Sivas'ta yaÅŸayan evli ve 4 çocuk babası Hasan Hüseyin Öztürk, 7 yaşındayken 1946 yılında yeminli tercümanlık yapan dedesi İbrahim KavukçuoÄŸlu'nun yanında çalışmaya baÅŸlayarak Osmanlıca, Arapça ve Farsça öÄŸrendi. Daha sonraki yıllarda ise eÄŸitimine devam ederek Sivas'ta Hoca İmam Cami Hafız Mektebi'ne yazıldı. Mektepten mezun olduktan sonra ise bir süre imamlık yaptı. Sivas'ta duyulan ihtiyaç üzerine yeminli tercümanlık yapmaya baÅŸlayıp, bu meslekte ilerledi. Öztürk, yeminli tercümanlığı ilerleyen yaşına raÄŸmen bugün de sürdürüyor. Kentte özellikle Osmanlı döneminden kalan tapu ve senetleri tercüme ettirmek isteyenlerin sıklıkla baÅŸvurduÄŸu Öztürk, PaÅŸabey Mahallesi Mahkeme Çarşısı üzerinde bulunan Subaşı Hanı'ndaki bürosunda çalışmalarını sürdürüyor.
Arapça ve Farsça tercümanlığı da yapan Öztürk, yüzlerce akademisyenin çalışmalarına da katkı saÄŸladı. Ayrıca tapu ile ilgili mahkemelerde de önemli tercümeler yapan Öztürk, bu zamana kadar yaklaşık 2 bin davaya dahil oldu. Osmanlıca veya Farsça yazılı günlük 50 tapuyu okuyarak günümüz Türkçesine çeviren Öztürk, ilerleyen yaşına raÄŸmen mesleÄŸini yapmaktan memnun olduÄŸunu söyledi.
'2 BİN TAPU İLE İLGİLİ MAHKEMEYE BAKTIM'
MesleÄŸe 7 yaşında baÅŸladığını söyleyen Hasan Hüseyin Öztürk, "10 yaşımda neredeyse tamamen okuyup tercüme etmeye ve yazmaya baÅŸladım. MesleÄŸimi yaparken uzun süre nüfustan Osmanlıca yazıları tercüme ettim. Ancak her zaman asıl mesleÄŸim tapuya bakmaktı. Yaklaşık 50 seneyi geçkin bir süredir bu iÅŸi yapıyorum. 25 senedir emekliyim ama bu iÅŸi yapmaya hala devam ediyorum. Sadece Sivas'ın deÄŸil, ilçeler ve çevre iller olmak üzere tüm tapuların tercümesini ben yapıyorum. Mahkemeler insanların dedelerinden kalma tapuları bana yönlendiriyorlardı. Beni bu konuda bilirkiÅŸi olarak tayin ettiler. Onların tapularının doÄŸruluklarını, ne olduklarını ben inceleyip, Türkçeye çevirip kime ait olduklarını belirterek imzalayıp bildiriyordum. Bu ÅŸekilde aÅŸağı yukarı 2 bin mahkemeye baktım. Günde 50 tapuyu okuyup Türkçeye çeviriyorum. Benden baÅŸka bakan yoktu. Bir iki tane öÄŸretmen vardı, ama az biliyorlardı. Onlar da çok kısa sürede bıraktılar" dedi.
‘100'ÜN ÜZERİNDE ÖÄžRENTMENE TERCÜMANLIÄžI ÖÄžRETTİM'
Bu zamana kadar 100'ün üzerinde profesör ve öÄŸretmene eÄŸitim verdiÄŸini belirten Öztürk, "5-6 tanesi profesör olmak üzere 100'ün üzerinde öÄŸretmene tercümanlığı öÄŸrettim. Birçok öÄŸrenci öÄŸrenmek için buraya gelir. Benim mesleÄŸim Osmanlıca, Arapça, Farsçayı tercüme etmek. Ancak öncelikle Osmanlıcanın her çeÅŸidini tercüme ederim. Toplamda 8 çeÅŸit yazısı vardır. Ben de bunları okuyorum. Ben yeminli tercümanım. Yeminli tercüman demek, devlet yemin ettiriyor bize, mahkemeye belge verirken iÅŸinde gücünde hile etmeyeceÄŸimize dair. AÅŸağı yukarı 200 senelik tapuları okudum. DiÄŸerleri daha yakın tarihliydi. Nüfus kayıtları 1915'lerde falan yazılıp Türkçeye çevrilmiÅŸ, ancak tapuları bundan çok evvel öncelerinde oluÅŸturulmuÅŸ. Bu mesleÄŸin son kalanlarındanım" diye konuÅŸtu.












Mert Taha VAROL- Arife Defne ARSLAN/SİVAS, (DHA)