Günlerdir yazmak istiyorum bir türlü elim klavyenin üzerinde hareket edemiyor. Tutulup kalıyorum… Bir kız çocuğu annesi olarak, insan olarak bu yaşananları hazmedemiyor, öfkemi durduramıyorum…
Nasıl bir toplum olduk biz… Nerede bizim örf ve adetlerimiz? Çocuklara olan sevgimiz aile bağlarımız ne oldu bu topluma? Nasıl böyle vicdanlar karardı anlayamıyorum… Ve şaşkınım ki bu kadar vahşet yaşanırken diyanet böylesine sessiz kalabiliyor!…
19 Şubat Pazartesi günü Kemer Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması paneli düzenlendi. Konu çocuklarımıza ve kadınlarımıza şiddet… İsterdim ki bu toplu isyana parti gözetmeksizin tüm siyasi parti kadın kollarının, tüm sivil toplum kuruluşlarının ve tüm erkeklerin katılmasını… Ama anladım ki bunu Kemer’de başarmak imkansız konu çocuklarımız bile olsa… Çok üzücü ve çok acı…
Ben koşa koşa gittim benim gibi duyarlı davranarak gelenlere minnettarım… Bu evlatlar hepimizin illa ki başımıza gelince mi anlayacağız… Komşumun evladı benim de evladım… 1000 km 10.000 km uzakta bile olsa bir evladın canı yanmışsa, oda benim evladım, onun içinde içim yanıyor…
Cumhuriyet meydanındaki toplantıda Kemer Belediye Başkanımızın eşi Neşe Gül hanım konuyla ilgili bir konuşma yaptı. İnanın kaç gündür yazmak isteyipte yazamadığım herşeyi o kadar net anlatmış ki metni aynen sizlerle onun da izniyle paylaşıyorum… Duygularımız aynı çünkü biz insanız, çünkü biz anneyiz…İşte ben bu konuşmayı aynen yayınlıyorum… Mutlaka okunmalı…
Bu gün sizlerin karşısına gitgide artan çocuk tecavüz ve istismar haberlerine yüreği yanan, hiç bir şey yapamamanın acısını yaşayan bir anne olarak çıkıyorum. Benimle aynı duyguları paylaşıp, korunmasız yavrularımızın sesi olmak adına burada olup, destek verdiğiniz için yürekten teşekkür ediyorum.
Bizler çocukken derdimiz olduğunda, karnımız acıktığında komşumuza,
paramız olmadığı halde bir şeye ihtiyacımız olduğunda bakkal amcamıza giderdik. Gece yarılarına kadar sokaklarda oynardık. Arkadaşlarımızın babası babalarımız, abileri abilerimiz gibiydi. Başımız sıkışınca ilk onlar koşardı imdadımıza.
Ya şimdi???
Her geçen gün “Ne oluyor bu topluma?” diye düşündüren, yürek sızlatan haberleri, çocuk tecavüz ve istismarlarını duydukça, okudukça hangimiz öfkelenmemekte? Günlerce uyumakta zorlanmamakta?. Kendi çocuğuna baktıkça tekrar tekrar olayı hatırlayıp hiddetlenmemekte? Çocuklarımız komşusuna su içmeye gidiyor öldürülüyor!. Parkta, evinin önünde oynarken kaçırılıyor tecavüz edilip öldürülüyor!.
Okula, kreşe gönderemiyoruz öğretmeni tecavüz ediliyor!. İmkanlarımız kısıtlı olduğundan çocuğumuzun iyi bir geleceği olsun diyerek yurtlara veriyoruz tecavüz ediliyor!.
Dinimizin güzelliklerini öğrensin diye Kur’an kurslarına gönderiyoruz tecavüz ediliyor, şiddet görüyor, dövülüyor!
Otobüse, minibüse, servise biniyor tecavüz ediliyor!. Düğünlerde uyurken tecavüz ediliyor! Hatta ve hatta evde en korunaklı olması gereken yerde öz babası tecavüz ediyor! Çocuklarımızı dibimizde ki parklara, kapımızın önüne çıkaramaz duruma gelerek, komşularımıza, öğretmenlerimize güvenemez olduk. Eskiden çocuğumuzu biri sevdiğinde “Elleri temiz miydi acaba? “Düşüncesini taşırken, şu anda “ zihniyeti temiz miydi acaba?” endişelerini yaşar olduk!.
Ne biri çocuğumuzu sevebilir, nede biz sevmesine katlanabilir olduk.
Tüm partilerimize, hakim ve savcılar yüksek kuruluna, aile ve sosyal politikalar bakanlığına, emniyet genel müdürlüğüne tüm çocuklarımız, anne -babalar, aileler adına sesleniyoruz! Çocuklarımız, biz onları dövsekte, kızsakta, işkence de etsek yinede bize sarılıp, sığınacak kadar saf, korunması gereken tertemiz yüreklerdir.
Çocuklarımıza ve bizlere rahat nefes aldıracak, doğal yaşam hakkımızı, özgürlüğümüzü tekrar sağlayacak, bu sapıklara ve çocuk tecavüz, pedofili, çocuk istismarlarını, evliliklerini teşvik eden paylaşım ve söylemleri yapanları engelleyecek caydırıcı kanunlar çıkartarak bu gidişata bir son verin. Çocuk tecavüzü, istismarı bir çocuğun başlamadan bitirilen yaşamıdır, ölümcüldür ve cinayetidir. Sapıklar ve bu zihniyettekiler kanunlarımızda ki açıklardan dolayı kısa bir süre sonra tekrar özgürlüklerine geri dönerken, bizler korkularımız ve endişelerimizden dolayı çocuklarımızın özgürlüklerini kısıtlayarak hapis hayatı yaşatıyoruz. Toplum olarak bizim genel yapımıza ve geleceğimize en ağır darbeyi vuran, öğretmenlerimizin, akrabalarımızın, komşularımızın, imam ve hocalarımızın güvenilirliğini sarsıp paranoyak bir toplum oluşturan bu sapıklara dur diyecek yaptırımları, iyi hal ve hafifletici sebep, çocuğun rızası söz konusu olmadan, gerek kimyasal hadım, gerek müebbet yani toplumun yüreğine su serpecek çocuklarımızın güvenliğini arttıracak, en ağır caydırıcı cezaların uygulanacağı kanunları bekliyor ve toplum olarak talep ediyoruz. (Tabi aynı şekilde hayvanlara yapılan işkence ve tecavüzler içinde)
İşte bu yazılanlar hepimizin duyguları değil mi?
Son söz;
“ Vatanı korumak çocukları korumakla başlar”
Mustafa Kemal Atatürk
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |