Sarı öküz hikayesini bilirsiniz…

Hatırlamayanlar için kısaca anlatayım.

Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Aslanların lideri bir kurnazlık düşünmüş. Öküzlerin liderine şu teklifi yapmış, “Size hep saldırdık durduk. İnanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz’de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım"

Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara...

Sonra Uzun Kuyruk'u istemiş aslanlar, onu da teslim etmişler...

Bir başka zaman da Benekli Öküz’ü…

Derken, sürü mürü kalmamış ortada…

Lider öküz kalmış bir tek…

Ve, aslanlar onu da, gün gelince ‘Ham’ yapmış…

İşte, Doğan Grubu’nda yıllarca çalışmış biri olarak, bu Sarı Öküz hikayesi ilk bizim camiada popüler olmuştu.

Doğan Grubu’ndan Emin Çölaşan işten atıldığında verildi ilk ‘Sarı Öküz’ aslanlara…

Bekir Coşkun ile ‘Benekli’ gitti…

Uğur Dündar, ‘Uzun Kuyruk’tu belki…

Yılmaz Özdil, Cüneyt Ülsever, Tufan Türenç, Soner Yalçın, Şükrü Küçükşahin, Tolga Tanış, İrfan Değirmenci, Nevşin Mengü’ye ya yazı yazdırılmadı veya program yaptırılmadı…

Sonunda hepsi de kovuldu.

2010’un son aylarında bu satırın yazarı da şutlandı Hürriyet’ten…

Gazeteci atmak veya attırmak kesmemişti birilerini...

Doğan Grubu, muhalefet yapan gazetelerini de kapattı tek tek…

Misal; Gözcü’yü, Meydan’ı, Radikal’i…

Ağır vergi cezaları tuzu biberi oldu bu kötü gidişatın…

Sarı Öküz, Uzun Kuyruk, Benekli gibiler bir süre işsiz kaldı. Sonra bir elin 5 parmağını geçmeyecek sayıda muhalif gazete, dergi ve internet sitelerinde iş buldular.

Onların çoğu arkadaşı da mesleği bıraktı…

Sonunda, aslanlar lider öküzü de istediler…

Sonuç; Doğan Medya Grubu satıldı, tarihe karıştı…

Peki, şimdi ne olacak?..

Hiç şüphesiz, aynı isimde hayatlarına devam edecek satılan bazı yayınlar…

Doğan Grubu’nu alanlar; ‘Nasıl olsa ortak manşet atıyoruz. Bizim grupta da bir sürü insan çalışıyor. Niye masraf yapalım?’ deyip, fazladan bir genel yayın yönetmenine, yazı işleri ve haber müdürüne, muhabire ihtiyaçları kalmayacak.

Yazarlar ilk gidenlerden olacak belki…

Televizyon programı yapanlara ‘Kapı’ gösterilecek…

Onlarca değil, yüzlerce gazeteci, televizyoncu işsiz kalacak.

Sadece onlar mı?..

Teknik ekipten, matbaanın kapısında kar, kış, yağmur, çamur demeden bekleyen güvenlik görevlisinden, matbaa ustasına, sekreterine, şoförüne ve çaycısına kadar…

Biz gazetecilerin işi artık daha zor…

Sadece gazetecilerin mi?..

Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bireyin…

Hak arama peşine düşecek herkesin…

Ne diyelim?..

‘Sarı öküzü vermeyecektik’ diyelim ve medyanın ruhuna bir kez daha ‘El fatiha’ okuyalım…

BU NOTU BİR YERE KAYDEDİN…

Medyatava’da gördüm.

Aynen şöyle yazıyordu:

“Doğan Medya Grubu’nun satışıyla birlikte Türkiye’deki 29 gazeteden (spor, ekonomi ve yabancı dilde yayın yapan gazeteler hariç) 21’i hükümetle yakın ilişkide bulunan patronluk yapısına sahip olmuş olacak. Oran olarak ifade edildiğinde ise gazetelerin yüzde 73’ünün AKP kontrolünde olduğu görülüyor. Hükümet çizgisinde yayın yapan gazetelerin toplam gazete tirajı içerisindeki payı ise yüzde 90’ı buluyor.”

İşte size, ‘Sarı öküzü vermeyecektik’ diyeceğimiz bir tablo daha…

Yukarıdaki yazıyı ne diye bitirmiştim?..

Medyanın ruhuna el fatiha okuyalım diye…

Eğer, gazetelerden geriye kalan yüzde 27’de el değiştirir, gün gelir hepsi de Ak Parti penceresinden bakarsa olaylara, o zaman toptan herkesin ruhuna el fatiha okuruz…