Kaz Dağları'nda siyanürle altın aramaya karşı çıkan çevreci gönülleri yürekten alkışladım. Dik duruşlarıyla, eylemleriyle ve başarılarıyla gururlandım. Ülkemizin en güzel toprakları zehirlenmekten kurtulduğunda sevindim. Kuzey ormanları gönüllülerine destek verdim. Karadeniz'deki çevrecilerin dayanışmasını kutladım. Bir yandan böylesine güzel haberler alırken, çok önemli çevre konularını kaçırdığımı fark ettim. 

Yeraltı madenlerimizin yıllardır değerini bilemedik. 

TONU 384 DOLARDAN

Bor madenimiz dünya rezervinin yüzde 72'sine sahip olmasıyla dostun  düşmanın gözünde, dilinde, hedefinde bulunuyor. Bordan elde edilen uç ürünler uzay teknolojisinde, silah sanayiinde, enerji üretiminde kullanılıyor. Güneş enerjisini bor ile depolamak mümkün oluyor. Bor atıklarından lityum üretiliyor, pil ve elektrikli araçların akülerinde yer alıyor. 

Ham bor madenini tonu 384 dolardan satıyoruz. 

TEKNOLOJİ BİZDE YOK

Bakan açıkladı. Geçen yıl 2,5 milyon ton bor ihraç ederek 1 milyar dolar gelir sağlanmış. Kilosu 4 liraya geliyor. İşlendiğinde 175 uç ürün elde ediliyor. O teknoloji bizde yok. Olsa bir milyar dolar yerine 6 trilyon 250 milyar dolar gelir sağlayabiliriz. (Hesap yanlış değil, rakamlar doğru) Dış borçlarımızın toplamı 450- 500 milyar dolar. Madenlerin aranmasından MTA (Maden Tetkik Arama Kurumu) sorumlu olsa, işlenmesini Etibank yapsa, Türkiye şimdi ekonomik olarak uçuyordu. Bor işlendiğinde lazer teknolojisinde kullanılan kristalin borun tonu 5 milyon dolara satılıyor. Askeri alanda kullanılan amoros tonu 2 milyon dolar. Siz düşünün ve hesabı yapın.

AĞLATAN FOTOĞRAF

Lise arkadaşım Zafer Kutlu bir fotoğraf gönderdi içim parçalandı. İskenderun'daki  "Yarıkkaya" çok ünlü bir dağ ve fırtınanın adıdır. Kent bu dağın dibinden sahile kadar uzanır. Yılda birkaç kez Yarıkkaya Fırtınası ortalığı yıkar, devirir. Fotoğraf gerçekten yürek burkuyor. O koca dağ, büyük iş makineleri ve  dozerlerle oyulmuş, adeta  kel bir yaratığa dönüşmüş. Ağlamamak elde değil. Belli ki birilerine maden ocağı izni verilmiş, taş kırması onaylanmış, mıcır yapmasına göz yumulmuş.

DAĞINIZI ÇALIYORLAR

 İskenderun'da çevreciler uyuyor mu? Kent Gönüllüleri ne yapıyor? Orada yaşayan insanlar geceleri rahat yatıyor mu? Gündüzleri o dağa  nasıl ve hangi gözle bakıyor?

Yarıkkaya kan ağlıyor. Kayasına oymuşlar yarık duruyor. Yazıklar olsun. Birileri sizin dağınızı çalıyor. Elinizden almıyor, tahrip etmiyor,  Yarıkkaya'nızı çalıyor. Uyanın vurgunu durdurun, yaralı Yarıkkaya'yı kurtarın.