Bildiğiniz üzere, 31 Mart 2019 pazar günü yapılan Belediye Başkanlığı seçimini DSP’den aday olan Necati Topaloğlu ve ekibi kazanıp, “Ben, sen değil, biz olacağız  “ diyerek 1 Nisan itibari ile göreve başladılar… O günden itibaren de Kemer’de  olumlu, olumsuz yaşanan olaylar bir türlü bitmedi. Zaman içinde, seçim süresince Necati hocamızın destekçisi olarak yanında duranlardan değişik sesler çıkmaya başladı. Duyumlar aldık ki içeride kazanlar kaynıyor… Önce pazar yeri nedeni ile pazarcı esnafı ters düştü hoca ve ekibiyle… Sonuç pazar esnafı şu anda tavrını sürdürüyor ve dediğini yapıyor… Tur acenteleri ile yaşanan sorunlar büyüdükçe büyüdü… Yıkımlar oldu, ruhsatlar iptal edildi sonrasında olmaz denen oldu ruhsatlar verildi… Çöpler dağ oldu şikayetler arttıkça arttı… Kakalaklar ve karafatmalar sardı Kemer’i… Hatta geçen gün gittiğim markette müşterinin bacağına yapışmıştı kocaman karaböcek… Uyarı yaptığımızda ise oradaki bir müşteri; “ napsınlar her yerde var “ diyerek olayı nasıl kanıksadığını açıkça beyan etti ama orası gıda satılan bir market… Neyse 5. ay ve belediyede kopmalar başladı önce belediye başkan yardımcısı eski barınak veteriner md. Adnan Öney zehir zemberek bir açıklama yaparak istifasını açıkladı… Ve bir de ruhsat müdürü… Bugünde bir diğer başkan vekili Mustafa Bilici… Peki neden?, Ne oldu da düne kadar tüm desteğinizle yanında durduğunuz Necati hocadan koptunuz… Aldığım duyumlara göre Emin Gül de mutsuzlar arasında yer alıyormuş… Doğru yalan bilemem ama Kındılçeşme kararları onun da canını sıkmış…  Eyvah ki ne eyvah, altı ay dolmadan belediye dökülmeye başladı… Kemer’in iyiliği için yaptığım bazı eleştirilere “10 yıldır siz güldünüz, şimdi sıra bizde “ diyenlere soruyorum.  Beş ay sürdü gülmeniz, ki benim siyasetle uzaktan yakından hiç alakam olmaz… Dostluklarım olur, saygı duyduğum olur, çünkü ben Kemer sevdalısıyım… Kemer’e yapılan her güzellik beni mutlu eder… Geceler gebe bakalım daha nasıl sabahlara uyanacağız… Yakında kayyum var deniyor, haydi hayırlısı…

Yine Kemer’de yaşadığımız bir olaydan bahsetmek istiyorum… Öncesi tatsız sonu tatlı olan bu olay at çiftliğinde yaşandı… Ata binmek için randevu alıp gittiğimiz çiftlikte görevlilerin tutumu üslubu ve tavrı bizi çok sinirlendirdi…  O sinirle oranın yetkilisi olan İsa beyi aradık durumu anlattık… İsa bey tüm nezaketi ile olaydan duyduğu üzüntüsünü ifade ederek bunun telafisi için yapılması gereken ne varsa yaptı, özür diledi ve diletti… Ertesi günü de 1,5 saatlik bir doğa turu ile gönül almak için çırpındı ve bizi son derece mutlu etti…İşte işine saygı duyan bir işletmeci… Evet hata olabilir bunu kabullenmek ve özür dilemekte bir erdemdir. Keşke Kemer de herkes İsa bey gibi duyarlı olsa… Teşekkürler İsa bey…

Son günlerde gece kulüplerinde çok konuşulan loca olayı Kemer beachlerinde yaşanıyor… Gündüz beach olan yerlerde akşamları canlı müzik var… Cafe restoran olan bu mekanlarda akşam yemeği yiyip bi dünya para ödeyen insan yemekten sonra o sahildeki locaya oturamıyor bunun için ayrıca para ödemeliymiş… Bana göre yanlış, zaten yemek yemiş bir dünya para ödemiş ama müzik dinlemek için öne geçemiyor…Bu zihniyetle nereye kadar gidecek Kemer bilemedim…

Bir dükkandan 70 tl ye alınan bir kuğu oyuncak bir başka dükkanda 400 tl ye satılıyorsa Kemer esnafına  “Allah akıl fikir versin “ demekten başka ne denir onu da bilemiyorum… İnsanlar Kemer’de esnafa olan güvenini maalesef ki kaybetti… Bu güven nasıl tekrar oluşur bunu tüm esnaf bir araya gelerek hatalarını çalıştırdıkları personelin tavrını müşteriye hitabını bir masaya yatırıp gözden geçirmeli yoksa daha çoook  neden De Facto, neden Lc Waikiki diye konuşur dururlar… Liman Caddesi’ni bitiren ne De Facto, ne Lc Waikiki ne de minibüs durakları!.. Tamamen tezgahtarların yılışık ve saygısız yaklaşımı. Artık bunu kabul edin ve çözüm üretin… Dünyanın hiç bir yerinde ayaklarını uzatarak dükkanının önünde oturan ne iş sahibi nede çalışan görülemez… Parmak arası terlik giyip insanın suratına bakarak ayak parmakları ile oynayan bir personeli anca Kemer Liman Caddesi’nde görebilirsiniz… Yazık ediyorsunuz güzelim Kemer’e…

Kaç kere yazdım, sordum, şikayet ettim… Sonuç elde var 0000… Türkiye genelinde marketlerde içki satışı saat 22.00 yada 22.30 da bitiyor, ama Kemer galiba Türkiye toprakları dahilinde sayılmıyor ki gece saat 03.00 te bile marketten içki alınabiliniyor… O Rusların sarhoş nağraları ve bağırtıları ile haydi uyu uyuyabilirsen… Denetim mi, o da ne? Yok öyle bir şey… Kim kime dum duma… Ah ah yazacak o kadar çok şey var ki bitirmek imkansız…

Ve orman yangınları… Ciğerlerimiz yandı… Yazık çok yazık, gitti güzelim ağaçlar oksijenimiz ve kaçmaya çalışırken yanan canlar… İnşallah bu yangının sebebi bir kasıt değildir… 

“Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.” Franklin Roosevelt