Çocuklarımıza ve gençlere, gittiğim seminerlerde ve panellerde ‘sanal ortamdaki arkadaşlıklar’ ile ilgili olarak şu gerçeği sürekli vurguluyorum:Siz, hiç tanımadığınız bir insanı evinize buyur eder misiniz? ‘diye.Hepsi bir ağızdan ‘ asla öyle şey olamaz’ diyorlar. Ama adliyede karşılaştığım olayları görünce vicdanım sızlıyor. Geçtiğimiz iki ay süresince ‘Karınca Derneği’ nin organizesinde ortaokul ve liselerde öğrenim gören binlerce öğrenciye yönelik ’Sanal ortamda çocuklarımızı ve gençlerimizi bekleyen tehlikeleri’ örnekleriyle ve slaytlarla dilimizin döndüğünce anlatmaya çalıştık.Bu konuda seminerine davet edildiğim Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci’nin de değerli tespitleri var. Ailelere çocukların teknolojiyi kullanmasıyla ilgili önemli uyarılarda bulunuyor. Semerci; “İnternet; evinizde çocuğunuzun odasına kendi elinizle koyduğunuz bir sokak aslında!Hâlbuki sokağa çıktığında ‘yanına yabancı biri gelirse sakın konuşma’ deriz, çocuğu uyarırız. Ama biz tanımadığımız insanları üstüne para vererek alıyor ve çocuğumuzun odasına sokuyoruz. Çocuk, odasına soktuğumuz bu yabancıların tuzaklarıyla, terör örgütüne de katılabilir, uyuşturucuda satın alabilir. Bir tuşa basması yeter; o kadar basit!” diyerek ailelere şu önerilerde bulunuyor;

Akıllı çocuğunuzu takip edebilmeniz için teknolojiye hakim olmanız lazım.Onlar teknolojiyi sizden çok daha iyi biliyorlar. Nasıl kullanacağımızı mutlaka bilmeliyiz. Küçük yaştaki çocuğa tablet ya da akıllı telefon almayın. Onun tableti olamaz, o sizin tabletinizdir.Oyun mu oynamak istiyorsun, tamam benim tabletimde, şu saatte, şu kadar süre oynayabilirsin. Şimdiki ergenlerin özgürce sosyalleşme alanı olarak seçtikleri yol sosyal medya. Ancak teknoloji ve sosyal medya, çocuklar için çok ciddi tehlikeler barındırıyor. Öyle sadece filmler falan yetmiyor çocuklar için, haberler, programlar, diziler, reklamlar da var. Taciz, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet, korku, cinsellik, madde kullanma, suça özendirme gibi birçok risk var. Çocuğu çok dikkatli izlemek gerekiyor. Tamamen yasaklamak mümkün olamıyor ama mutlaka sınır koyulmalı ve denetlenmeli. Çocukla bu konuda nerede didişmek, nerede korumak gerekiyor o sınırı da bilmek gerekiyor. Çocuklara ‘bu çok kötü bunu elleme’ demek yerine ‘ben bunu kontrol etmeliyim’ demek gerekiyor. ‘Benim izin verdiğim kadar yapabilirsin, ben bunu kontrol edebilirim’i çocuğa hissettirmekte fayda var.Bilgisayarda sınır koyup denetlemek, çocuğun özeline müdahale değildir. Türkiye’de bizim çok ciddi bir ‘sınır’ sorunumuz var. Kendi sınırlarımızı da başkalarının sınırlarını da bilmiyoruz. Çocuklarda da sınır koyamadığımız için onlar hep şanslarını zorluyorlar, sınırı aşmaya çalışıyorlar. Kural öğretmiyoruz, uygulamıyoruz. Saat dokuzda yatılacak deriz ama çocuk ‘beş dakika daha’ dedikçe izin veririz. Çocuk böylece aslında dokuzda yatılmadığını öğrenmiş olur.Teknoloji, çocuğumuzla aramızda bir bağ değil duvar, hatta duvar ötesi bir şey. Çocuğun teknolojiden sağlıklı ve dengeli yararlanması için her şeyden önce yetişkinlerin ona doğru örnek olması gerekir. Eğer bütün gün annenin elinden telefon düşmüyorsa, baba elinde kumanda gözünü televizyondan ayırmıyorsa, o çocuklar için anne ve baba modeli böyle bir şey oluyor. Bu anne ve babaların ‘hadi kalk biraz kitap oku faydalı bir şey yap’ demeye asla hakkı yoktur.’diye görüş belirtiyor.Konuyla ilgili bir okurumuz da bize ‘çocukları internette bekleyen tehlikelerle ilgili haber maili göndermiş bize.Yaşanan aile dramını hatırlatma babında. Geçtiğimiz hafta içinde Bir ilçemizde H.A. isimli öğrencinin ailesinin şikayeti üzerine polis soruşturma başlatıyor. Soruşturmada ortaokul öğrencisi H.A.'nın ifadeleri doğrultusunda yaşları 19 ile 40 arasında değişen 20 şüpheli gözaltına alınıyor. İddiaya göre, ortaokul öğrencisi H.A, ilçedeki bazı kişilerin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu belirterek konuyu ailesine anlatıyor. Bunun üzerine Polis Merkezine başvuran aile, şüphelilerden şikâyetçi oluyor. Polis ekipleri şahısları ifadelerinin ardından adliyeye sevk ediyor ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanıyorlar.Çocuğun nitelikli cinsel tacizinin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam,14 yaşındaki kız öğrenciye cinsel tacizde bulunulduğu iddiasına ilişkin, “Çocuklarımızın özellikle medya mecraları üzerinden kurdukları dostluklara lütfen dikkat edin. Çocuklarınız kimlerle arkadaş, kimlerle iletişim içinde, bu sizin kontrolünüz içinde olsun” diye görüş bildiriyor. 14 yaşındaki kız öğrenciye cinsel tacizde bulunulduğu iddialarının sorulması üzerine İslam, konunun hemen bakanlığa intikal ettirildiğini ve inceleme başlatıldığını belirterek, “Çocuğumuz ailesinin yanında. Düzgün bir aile. Bir sorun yok gibi duruyor, olay zamanında fakat bu, internet aracılığıyla kurulmuş arkadaşlık sonucunda gelişen hadise gibi duruyor” ifadesini kullanıyor. İslam, “Savcılığa intikal ettikten ve olayla ilgili resmi soruşturma başladıktan, biz de gerekli incelemeleri yaptıktan sonra çocuğumuzu aldık. Rehabilitasyon sürecinde şu anda. Adli kovuşturma da devam ediyor” diye konuşuyor. İslam, daha sonra şunları kaydediyor “Şimdi bu olayı vesile bilerek ailelerimizden bir şey rica etmek istiyorum. Çok önemsiyoruz bunu. Çocuklarımızın özellikle medya mecraları üzerinden kurdukları dostluklara lütfen dikkat edin. Çocuklarınız kimlerle arkadaş, kimlerle iletişim içinde, bu, sizin kontrolünüz içinde olsun. ‘Kontrol’ derken, tabii çocukları sıkıp bezdirmekten bahsetmiyorum. Sadece bilin onlarla ilgili olayları. Kimlerle iletişim içinde, kimlerle arkadaşlık kuruyor. Çocuklarınızın arkadaşlarını tanıyın, onların hayatlarıyla ilgili detayları kendilerinden öğrenmeye çalışın. Çocuklarınızla dostluk kurun. Bu tür boşluklar oluşturmayın çocukların hayatlarında. Çok daha erken bilinse önlenebilir bir hadise olduğu ortaya çıkıyor çünkü ailede çok büyük sorun yok, gözlemlediğimiz kadarıyla.”