Gerçekten merak ediyorum nedir bu yeşille derdiniz? Neden her yeri mahvetmek için büyük bir çaba içindesiniz? Farkında değilmisiniz ki oksijen alacak ağacımız kalmıyor. Her yer beton yığını… Rant uğruna ülke katlediliyor ve bir avuç insan itiraz etsede sesini kimselere duyuramıyor… İşte canım Kazdağları’nda ağaçlar katledilirken siyanür dökülerek altın arama için teşvikler sorgusuz sualsiz veriliyor ve kimsenin içi sızlamıyor. Ve ne enteresandır ki Kazdağları ile aynı anda Salda Gölü ve İzmir Şirince eş zamanlı açılan ihalelerle katliama katılmış oluyor.

Mitolojide İda dağı olarak bilinen, tüm dünyada Alplerden sonra en yüksek oksijen oranına sahip olan bu bölgede siyanür kullanarak altın madeni işletilsin diye 195 bin ağaç kesildi oda şimdilik!… Güzelim ormanlar çöle döndü ama kimse bu vahşete dur demiyor…

Gelelim Salda gölüne; doğa harikası olarak biline bu cennet yer dünyanın en temiz beşinci gölü olma özelliğine sahip ve 1989 yılında sit alanı olarak koruma altına alındı. İki milyon yaşında olan bu doğa harikası yerde bilimsel ve arkeolojik çalışmalar dışında el değmemesi gerekirken, Toki tarafından etrafına evler yapılma gayreti ile ihaleler açılıyor ve bir avuç insan dışında yine herkes sus pus…

Ve İzmir’in Şirince köyü; Hükümetin mermer ocağı ve jeotermal enerji sondaj çalışmalarına izin verdiği bölge sadece doğal güzelliği ile değil tarihi değerleriyle de her yıl çok sayıda turisti ağırlıyor. Efes Antik Kenti’ne yaklaşık 10 kilometre mesafe uzaklıkta olan Şirince aynı zamanda üzüm bağlarının ve birçok tarım ürününün yetiştirildiği bölgeye de tepeden bakıyor. Efes Antik Kenti ile birlikte her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin akın ettiği Meryem Ana Evi de Şirince Köyü’nden yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta. Şirince’de basit ev onarımına bile izin verilmezken yapılacak bu tür bir sondaj çalışmasının sadece doğal güzelliğe değil tarihi değerlere ve dolayısıyla turizme de zarar vermesine kesin gözüyle bakılmalı ve acil olarak bu akıl dışı projelerin durdurulması için yetkililerin harekete geçmesi gerekmektedir.

”Yalnızca son ağaç kesildikten, son ırmak zehirlendikten, son balık yakalandıktan sonra… Ancak ondan sonra paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız.” (Kızılderili Atasözü)

Muhteşem bir Atasözümüzle noktalamak istiyorum.

“Bağa bak ki  üzüm olsun, üzümü yemeğe yüzün olsun “