Anneler günü için Kemer Belediyesi’nin tertiplediği Çanakkale gezimiz 1300 kadının katılımı ile gerçekleşti.
 
Cuma akşam saat 9.30 gibi konvoy halinde çıktık yola. Sabah 10.30 da bizler için hazırlanan kahvaltıda Başkanımız Mustafa Gül ve eşi Neşe Gül ile buluştuk.
 
Başkanımız Mustafa Gül'ün gözlerinde bu defa başka bir ışık parlıyordu. Bu ışık aylarca konuşulan CHP ye kabul edilip edilmeyeceği tartışmasının noktalanarak CHP rozetinin Kılıçdaroğlu tarafından kendisine takılmış olmasıydı tabi ki de... Artık Kemer bir CHP belediyesi ve belediye başkanı da Mustafa Gül...
 
Bilenler bilir Mustafa Gül'ün ve ailesinin CHP kökenli olduğunu... Bu yüzden buna bir nevi eve dönüş de diyebiliriz... Ben kendisine CHP bünyesine ve Kemer'e bu yeni oluşumun hayırlı olmasını diliyorum...
 
Gelelim gezimize otelde ki kahvaltımızdan sonra başkanımız ve ailesi yoğun programları nedeniyle bizlerle vedalaşarak dönüşe geçerken bizler de feribot ile Gelibolu'ya geçiş için hareket ettik...
 
Martıların eşliğinde feribot yolculuğumuz bitip şehitliklere doğru çıktık yola...  İnanır mısınız tüylerim diken diken, içim buruk, üzerimde bir hüzün girdik binlerce şehidimizin "Dönmeye değil, ölmeye geldik " diyerek Çanakkale'nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya  göstermek için canlarını verdikleri topraklara.. 
 
İnanıyorum hepimizin bir kaç kuşak öncesinden orada yatanlar içinde kan bağımız olanlar olduğuna... Gözümde yaş kalbimde sızı bastığım yerlerde yatanları incitmemek için ne yaparım düşüncesi ile yürümeme bile dikkat ederek tarihin sayfalarında dolaştım durdum ve aynı gün akşam saat 11.30 geri dönüş için çıktık yola... Öğleyin saat 13.00 biz Kemer'deyiz.  Evet yorucu ama bir o kadar da insanın içine huzur veren bir yolculuktu bizin için... Yolculukta bizlerle birlikte 98 yaşında ki bir ninemiz de vardı... İnanın biz yorulduk o yorulmadı... İşte böyle sevgi seli içinde geçti bizim gezimiz...
 
Sevgili dostlar orada bu toprakları korumak bir karışını düşmana vermemek için savaşan şehit düşen geri dönmeyi düşünmeyen yavrularımıza büyüklerimize rahmet diledik ama onlara bir borcumuz daha var canlarını verdikleri bu vatanı bu toprakları onların koruduğu gibi korumak, gerekirse canımızı verebilmek ki onlar orada huzur içinde uyusunlar...
 
Tüm bu duygusallıkla yaşadıklarımın üzerine şimdi anlatacağım olay içimi nasıl acıttı bilemezsiniz..
 
Evde ki pisilerin maması bittiği için onlara mama almak üzere Volga Veteriner kliniğine gittim mamamı aldım paramı verdim. Volga bey son derece naif bir şekilde verdiğim paradan bir 1 tl yi bana uzatarak normalde ben bunu almıyorum Serpil hanım deyip parayı bana iade etmek istediğinde önce neden olduğunu anlayamadım... "Ama neyse yarın bankadan değiştirim" deyince baktım işte o zaman nedenini anladım... O paranın üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün resmi yok... Şok içinde baka kaldım... Hemen "çok haklısınız benden de almayın" diyerek o 1 lirayı başka 1 lira ile değiştirdim ve oradan ayrıldım.
 
Bu duyarlılığından dolayı kendisine olan saygım bir kat daha arttı... Şimdi soruyorum sizlere yukarıda anlattığım bu vatan için canını veren şehitlerimize komuta eden düşmanı ülkemizden atan bizlere Cumhuriyet'imizi veren Ata'mızın resminin olmadığı para bizim paramız olabilir mi? Benim için olamaz... Ben TC vatandaşı olarak üzerinde Ata'm ın olduğu paramı istiyorum. Bundan böyle bana verilen her 1 lirayı da  dikkat ederek cüzdanıma koyacağım. Ata'mın resmi olmayan hiç bir parayı almayacağım... Umarım sizlerde bu duyarlılığı gösterirsiniz...
 
Ve yine bir maden faciası...
Bu defa Antalya Kemer de bulunan kömür madeninden geldi acı haber... Yaşanan maden facialarından ders alınmadığı ortada... Maske yok,  iki can maalesef ki hayatını kaybetti... Bizler yine acılıyız diyoruz, aileye sabır diliyoruz, rahmet diliyoruz... Ama çözüm üretemiyoruz... Maalesef çok üzgünüm... 
 
"Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza, milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz"  Hz Ali