Vali Münir Karaloğlu'nun ardından...

Münir Karaloğlu ile Antalya Valisi olarak atandığının hemen sonrası, valilikte tanışmıştım.

Milliyet’in Antalya Bölge Temsilcisi Oktay Pirim ile bir TV kanalı adına canlı yayın yapmıştık kendisiyle…

15 Temmuz gecesini konuşmuştuk.

Çok dobra biriydi…

Daha doğrusu dilinin kemiği yoktu.

Öyle ki, reklam arasında Oktay’ın da, benim de iyi bildiğimiz bir gazeteci için, yekten ‘O FETÖ’cü’ demişti. Hatta kallavi bir küfür savurmuştu.

Şaşırmıştım.

Ön yargılı olduğunu düşündüm ve sonuçta haklı çıktım.

FETÖ’cülükle hiç ilgisi, alakası olmayan bir gazeteciye bu yakıştırmayı yapan Karaloğlu, sahibi olduğu gazete FETÖ iltisaklı olduğu için kapanan ve halen yargılanan Antalyalı bir gazeteciye ise sahip çıktı.

Çok samimi görüntüler verdi.

Her çağırdığında programına geldi, konuştu.

O da, her yere o gazeteciyi davet etti.

Ona da şaşırmıştım.

Bizimle katıldığı o canlı yayın arası sohbette, Antalyalı bazı siyasiler ile sonradan yargılandıkları davalardan beraat eden Antalya’da görevli bazı subaylar için de ön yargılı davrandığını fark ettim.

İnsanları kendi kafasında yargılıyor, hükmünü çok acımasızca verebiliyordu.

Nitekim benimle ilgili düşünceleri de öyleydi…

Beni tanıdıkça şaşırıyordu.

Onun kafasındaki gazeteci kalıbına uymuyordum çünkü…

Turizmci Tolga Cömertoğlu’nun Kepez’de yaptırdığı kreşin açılışı vardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da gelmişti.

Vali Karaloğlu kapıda beni görünce lafı patlattı:

‘Bak, Antalya’daki insanlar seni seviyorlar. Senin yazdıklarına çizdiklerine alışmışlar. Ama acar gazetecilik devri bitti, ona göre’…

Yani, yazdıklarına dikkat et demenin kibarcasıydı…

Bu bana verilen ilk sinyaldi…

Artık, valiliğin organizasyonlarına çağrılmıyordum.

İkinci ve net sinyali ise Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül töreni gecesi aldım…

Biz gazete ve internet sahipleri cemiyetin öncülüğünde bir video klip hazırladık.

Herkes medya ile ilgili bir cümle söylüyordu.

O klipte ben de, ‘Özgür basın herkese lazım’ diyordum.

Barkovizyonda yayınlanan klip biter bitmez valiyi kürsüye çağırdılar.

İlk lafı şu oldu:

“O, özgür basın herkese lazım diyen gazeteci var ya… İşte, o bize lazım değil”

Duyunca şoke oldum.

Bu lafı ettikten sonra, ‘Şaka’ demesini bekledim.

Ciddiydi…

Neyse, her şey geldi geçti…

Sayın Karaloğlu, ben Antalya’da görev yaptığım süre içinde sizinle beraber 10 vali gördüm.

Ve, tüm o valilerle iyi kötü anılarım oldu.

Kimi beni sevmese de, yüzüme karşı, ‘Bize lazım değilsin’ demedi.

Sayın Karaloğlu, artık Antalya’dan ayrılıyorsunuz.

Benim için düşüncenizin hala değişmediğinin farkındayım.

Ama ben sizin için ancak şunu söyleyebilirim:

“Siz Antalya’ya daha çok lazımdınız’

Hadi bakalım.

Bu kez şaşırma sırası sizde olsun…