Türkiye krizden çıkış yolu arıyor

Türkiye'nin sorunları bitmez. Türkiye'de konu bitmez, gündem bitmez, skandal bitmez, kriz bitmez.

 Evet pandemi var, aşılar yetersiz. Yüksek vaka sayıları nedeniyle AB, Türkiye'ye seyahat kısıtlamalarını kaldırmıyor. Marmara Denizi müsilaj/deniz salyası nedeniyle ölüyor. Salda gölünü yok etmeye çalışıyoruz. İkizlere'de köylüler HES direnişini sürdürüyor. İşsizlik, yoksulluk, açlık dev boyuta tırmanıyor.

Bu karamsar ortamda doğalgaz buluyoruz. Büyük müjde. 19 yılda 38 doğalgaz ve petrol keşfi yapıyoruz, bir türlü çıkaramıyoruz.

 Konular bitmez dedik. Bitmiyor da. Örneğin, Çamlıca Camii'ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynaklarından 290 milyon milyon dolar verilmiş. Vakıflar Genel Müdürü'nün maaşı 161 bin liraymış. Bodrum'da tatilin faturası bir daire fiyatına ulaştı. Cumhurbaşkanı 2 yılda 2 Hazine ve Ekonomi Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 2 Varlık Fonu Genel Müdürü, 2 Borsa İstanbul Genel Müdürü, 2 TÜİK Başkanı değiştirdi. Televizyonda faizlerin inmesi gerektiğini söyleyince dolar 20 kuruş arttı. 450 milyar dolar dış borcumuz 90 milyar Türk Lirası daha yükseldi.

ABD CİDDİ BASTIRIYOR

ABD başkanı Biden, göreve geldikten sonra aylardır bizi muhatap almıyordu. Randevu vermiyor, telefonla görüşmüyor, adeta dışlıyordu. Gerekçe Rusya'dan aldığımız S 400 füzeleri diye biliniyordu.

 Geçen hafta ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Wendy Sherman, Türkiye'ye geldi ve dedi ki: "S 400'ler için Ankara'ya alternatif sunduk. Ne yapmaları gerektiğini biliyorlar. Umarız ortak bir yol buluruz. Karar onların."

ABD bizden "taviz" istiyor. Ödünle ilgili kararı verecek kişi, ilk sözü de son sözü de söyleyecek olan Cumhurbaşkanı. 

Ne yazık ki ikili ilişkilerde dosyamız kabarık. İki ülke arasında çok ciddi bir kriz yaşanıyor. Fetullah Gülen'in iadesi ile başlayan tırmanma süreci, Rıza Zerrab olayı, Halkbank davası, S 400 alımı ve Ermenilere soykırım kararının onaylanması ile karanlık bir döneme girdi. 

YATIRIMA ÇAĞIRIYORUZ

 Cumhurbaşkanı geçen hafta ABD'nin 20 dev şirketinin yöneticileri ile internet ortamında görüştü. PepsiCo, Honeywell, GE, Cargill yöneticilerine Türkiye'deki ekonomik ve sosyal gelişmeleri anlattı, yatırıma çağırdı.

 ABD'nin 650 milyar dolarlık 2 fonu, Ermeni diasporasının baskısı sonucu Türkiye'den çekilme kararı aldı. Kamu fonları yatırım yapacağı ülkenin adalet, sosyal yapı, eğitim, huzur, toplumsal barış gibi konularına da bakıyor. Son dönemde kullanılan üslup,  politikada olumsuzluklar, adalete güvenin kaybolması, resmi kurumlara güvensizlik, yabancı yatırımcıların ülkeden çıkışına yol açıyor.

 Bizimkiler içeride tabanlarına oynarken dışarıya verdikleri görüntü ile kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar. Yaralı bacakla topal ördek yürüyüşü olur. Halk bu durumu hak etmiyor. Olan koca ulusa oluyor. 

Türkiye, ekonomik analiz kuruluşu Oxford Economics'in yayınladığı Mali İtibar Endeksi'nde, gelişen 20 ülke arasında, sondan 5 sıraya geriledi. Nedeni? Özelleştirme gelirleri azaldı, kamu borcu arttı ve mali disiplin bozuldu. Kısacası, sınıfta kaldık.

LİDERLER ZİRVESİNDE

 Türkiye ABD'nin istediği ödünleri verir mi? 14 Haziran'da iki ülkenin liderleri NATO zirvesinde  buluştuğunda büyük pazarlık olur, ya ipler tamamen kopar ya da her şey düzlüğe çıkar. Siz bakmayın muhalefetin erken seçim çağrısına karşı çıkan iktidar partisi genel başkanının sessiz duruşuna.

Ya Amerika'nın S 400 formülünü kabul edeceğiz, bir anlamda teslim olacağız, dediğini yapacağız, ya yeni bir dünyada yerimizi alacağız.

ABD kesenin ağzını açar, ambargoları kaldırır ve para kaynaklarını serbest bırakırsa Türkiye, ekim veya kasım aylarında seçim yapabilir.

Seçimin sloganları bugünlerde gündemdeki 3 soru olur:

"128 milyar dolar nerede?", "Mafyadan 10 bin dolar maaş/haraç alan milletvekili kim?",  "Ziraat Bankası'nın 700 milyon dolar kredisi ödendi mi?"