Yerel seçim üzerine...

DHA Akdeniz Bölge Müdürü Salih Uçar, ‘Kalkışma-24 Saat’ kitabının lansmanını yaptı.

Kitap kadar iyi bir tanıtım oldu.

Sağdan, solda, ortadan herkes oradaydı…

CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul’da, belediye başkanları Ümit Uysal ile Muhittin Böcek’te kutlamak için gelmişlerdi…

Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Hürriyet Yazarı Yalçın Bayer ile ‘Büyükşehir’ adaylığı üzerine sohbet ettik biraz…

Laf döndü dolaştı, o gün Böcek’in kesin büyükşehir adayı olduğunu yazan Ahmet Hakan’a kadar geldi.

Oysa, Yalçın Bayer aynı gazetede aylar öncesinden Muhittin Böcek’in aday adayı değil, direkt aday olduğunu ilk kez yazmıştı.

Ahmet Hakan; ‘Eminim, kesin, yüzde yüz, ahanda şuraya yazıyorum Muhittin Böcek olacak’ türünden çok ama çok iddialı bir yazı kaleme aldığından dikkat çekmişti.

Bir ara Ak Parti Antalya Milletvekili ve MKYK Üyesi Mustafa Köse ile ayaküstü de olsa lafladık.

Direkt sordum; “Büyükşehire aday mısınız?” diye…

Gözleri büyüdü, sanki kötü bir haber vermişim gibi gerildi,  “Aman aman, Allah düşmanıma vermesin… Benden uzak dursun… Çok zor iş… Ben halimden memnunum’ türünden kesik kesik cümleler kurdu…

Belli ki, büyükşehir lobiciliği yapan, o kulvarda at koşturanlardan değil…

Ama siyaset bu…

Emir demiri keser…

“Adayımızsın git çalış” dediklerinde ne yapabilir ki?..

Mustafa Köse, milletvekilleri içinde en çalışkan, partideki siyasi yelpazenin en ortasında, herkesle dost, kavgalara girmeyen, sinirleri alınmış, iyi bir siyasetçi profili çiziyor.

İl başkanlığı döneminde başarı çıtasını bir hayli yükseltmişti…

Bu da vekillikle ödüllendirildi.

Ak Parti içinde milletvekilliği en çok hak edenlerden biriydi…

Emeği karşılığını buldu.

Peki, bu dönem yerel seçimlerde neler olacak?..

Açık ve net söylüyorum; yerel seçimde olsa önümüzdeki seçim Böcek’in, Uysal’ın, Budak’ın, Türel’in veya Tütüncü’nün seçimi değil…

Bu seçim; Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Devlet Bahçeli’nin, Meral Akşener’in ve Temel Karamollaoğlu’nun seçimidir.

Onların gelecekte var veya tarihte yok oluşlarının seçimi olacaktır.

Liderler, ‘Vay Hakan partide o gruba daha yakınmış, vay Turgay bana daha şirin göründü, Ümit’te diğerlerinden başarılı ve yakışıklı ama, Muhittin de biraz daha cana yakın ve toparlayıcıdır canım, Menderes’te şunu yaptı, bunu yaptı” demeyecekler.

Çünküüü, belediye başkan adaylarına verilecek veya verilmeyecek oylar hemen yerel seçimlerden sonra yapılacak başkanlık seçimini direkt etkileyecektir.

Algı olarak etkileyecektir, moral olarak etkileyecektir.

Yerel seçimler başkanlık seçiminin ilk raundudur…

Burada dayak yiyen lider, ikinci seçime, yani başkanlık seçimine eli yüzü şiş, moral sıfır çıkacaktır.

O nedenledir ki, liderler, yerelde kim diğerinden bir oy fazla alacaksa onu aday göstereceklerdir.

O bir fazla oy belki de o partinin liderini cumhurbaşkanlığına taşıyacaktır.

Aday gösterilmeyenler küsmemeli, darılmamalı…

Geçmiş dönemlerde hatır gönül meselesinden adayların haklarını yiyen liderler, bu kez yoğurdu üfleyerek yemek zorundadır.

Çünkü yerel seçimler onların var veya yok olma seçimidir.

Cumhurbaşkanlığı bence 2 turlu değil, yerelle birlikte 3 turlu bir seçim halini almıştır.

Ben hem CHP, hem Ak Parti için söylüyorum.

Adaylar birbirine düşerse, birbirlerinin arkalarından konuşur, kuyularını kazmaya çalışırsa, kendi kadrolarını parti içindeki rakiplerinin üzerine salar, onları yıpratmaya kalkışırsa, genel merkez de çıkıp başka birini aday gösterecektir.

Misal Ak Parti; ‘Ne sen, ne o’ der ve Mustafa Köse gibi duruş sergileyen birini büyükşehirde oyuna sokar mı sokar…

CHP, adı geçen adayları bir kalemde siler mi, siler?..

Arenaya yepyeni bir yüz sürer mi sürer…

Geçmişe bir bakın…

30 yıldan bugüne kadar belediye başkanı olanları gözden geçirin…

Hasan Subaşı… Genç bir avukatken, siyasetle uzaktan yakından ilgisi yokken pat diye aday yapıldı ve seçimi aldı mı?..

Aldı…

Menderes Türel… ATSO’nun genç bir başkanıyken, siyasetle uzaktan yakından ilgisi yokken, hiçbir partiye üye bile değilken aday yapıldı ve seçimi aldı mı?..

Aldı…

Mustafa Akaydın… Üniversitelerarası Kurul Başkanı iken yıldızı parladı ve hiçbir siyasi partiye üye değilken Deniz Baykal’ın bir telefonu ile aday yapılıp seçimi aldı mı?..

Aldı…

Bekir Kumbul vekillikten belediye başkanı olduğu için onu saymıyorum…

Yani, Antalya’nın 30 yılına iyi veya kötü şekilde damgasını vurmuş 4 kişiden 3’ü siyasetle ilgisi yokken liderler tarafından bulundu, getirildi ve o koltuklara oturtuldu mu?..

Oturtuldu…

Bugün niye olmasın?..

Kavga eden siyasilerin hangisi aday olursa, diğerinin onun aleyhinde çalışacağı kesin…

Yakın geçmişte bunu yaşadık, sonuçları gördük.

Kıssadan hisse; Siyasi kavgayı parti içine yönelten, enerjisini ona harcayan kaybeder.