Örf ve ananelerimizin bizde ki yorgunlukları hiç ummadığımız bir yetenek ve davranışla karşımıza çıkabiliyor yıllar sonra. Yan yana yıllarca birlikte olduğunuz, aynı apartmanda, kapı komşunuzun, ya da aynı iş yerinde saatlerce birlikte çalışıp performansınızla o gün mükemmel bir iş çıkarttığınız mesai arkadaşınızın iş temposunun dışında ki yaşantısına ne kadar vakıfız? 
 
Değer yargılarımızı topluma göre ayar vermeye çalışma duruşu içimizde ki ‘Ben’ ve ‘Sen’leri hayatımızın derinlerine saklayıp orada bekletmişiz yıllarca. Neredeyse bir ömre bedel bu bilinmeyen yönler. Kaybolmaya yüz tutmuş ve yitip giden yılların ardından saklanan o duygu ve gerçek kimlikler artık isyan noktasına varılmış, yorgun yılların ardından ortaya çıkıyor.
Ve O kapı komşunuzu ve iş arkadaşınızın bilinmeyen yönlerini tanıyorsunuz daha sonra.  VE kendinize ve karşınızda ki o insanlara ne kadar haksızlık ettiğinizi ve onun hakkında ne kadar ön yargılı davrandığınızı anlıyorsunuz. Vakit geç değil oysa. Anlamak için yaşamak lazım, yaşamak için dokunmak ve hissetmek lazım. Dokunmazsanız, hissedemezsiniz. Ne arkadaşınızı tanıyabilirsiniz ne de onun değer yargılarına ortak olabilirsiniz. Bu yüzden onların yaşayamadıklarının bir parçası olmanın yolu onların içinde olmak gerekiyor.
Yıllardır Antalya Ekonomisine yön veren çok değerli işadamları Recai Kırmızıtaş ve Muharrem Koç iş dünyasının ve hesap kitap işlerin dışında müthiş bir buluşma yaşadıklarına tanıklık ettim. İçlerinde Grubun gizli kahramanları da var. Memur’u da bulunuyor, Adli görevin önemi masalarında görev yapanlarda grupta yer alıyor.
 
Kentin ışıklarında yıllarca sizlere birbirinden ilginç kimlikler ve bilinmeyen yönleriyle sizlerde  merak uyandıran bir çok sanatçı ve ülkemizin çok değerli isimlerini tanıtmaya ve anlatmaya çalıştım. Sözünü ettiğim bu iki güzel insanın bilinmeyen bir başka yönünün onların az önce değindiğim konuların içinden sıyrılıp nasıl da kendi dünyalarında sakladıkları yetenekleri ve bilinmeyen yönlerini dışa vurduklarına tanıklık ettim. Yani Hayatı Tesbih Yapma ezgisi gibi…
 
Bu iki güzel yürekli insanın işlerinde ki başarılarını sesler de,  renklerde bir motif gibi işlemeye başladığını geçte olsa öğrendim.  Motif ortaya çıkınca merak uyandırdılar. Ben de isimlerin baş harflerini birleştirdim ve REMU adını verdim. Şimdilik 9-10 kişiler. Hepsi de Antalya’nın çok başarılı işadamları, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memur, sorumlu, müdür, adliyenin önemli karar insanları ve ekonomiye yön veren değerler. Recai Kırmızıtaş ve Muharrem Koç’un yan yana gelişlerinde ortaya çıkan müthiş patlama, seslerine ve ensturmanlarının TIN’ısına dokunmuşlar. Bu iki müthiş yetenek çıkarttıkları ses ve söyledikleri eserler ile daha çok duyulmaya ve ilgiyle izlenmeye başlanmış.
 
Merakımı yenmek istedim ve bu güzel seslerin nağmelerine ortak oldum geçtiğimiz günlerde. Birisi söylüyor, diğeri çalıyor. Hayatın ezgileri, Anadolu’nun ruhu, hem sazın telinde hem de sesin bam telinde. Yani Hayatı Tesbih Yapma hali gibi…İnanılmaz bir şaşkınlık hali bende. Uzun yıllardır kendilerini tanıdığım bu iki güzel insanın içlerinde ki yeteneği ve yapmak isteyip de yapamadığı duyguları dışa vuruşları açıkçası beni çok heyecanlandırdı. Müthiş bir uyum ve müthiş bir samimiyet içinde bir arada bulunma hali
 
Her hafta bu duygu sağanağı devam ediyor. Öyle güzel paylaşım içindeler ki… Bu fotoğrafı gören herkes şimdi içinde sakladığı ve yıllardır ertelediği, örf anane ve toplumun değer yargısı nedeniyle beklettiği yeteneklerini şimdilik adına REMU dediğim güzel grup da terk etmek için sıraya girmiş durumda. İlgi çok, katılmak isteyen çok, çalmak ve söylemek isteyen çok… Onlar yıllardır içlerinde ki gizli yeteneği ve dışa vuramadıklarını öyle güzel bir dile getiriyorlar ki… Nere de mi? Onu da sanırım kendileri duyuracaklardır. Çünkü REMU artık kabuğuna sığmayan müthiş bir buluşma olmuş. Bakarsınız hiç beklemediğiniz bir anda Hayatı Tesbih Yapan eser ile tam da karşınızda görmüş olursunuz.