Seçim değil geçim

Markete her gidişimde, bir personel elinde etiket makinesi ile raflardaki ürünlerin yeni fiyatını yazıyor. Günün her saati bu görüntü. Soruyorum anlatıyor: "840 etiket geldi. Zam üstüne zam. Yeni fiyat ayarlaması yapıyorum. Parmağım, elim, kolum yoruldu. Her gün zam, her gün başka fiyat."

"Senin maaşına da zam oluyor mu" diye soruyorum. Gözleri ağlamaklı oluyor. Dili tutuluyor konuşamıyor. Sonra toparlanıyor, boğazından yutkunarak anlatıyor: "Asgari ücretle çalışıyorum. 17 bin lira ile geçinemiyorum. İki çocuğum var bir litre sütün fiyatı 50 lira oldu. Ev kirası 7 bin lira. Yol parası, su, elektrik filan zor yetiştiriyorum. Tasarruf yapamıyorum."

PİDE VE ET KUYRUKLARI

 İftara yakın fırının önüne gidiyorum. Uzun bir kuyruk var. 15 liraya pide alacak olanlar konuşuyor. "Belediyenin pidesi 10 liraya satılıyor. Haftada bir gün fırın pidesi alıyorum. Diğer günler Halk Ekmek büfesindeki soğuk ve ucuz pideye gücüm yetiyor." 

Yaşlı bir nine sitem ediyor: "Fırın pidesinin kokusu başka oluyor. Ramazan olduğunu o pide kokusunda hissediyorum. Her gün sıcacık fırın pidesi bile alamıyorum. 15 lirayı nasıl vereyim? 10 bin lira emekli maaşıyla bir ay zor geçiriyorum."

 Ramazan pidesi kuyrukları gibi uzayan et kuyruklarımız oldu. Büyük kentlerde vatandaşlar bir kilo ucuz et almak için sabah gün doğumunda sıraya giriyor.

EKONOMİDE RAKAMLAR

Yoksulluk sınırı 55 bin 691 lira oldu Bir ayda 3 bin 693 lira arttı, asgari ücreti 3'e katladı. İcra dairelerinde bulunan dosyaların sayısı son iki ayda 1 milyon 864 bini geçti. Türkiye'de hane sayısı 19 milyon 500 binken, icra dosyası sayısı 21 milyon 512 bine ulaştı.

 Kredi kartlarında harcama tutarı 251 milyar 900 milyon lirayı buldu. Bu rakam tarihi zirve. 

Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketine göre, yıl sonu enflasyon beklentisi 44.19'a yükseldi. Dolar beklentisi ise 42.78 TL. Oysa şimdiden hem enflasyon, hem döviz kuru rakamları çok yukarılara çıktı.

AKLIMIZLA DALGA GEÇME

Devletin bütçesi sürekli açık veriyor. 2 ayda faiz için 176 milyar lira ödendi. TL yılbaşından bu yana 2 ayda yüzde 8.4 oranında değer kaybetti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2030 vadeli 2 milyar avro tahlil ihracıyla övünüyor. Ülke tarihindeki en yüksek avro ihracı olmuş. 3 yıl aradan sonra yapılan avro ihracında 5 kattan fazla talep gelmiş. Bu ihraç, yabancı yatırımcıların ülkemize olan güveni ve programa duyulan inancın açık göstergesiymiş.

 2 milyar avro nedir ki? Türkiye'nin üç günlük parasal işlerini rahatlatır. Ya sonra ne olacak? Kimse bizim aklımızla dalga geçmesin. 31 Mart seçimine kadar tüm tuşlara basılarak dizginler elde tutuluyor. Sonraki günler ne getirecek, nasıl olacak kimse bilmiyor.

PARTİLERE DÜŞEN GÖREV

Yoksul halkın zor nefes aldığı bu günlerde partilere büyük görev düşüyor. İktidar partisi ve ortakları (Cumhur ittifakı) ülkeyi bu duruma getirdi. Bu gerçekten kaçış yok. AKP lideri iyi olan her durumun sorumlusu olduğunu kabul ediyor. MHP lideriyse partisinin kurultayında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a övgüler diziyor: "Buradan Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a sesleniyorum. Ayrılamazsınız. Türk milletini yalnız bırakamazsınız. Cumhur ittifakı olarak yanınızdayız, beraberindeyiz. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizleri görmek istiyoruz."

İnanılması güç sözler. 50 yıllık köklü , milliyetçi bir parti, 25 yıllık islamcı partinin liderini kurtarıcı kabul ediyor. Bahçeli'nin bu sözlerinden sonra MHP siyasi anlamda bitmiş kabul edilir. "Yeni yüzyılın lideri olarak sizi görmek istiyoruz" cümlesindeki "yeni yüzyılın lideri" yeni bir devlet ve yeni bir kurtarıcı demektir. Türk halkının sorunu, ne yeni bir devlet, ne yeni bir liderdir. Halk seçimi değil, geçimi düşünüyor, yaşama savaşı veriyor.