Farklı sese tahammül kalmadı

Gün Haber’i, her gün en az birkaç kez tıklayıp ziyaret ederek, Akdeniz’in birincisi yapanlara teşekkür ediyorum.

Türkiye’de, ‘merkez’ dediğimiz medya artık kalmadı…

Havuz medyaya dahil olanların oranı yüzde 70’leri geçti.

Doğan Medya Grubu’nun satış işleminin bitmesinden sonra, satılan her 10 gazeteden 9’u havuz medyaya ait olacak.

Sadece ulusal medya mı?.. Yerelde de havuz medyaya büyük bir kayış var.

Anadolu’da bile birkaç farklı sesin çıkmasına tahammül kalmadı artık…

Yerel siyasetçiler, milletvekilleri istiyorlar ki, sürekli pohpohlansınlar…

Alkışlansınlar…

Arkalarından, ‘Çok yaşa’ diye bağırılsın…

Yeter ki, düşünce farklılıkları dile getirilmesin…

Ama şunu bilmiyorlar ki, gün gelip sahip oldukları gücü kaybettiklerinde, Antalya’da etraflarında seslerini duyurabilecekleri, uğrayacakları haksızlıkları dile getirebilecek bir mecra bulamayacaklar.

Sadece bu satırların yazarı ve Gün Haber hariç…

Beni tanıyan bilir.

Bırakın Ahmet’in, Mehmet’in…

Sağın, solun, CHP, Ak Parti ve MHP’nin dahil, hiç kimsenin havuzunun suyu olmadım, olmam da…

Bu gerçeği görmüyorsanız, o da sizin bileceğiniz iş…

Zaman beni haklı çıkarmıştır, yine çıkaracaktır.

Bugün sizin havuzunuzda olanlar, yarın teknelerini, sizin yerinize geleceklerin havuzunda yüzdüreceklerdir.

Biz bu zaman da havuzun suyu olmadık, o zaman da olmayacağız.

Çünküüü…

Bizde tarafsızlık var.

Bizde özgürlük var.

Bizde cumhuriyetin temel ilkeleri var.

Bizde Atatürk’ün devrimleri var.

Bizde hak, hukuk, adalet var.

Kalbimizde Allah korkusu, göğsümüzde ay yıldızlı bayrak var.

Şükür, ne paralel olduk, ne FETÖ’cü…

Ne onlardan nemalandık, ne nemalandırdık, ne de kapılarının önünden geçtik.

Kıssadan hisse; havuz sizin olsun, bizim koskocaman Akdenizimiz, koca yürekli Akdenizli insanlarımız, gerçeğin peşinden giden okurlarımız var…

Neyse, gelelim geçen günlerde yaşadığımız ve garibime giden bir olaya…

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde geçtiğimiz günlerde Tünektepe’nin ihalesi yapıldı.

İlk ihalede bir şirkete verilmişti, sonradan otel işletme yeterliliği bulunmadığı ortaya çıkınca iptal edilmişti.

Geçen hafta yine ihale yapıldı.

Bir firma adına bir kişi katıldı, onun da evrak eksikliği vardı, ihale iptal edildi.

Medya bu işi öylesine geçiştirdi.

Ancak, dikkatimi çeken bir olay, hakikaten peşi takip edilmesi gereken bir mesele olarak karşımda duruyordu.

O da şu; aslında o ihaleye ikinci bir firma daha katılmak istemiş. Fakat, firma yetkilisi elinde evraklarla büyükşehire geldiğinde ona ihalenin yapılacağı salon değil, başka bir salon gösterilmiş.

Düşünebiliyor musunuz?..

35’i yapım, 50’si kira, 29 yılda toplamda 85 milyon TL’lik bir işin bir güvenlik görevlisi sayesinde nasıl uçup gittiğini…

Yahu, bu görevliye o gün hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da, ‘Bakın bugün çok önemli bir ihale olacak. Gelecek olanları şuraya yönlendirin’ demedi mi?..

Hadi diyelim ki, o gün ihaleye katılan tek firmanın belgeleri tastamam olsaydı ve ihaleyi de kazansaydı, bunun hesabını o salonda tek başına bekletilen firmaya ve biz Antalyalılara kim nasıl verecekti?..

Büyükşehir bu şaibenin altından nasıl kalkacaktı?..

Bu konuda birileri, birilerine hesap sormuş mudur?..

Yoksa, ‘Adam odayı bulamamış hahaha…’ diyerek geçiştirilmiş midir?..