Her yerinden tarih fışkıran ülkemizin bu tarihi zenginliklerine gereken hassasiyeti gösteriyor muyuz acaba diye sorarak başlamak istiyorum?
Okuduğum haberde konu ‘turizmin incisi Antalya’ olunca, benimle aynı fikirde
olacağınızı umduğumdan sizlerle paylaşmak istedim.
Antalyalı olup Kemer’deki antik kent ‘PHASELİS’i bilmeyen, görmeyen olduğunu düşünmüyorum. Yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan bu tarihi mekanın durumunu anlatmaya kalksam satırlar yetmez.
Oradaki tarihi, paha biçilmez değerdeki kalıntıları nasıl hoyratça kullandığımızı inkar edebilir miyiz?.
Etrafının da adeta bir çöplük halinde olduğu bilinen bir gerçek. Gözlerime inanamamıştım o tarihi eserlerin arasında ateş yakarak et pişiren yerli halkı gördüğümde… Ve ne acıdır ki bunu yaparken de hiçbir müdahale ile karşılaşmamışlardı.
Tabii ki sadece Antalya değil Güney Doğu’daki kültür abidemiz ‘’Nemrut’’dağında bulunan heykellerin hava şartlarından korunmayarak kaderine bırakıldığı da ortada.
1975 yılında Televizyon çekimi için ilk gittiğimde gördüğüm, hayran kaldığım heykellerin, son olarak gittiğim 2012 deki durumlarının içler acısı vaziyetleri, çoğunun kırılmış olması ve bu eserleri korunamamış olması gerçekten çok acı.
Dünya bizim tarihi zenginliklerimizi görmeye gelirken, bizim onları bu şekilde değersiz kılmamıza akıl erdirmek gerçekten de mümkün değil.
Gelelim okuduğum habere… İşte haberin veriliş şekli ‘Konya’da müze, Antalya’da kebapçı’.
’Selçuklu İmparatorluğu’nun en önemli eserlerinden biri olan Karatay Medresesi Türkiye’de iki ilde iki farklı tarzda ziyaretçileriyle buluşuyor.
Selçuklu İmparatoru 11.İzzeddin Keykavus döneminde hadis ve tefsir ilimlerini okutmak amacıyla inşa edilen ve dönemin üniversitesi sayılan Karatay Medresesi Antalya’da kebapçıya dönüştürüldü.
Diğeri ise Konya’da 1955 yılından bu yana Çini Eserler Müzesi olarak faaliyet gösteriyor’.
İşte buyurun neden özellikle Antalya dediğimi anlatabildim herhalde .
Antalya’da bugün kebapçı olarak kullanılan medresenin, Konya’da olanı 58 yıldır müze olarak ziyarete açık tutuluyor .Antalya Kaleiçi Karadayı Sokak’ta bulunan medresenin dış cephesine yerleştirilen mutfakta pişirilen kebaplar, avlusuna yerleştirilen masalarda servis ediliyor. Konya’da bulunan Medresede ise Selçuklu ve Osmanlı çini ve seramikleri sergileniyor. Aslında 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sunulan raporda bu medresenin Selçuklu Taş Eserleri Müzesi olması düşünülmüş ama bu güne kadar bu fikir hayata geçirilememiş. Konya Müze Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, 2012 yılında 112 bin 400 kişi ziyaret etmiş. 2013 ün ilk 5 ayında ise 51 bin kişinin ziyaret ettiği de verilen bilgiler arasında… Giriş ücreti de 3 lira olarak bildirilmiş. 2014 ile 2015 yıllarında ziyaretçi sayısı daha da artmış olarak gösteriliyor. Bu yazılanları okuduktan sonra vah vah demekten başka ne denir ben bilemedim… Gerçekten yazık olmuyor mu? Kimse bunun farkında değil mi? Ehh farkında değilseler de inşallah yetkili merciler böyle bir hatanın farkına varmak suretiyle telafi yoluna gidip, medresenin en kısa sürede kendi değerinde değerlendirilerek ziyarete açılmasını sağlarlar...
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |