Rapunzel operasına çocuklardan yoğun ilgi
Rapunzel operasına çocuklardan yoğun ilgi
Mesut Kocagöz'ün tutukluluğuna itiraz reddedildi
Mesut Kocagöz'ün tutukluluğuna itiraz reddedildi
Muratpaşa'da konser var
Muratpaşa'da konser var
Zeynep Bastık ameliyat olacağını duyurdu
Zeynep Bastık ameliyat olacağını duyurdu

İsa Altun

Bağımlı ve tedavi yöntemleri
18 Haziran 2018 Pazartesi

Bağımlı yakınları,evlatlarının madde bağımlısı olduğu andan itibaren maalesef yol haritası konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahip değiller. Dolayısıyla maddi ve manevi yönden de istismara açık hale gelebiliyorlar. Cengiz Akkaya da bağımlı yakını. Konuya ilişkin bazı tespitlerini bizimle paylaştı.

İşte o tespitler:

‘Madde bağımlılığı tedavisinde İşin gerçekten en acı tarafı işte tam da burası. Kullanımı bırakmayı istemeyen/düşünmeyen bağımlı bireye hiç kimsenin hiçbir şey yapamayacağını/yaptıramayacağını görmek, duymak, kabullenmek istemiyoruz hiçbirimiz ama gerçek bu. Sorun ve süreç, senin/benim nasıl anladığım ya da anlamak istediğimle doğru orantılı çalışmıyor maalesef.

‘Beni kurtarın’, ‘bana yardım edin’, ‘ben tek başıma üstesinden gelemiyorum’ diye çığlık atana çözüm üretememiş, maddi-manevi istismara uğramadan doğru bilgi ve ilişki zincirine ulaşmasını sağlayamamış bir durumdayken mevcut gerçekliğimiz, sorunun diğer aşamalarına ilişkin birbirimize koca koca laflar etmemize de gerek yok yani.

Herkes büyük bir seferberlik halinde çalışıyor, büyük bütçeler ayrılıyor, bu yapılanları görmüyor musun, haksızlık yapmıyor musun ? Diyenler olabilir.

O zaman ben de şunları soruyorum:

Kullanımı bırakma isteğiyle bir takım adımlar atan bağımlı ve yakınlarının yüzde kaçının ‘Sürdürülebilir İyileşme Sürecine’ geçişleri sağlanabiliyor ? Bu konuya ilişkin istatistiksel verilerimiz var mı ? Siyasi, ticari ve dini her türlü istismarı minimize edecek bir hassasiyet, özen ve önlem geliştirme bilinci ya da çabası var mı ? Denetimli Serbestlik uygulaması sürdürülebilir iyileşmeye geçişi teşvik edebiliyor mu ? Dernekler Mevzuatına ilişkin düzenlemeler yapılması düşünülüyor mu ? Yani bağımlılık alanına ilişkin faaliyet alanlarının, sınırlarının ve standartlarının belirlenmesi düşünülüyor mu ? Amatem, Çematem ve özel Amatem ruhsatı verilmiş merkezlerdeki ilk tıbbi süreçten, yani iyileşme yolculuğundaki bu ilk adımdan sonraki evrelere ilişkin birbiriyle bağlantılı, istismardan uzak, doğru bilgi ve ilişki zincirine yönlendirmeye ilişkin düzenlemeler ve uygulamalar var mı ? Yani müşteri-mürit sarmalına hizmet eden bir süreç mi destekleniyor ? Bağımlı ve yakınlarının kendi üstlenmeleri gereken sorumlulukları öğrenebilecekleri ve gerçek anlamda bağımsızlaşmalarına/özgürleşmelerine hizmet eden süreçler mi destekleniyor ?

İsterseniz bu sarmalın içinde hayatları altüst olmuşların, bir çıkış yolu arayanların gözünden meseleye bir göz atalım.

Bir yakınımızın bağımlı olduğunu ilk öğrendiğimiz anda yanlışlar silsilesi hemen çalışmaya başlıyor. El ne der ? Şimdi milletin yüzüne nasıl bakacağız ? Aman kimse duymadan, damgalanmadan bir çaresine bakalım. Sen hem kendine hem bize bunu nasıl yaptın ? Biz kime ne zarar verdik te bu bela bizi buldu ? Sen suçlusun, o suçlu, bu suçlu gibi. Benzeri birçok düşüncelerle o kadar çok çaresizliği ve umutsuzluğu besleyen, psikolojik çöküntüyü hızlandıran bir altüst oluş yaşarız ki, sağlıklı düşünebilme ve doğru adımlar atabilme imkânımız kalmaz.

Herkesin başına gelebilme ihtimali ve riski bu kadar yüksek olan, hayatın içine böylesine girmiş olan bir tehlikeyi ve gerçekliği toplum olarak büyük bir çoğunluğumuz hala böyle görüyoruz, değerlendiriyoruz ve yaşıyoruz.

Ahlaki, iradi, inançsal ve utanılacak bir mesele gibi gördüğümüz için, bu sorunun iyileşme tarafı da her türlü istismara açık bir piyasaya dönüşüyor doğal olarak. Böyle bir gerçekliğin var olduğu bir ortamda da sokağın gerçekleri üzerinden değil, bu alanı piyasa olarak algılayan zihniyetin şekillendirdiği ve yönlendirdiği politikalar üzerinden süreçler inşa edilir, bir şeyler planlanır ve yapılır.

Bu da birilerini kendi kaderiymiş gibi algıladığı/algılandığı/algılatıldığı bir yalnızlığa savururken, birilerinin de cebini doldurmasına hizmet eder. Koyun’un can derdinde, kasap’ın et derdinde olduğu bir yaşamı normalize eden ve bunun kabullenilmesini sağlayan bir ruhsuzluğu besler yani.

Kimsenin birbirini dinlemediği ve duymadığı ama bir arada yaşamak zorunda olduğumuz bir yığına dönüşüyoruz toplum olarak maalesef.

Meseleye ilişkin sokağın gerçeğiyle örtüşen politikalar inşa edemediğimiz sürece, üzülerek söylemeliyim ki birbirimizi kandırırız. Farkına varmadan yarınlarımızı ve umutlarımızı yitirmeye devam ederiz. Böyle bir sorun karşısında bile aidiyetlerimizi bir kenara koyup, el birliğiyle bir şeyler yapma sorumluluğu ve becerisi gösteremiyorsak eğer, birbirimize nutuk atmamıza da gerek yok.

‘Kimyasal Terör’ ve ‘Halk Sağlığı’ kavramlarının içeriğiyle örtüşen bir hassasiyet ve toplumsal bilinç oluşturmayı hedeflemeyen adımlar, bize bir arpa boyu yol aldırmaz.

Profesyonel ve kamusal destek gereken aşamalarda (Detox-Rehabilitasyon) insanlar, çaresizce umut kapıları arıyorsa, bu alanlar hala serbest piyasa zihniyetiyle çalışıyorsa, parası olanın da olmayanın da, eğitimli olanın da olmayanın da her türlü istismara uğramasına rağmen, yeniden ve yeniden aynı çıkmaz sokaklarda kaybolduğu bir gerçeklik yaşanıyorsa eğer, gerçekten ama gerçekten sözün bittiği yerdeyiz demektir.

Kamu yönetiminin, üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi ve iyileşme tarafını piyasa zihniyetinden arındırması olmazsa olmaz bir gerçekliktir. Yaşanılan istismarlara imkân tanımayan önlemleri alması çok önemlidir. ‘Kuşak Yitimi Riskiyle’ karşı karşıya olduğumuz bilinciyle hareket etmek zorundadır.

Vitrine yönelik değil, altüst olmuş arka odaları toplamak için samimi ve dürüst bir şekilde kolların sıvanması lazım. Bireysel çıkarlar üzerinden değil, toplumsal kazanımlar üzerinden bu sorunu ele almak zorundayız yani.

Doğru adımlar atmak için reklama, promosyona ve gürültüye ihtiyaç duyulmaz. Vicdan/ego tatmini ve sevap kazanmak için değil; yüreğe, hayata dokunabilmek, umuda/geleceğe sahip çıkmak gibi bir iddia, amaç ve sorumlulukla, sadelikle, hassasiyetle, eldeki verileri sağlıklı kullanabilmek gibi önceliklerle doğru adımlar atılabilir. Bağımlılıktan, sürdürülebilir iyileşme tarafına geçmek isteyen herkesin, 12 Basamaklı Kendi Kendine Yardım Gruplarıyla irtibata geçmesinin çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. En azından herhangi bir istismara uğramadan deneyim ve tecrübe alışverişinde bulunabileceğimiz en güvenli yerlerdir. Hangimize, hangi yol ve yöntemin iyi geleceğini bilmediğimiz için, hiçbir önyargı ya da ön kabulde bulunmadan bizzat grup telefonları üzerinden temas kurmalıyız, toplantılarına katılmalıyız. Kendi sorumluluklarımızı anlamak için, neler yapabileceğimize yönelik kendi iyileşme yolculuğumuzu oluşturmak için ve her şeyden önce nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu öğrenmek için ‘

http://na-turkiye.org/na-toplantilari/

https://www.facebook.com/naranonturkiye/

http://www.adsizalkolikler.com/

http://www.alanonturkiye.com/

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dursun Gündoğdu
Akıllanmayacağız... Emekli polisi teleferiğin başına getirdiler
YAZARLAR
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Çılgın Türk
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Tünektepe teleferik faciası
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Gelsin dövizler
İsa Altun
İsa Altun
Belediye başkanı olmak...
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Nasıl çıkılır bu işin içinden?
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Nisan'da burcunuzda gerçekleşen tam Güneş tutulması ile önümüzdeki altı ay büyük bir değişim yaşayacaksınız. Bu süreçte ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva