Gazipaşalı çiftçi Nursal Çağlayan, geçen yıl Mersin'in Silifke İlçesi'nden aldığı, anavatanı Güney Amerika olan 'altın çilek' fidanını serasına dikerek, üretime geçti. Altın çileği Gazipaşa’da ilk kez kendisinin ürettiğini anlatan Çağlayan, "Bu meyve fazla bakım gerektirmiyor, oldukça da kârlı. 500 metrekare seradan 15 bin lira gelir elde etmeyi umuyorum. Eğer bu alana domates, salatalık ya da başka bir ürün eksem en fazla 2 bin 500, 3 bin lira kazanabilirdim. Aynı zamanda meyvenin fidanını da üretiyor ve tanesini 30 kuruştan satıyorum" diye konuştu.
Altın çileğin iç piyasada büyük talep gördüğünü ve satışlardan memnun olduğunu anlatan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Altın çileği seraya 1.5 metre aralıkla dikiyoruz ve dikimden 2.5 ay sonra da bazen 2-3 günde bir, bazen haftada bir hasat yapıyoruz. Haftada, 250'şer gramlık yaklaşık 250 paket topluyoruz. Bir kez ektiğimiz altın kirazın ağacı üç yıl dayanıyor ve bir ağaçtan ortalama 5 kilo ürün elde ediyorum. İlaç ve gübre kullanılmadan doğal ortamda yetişen altın çilek, şeker hastaları ve zayıflama yöntemlerinde kullanılan bulunmaz bir meyve."
ÜRÜN ÇEŞİDİ, TARIMIN UFKUNU AÇACAKTIR
Altın çilek üretiminin ilçede örnek olacağını belirten Gazipaşa Ziraat Odası Başkanı Tevfik Uysal da örtü altı seracılıkta çeşitliliğin çok önemli olduğunu belirterek, "Altın çileğin Türkiye’de rağbet göreceği inancındayım" dedi. Uysal, altın çilek üretiminin yaygınlaştırılması ve üreticilerin bu meyveye yönlendirilmesi için üzerlerine düşeni yapacaklarını kaydetti.
HASTALIKLARA İYİ GELDİĞİNE İNANILIYOR
Literatürdeki adı 'Physalis' olan ve 'İnka eriği', 'yer kirazı' diye de bilinen bilye büyüklüğündeki sulu, çok ufak açık sarı çekirdekli altın çileğin dokusu ise domatesi andırıyor. Dışı kağıda benzeyen kabuğa sarılı meyvenin vitamin açısından da zengin olduğu, özellikle şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Altın çileğin kilo vermeye, sindirim sistemindeki parazitlerin atılmasına ve kan dolaşımını düzenlemeye de yardımcı olduğu ileri sürülüyor.