Bireylerin; bilinme, görülme, beğenilme, takdir edilme, tanınma gibi duygusal ihtiyaçları temin etmek niyetiyle sosyal medyada paylaşım yapmalarının hangi sonuçlara yol açacağını bilmelerinde fayda vardır. Neye mal olacağını bilmeden, bazı ailelerin bir maharet gibi çocukları için sosyal medyada sayfa açıp fotoğraflarını yayımlaması çocukların cinsel istismarına yol açabiliyor.
  Çocuklara yönelik istismarların artmasıyla beraber, gerek Emniyet kaynakları, gerekse diğer kurumlar aileleri sıkça uyarıyor. Sosyal paylaşım sitesi Facebook, yaptığı açıklamada sadece Amerika'da her sene kayıtlara geçen 80,000 çocuklara tacizin varlığından söz ediyor. Bu konuda rapor edilmeyenlerin sayısı rapor edilenlerden daha fazla olduğunu da belirtiyor.
   Oxford İnternet Kurumunda direktör olan Victoria Nash; “Çocuklar ileride bu fotoğraflardan utanabilir” diyor.
Oysa aileler, fotoğraf paylaşırken doğum tarihi, tam adı, doğum yeri ya da yer bilgileri vb de paylaşmış olabiliyor. Bu bilgiler çocuğun kimliğini çalmaya çalışan birinin eline de geçebilir. Durum çok tatsız değil mi?
  Bir örnek daha. Emmy Web; Web Media Grubun Dijital Stratejistinin Ceosu. Ve ona göre güvenli olmak çok ama çok zor. “ Şifreler ve fotoğraflar hacklenebiliyor. “ Emmy Web, “  Facebook bile yüz tanıma aracı geliştirdi otomatik olarak insanların etiketlerine bakılarak kimin nerede olup olmadığını bulabiliyor Gelecekte de bu algoritmalar şu an yüzümüzü tanıyorsa ileride görünüşü de değiştirebilir. Çocukların dijital kimliğini korumak için çocuklarınıza ait fotoğraf paylaşmayın “ diyor.
   Çocuklarınız 20 yaşına geldiğinde size kızabilirler ve siz hayatlarını bilmeden tehlikeye atabilirim diye düşünmelisiniz. Melis kendi kararlarını alabilecek durumda. Maalesef herkesin sosyal medya polisi olmak zor. Şimdi çocuklarınızın fotoğraflarınızı paylaşıyorsunuz ama ileride ergenlik dönemlerinde siz ona bazı fotoğrafları paylaşmamasını istediğiniz de o size “sen ben çocukken, bebekken benim her halimi paylaştın şimdi bunu nasıl paylaşamayacağımı açıklayabilir misin “ dediğinde ne diyeceksiniz.
  Yüzlerce fotoğrafı ortada olan İleride çocuklarınızın bilinmesinden memnun olmayacağı şeyleri kendi ellerinizle internete vermeniz sizce de hata değil mi? bir çocuk, ileride teşhiri normal kabul edebilir ve hayatının ne kadarının özel olduğunu ayıramayabilir. Bu çok endişe verici bir durum. Hali hazırda sorunun yaşandığı Avrupa’da, çocukların mahremiyet duygusunu anlatan kamu spotları çekilirken konuyla ilgili içeriğe ülkemizde ulaşamamak oldukça üzücü.
Çocuklarınızı sosyal medya starı yapabilirsiniz ama ileri de sorunlar çıkabilir. Lütfen bunu göz ardı etmeyin. Kendi çocuğunuz dışında ailelerin izni olmadan başka çocuklara ait fotoğrafları lütfen paylaşmayın. Henüz kendi hakkında karar veremeyecek çocuklarımızın mahremiyetine müdahale etmeyelim. Lütfen!
  Pedagoji Derneği Başkanı Mehmet Teber, ebeveynlerin kendi duygularını tatmin için çocuklarının görüntülerini herkesin göreceği şekilde internet ortamında paylaşmasının sağlıklı olmadığının altını çiziyor. "İpin ucunu kaçırdığımızda sosyal medya, insanlığımızı yaralayabiliyor. Görünür olma arzumuz sosyal medya ile çok rahatlıkla gösteriş meraklısı olmaya, kendimizi insanların gözüne sokmaya dönüşebiliyor. Ya da farkında olmadan görünür olmanın kölesi olabiliyoruz. Bir süre sonra eserlerimizi, ürünlerimizi görünür kılma merakımız, kendimizi, simamızı görünür kılmaya dönüşüp narsisizm içeren bir hal alabiliyor. Beğeni arzumuzu tatmin ederken sürekli kendimizi kaç beğeni, kaç retweet aldığımızı kontrol ederken, takipçi arttırma çabasına girmişken bulabiliyoruz.
 "Acaba fotoğrafları çocuk için mi paylaşıyoruz, yoksa çocuk üzerinden görülme, sosyalleşme ve beğenilme arzumuz için mi? Cevabımız, 'çocuk üzerinden arzularımızı gidermek' ise çocuklarımızı kendimiz için tanımadığımız, bilmediğimiz kişilerin gözleri önüne atmak anne-babalık hislerimizle örtüşüyor mu? Hayır, 'çocuk için paylaşıyoruz' diyorsak, tanıdığı-tanımadığı kişilere, fotoğraflarının paylaşılması, çocuklara nasıl bir fayda sağlıyor? Kendi duygularımızı tatmin için çocukların görüntülerini herkesin göreceği şekilde internet ortamında paylaşmak hiç sağlıklı değil. Çocuklara yönelik cinsel sapıklığı olanlar çocuk fotoğraflarını biriktiriyor. Ayrıca art niyetli, kötü bakışlı kişilerin bakışları, niyetleri çocuklarımızı olumsuz etkiliyor."
Çocukların mahremiyet haklarını gözetip korumanın ebeveynlerin görevi olduğunu, sağlıklı kişilik gelişimi için çocuğun kendine ait bir dünyaya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Teber, "Yetişkinler için duvarları camdan evlerde yaşamak ne kadar rahatsız edici ise çocuklar için de herkesin erişimine açık bir hayat, o kadar rahatsız edici olabiliyor"
"Çocuk bunu değiştirmek istediğinde, gerçekleştirmesi mümkün olabilecek mi? Böyle bir durumun çocuk üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri bugünden tahmin etmek oldukça zor. 20 sene sonra yüzlerce fotoğrafı herkesin erişiminde olan çocuk, bundan memnun olacak mı? Ya çocuklarımız karar verme aşamasına geldiğinde bizim paylaştığımız fotoğraflardan rahatsız olursa ya da 'Hangi hakla her halimi sosyal medyada paylaştınız, bunu yaparken bana sordunuz mu?' diye bizi sorgularsa cevabımız ne olacak? Çocuk fotoğraflarını paylaşırken genellikle, 'ama çocuğum bundan mutlu oluyor' düşüncesine sığınabiliyoruz. Çocuğun sürekli kendi fotoğrafının çekilip paylaşılmasını istemesi doğal değil. Sürekli, fotoğraflarının paylaşıldığından haberdar bir çocukta narsisizm gelişebiliyor."