Bu kez kel değil, gerçek ortaya çıktı ve ne yazık ki kimse utanmadı, sorumlular istifa etmedi, birileri düzenini devam ettirdi. "Maske takın, mesafeye dikkat edin, ellerinizi yıkayın" diye uyardılar. Bu üçlü kural, ilk kez ortaya çıkan "virüsü önlüyor" iddiasıyla halkı uyuttular. Hasta sayılarını, ölüm rakamlarını sakladılar. Kafalarına göre bir tablo verdiler. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği kuralları önemsemediler. Bilim insanları bilgi istedi, uyardı, Bakanlık duymadı, anlamadı, yanıt vermedi, tweet attı, sessiz kaldı. Sonra bir sabah sorumlular vaka sayılarını verdi. Avrupa'da birinci, Dünya sıralamasında 4. olmuşuz. Güler misin, ağlar mısın? Ayıp kelimesi çok yetersiz kalıyor. Hasta olanlara yazıktır, ölen insanlara günahtır, bu durum yöneticilere utançtır.

PARASIZ VERMEZ

Sonra bu kara tabloyu unutturacak algı operasyonu başladı. Aşı müjdesi günlerce havalarda uçuştu. 

Sinovac adlı aşının fiyatı diğer ilaç firmalarının satış fiyatından 10 kat yüksek. Çin'de 29 dolar olan aşının bize maliyeti 75 dolar (600 TL). Bakan diyor ki: "Sipariş ettiğimiz aşının fiyatı dünya ortalamasının üzerinde ama vatandaşlardan ücret almayacağız. Bizim için aşının fiyatı değil, etkinliği önemli."

 Ve bir gece karar veriliyor. Aşının ücretsiz olması için teklif önergesi Meclis'te AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddediliyor. Yukarılardan güçlü, etkin bir ses emir vermiş: "Parasız olmaz abi."

GEMİNİN MALLARI

Meclis'ten 2021 bütçesi geçti. Cumhurbaşkanı maaşında indirim yok. "Tasarruf bütçesi" imiş. Yersen.

Kalyon İnşaat'a 9.5 milyar TL(1 milyar 200 milyon dolar) vergi muafiyeti (sıfırlaması) tanıdılar. 

Halka bedava aşı yok, askıda ekmek var. Yandaş müteahhide "cukka" bol. 

Katar geldi, Varlık Fonu'nda ne varsa aldı, gitti. Öyle kalabalık bir satış listesi ki, insan inanmak istemiyor. Bu satışın gerçek yüzü bir gün ortaya çıkar. Bugün için "batan geminin malları" benzetmesi yapılıyor.

Borsa İstanbul'un yüzde on satışından 300 milyon dolar gelecek. İstanbul Borsasının değeri bu hesapla 3 milyar dolar ediyor. Dünyadaki büyük şirketlerin her biri bir kaç kat daha değerli.

Kanal İstanbul için en yetkili kişi konuştu: "Mimari ve teknik projesi hazırdır artık işin ihale sayfasına gelinmiştir."

Diderot diyor ki:

"Yapılan yasalar herkesi bağlamıyorsa, toplumda onları isteyerek çiğneyebilen tek bir insan bile varsa, o yasalar hiçbir işe yaramıyor demektir."

ÜLKE İYİYE GİTMİYOR

Türkiye'nin Nabzı Ekim 2020 (Metropoll Araştırma Şirketi) raporundan çıkan özet:

Halkın ancak yüzde 24'ü Türkiye'nin iyiye gittiğini düşünüyor. Kötüye gittiğini düşünenlerin oranı yüzde 64. İyiye ve kötüye gitmiyor diyen yüzde 10.8'lik kitle var. Kötüye gittiğini düşünen AK Partililerin oranı yüzde 36 olurken, MHP'lilerin oranı yüzde 38. "Cumhur ittifakı" diyebileceğimiz seçmen kitlesinin üçte biri yüzde 35'i ülkenin kötüye gittiğini düşünüyor.

Bu gidiş hiç iyi değil. Bir tüneldeyiz. Çıkış umudu her zaman var. Yeter ki gerçek durumu saklamayan yöneticiler olsun. Kapalı kapılar ardında gizli işler yapılmasın. Açıklık, şeffaflık her konuda önceliğimiz sayılsın. 

Maske çıkınca korkunç gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Bu son olsun.