivenlerden çığlık sesi gelmesi üzerine kapıyı açtığında sanığın yanına gelip 'Sen de mi' dedikten sonra karnından bıçakladığını söyledi. Öldürülen Songül Ateş'in yakınları ise sanıktan şikayetçi olduklarını söyledi. Duruşma ertelendi.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) -