2020’nin bu son gününde sizlere güzel dileklerimi ve bu yıl içinde yaşadığımız güzel anıları paylaşmak isterdim ama ne yazık ki ne ben ne de dünya 2020’yi hoşnut olarak uğurlayamıyoruz.

İyi dilekler ve umutlarla girdiğimiz 2020 bizi daha ayağının tozuyla geldiği ilk günlerde Elazığ depremi ile sarstı 41 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Son dönemin en büyük yangını Avusturalya’da yaşandı. İnsanlar çaresiz hayvanlar cayır cayır yandı. Çekirgeler istila etti muson yağmurları sellere neden oldu. Küresel ısınma dünyayı sarstı.

Basketbolu sevdiren Kobe Bryant geçirdiği helikopter kazasında kızıyla birlikte hayatını kaybetti.

Afganistanda uçak düştü 83 kişi hayatını kaybetti.

Sakarya’da havai fişek fabrikası patladı.

Kadına şiddet hız kesmeden devam etti. Eften püften sebeplerle insanlar birbirlerine saldırır oldu silahlar çekildi.

Ya hayvana yapılan eziyetler, onlar durmadı, arttıkça arttı, en son bu sabah ki haber magandanın silahından çıkan kurşun sokak köpeğini hayatından etti.

İzmir depremi yıla acı damgasını vurdu.

Ama en felaketi ise Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Corona virüs dünyayı dehşete düşürdü. Tüm dünyaya yayıldı ve hayatımızı  zindana çevirdi.

Bu uğurda kaç değerli tıp insanı hayatını, aileler yakınlarını kaybetti ve hastanelerde pandemi hastaları çoğaldıkça çoğaldı sağlıkçılar canla başla hayat kurtarmaya çalışırken, hayatlarından oldular günlerce evlerine gidemediler.

Dünya şaşkın! Önceleri insanlar ciddiye almadı ama sonrasında baktılar ki papuç pahalı kısıtlamalar geldi maskeler mecburi oldu, toplu yaşam kısıtlandı bununla birlikte ekonomik bir çöküş yaşanmaya başlandı.

İşsiz sayısı aldı başını gitti. Gelir yok ama giderler gün geçtikçe arttı. Hele ki 65 yaş ve üstü tam bir cendere hayatı yaşarken kısıtlamaları delenler maskesiz sokaklarda dolaşanlar, asker uğurlamaları, taziye ziyaretleri, duyarsızlık ve umursamazlık bu mikrobu yaydıkça yaydı…

Çocuklar uzaktan eğitime alışmak için çabalarken hayatımızda herşey alt üst oldu… Ne kıymetliymiş bir dostla, bir arkadaşla, biraraya gelerek kahve içmek sohbet etmek… Herkes birbirinden uzaklaştı ben yeni doğan torunumun yüzünü resimlerden görerek avunuyorum üç ay oldu onun iyiliği için İstanbul’a gidemiyorum yani herkes fedakarlık yaparken bir kısım duyarsızlar tüm uyarılara rağmen hiç birşey yaşanmıyor, hayatlar sönmüyor gibi yaşamaya devam etmeyi sürdürüyor inanmak çok zor…

Yeni yıla girerken yapılacak olan tüm organizasyonlar yasaklandı normali de bu olmalıydı zaten, insanlar komşusu ile bile birlikte olamayacakken otellerin rezarvasyonlarının dolması, eğlence tertiplenmesi “ Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtti. Ne oluyor bu insanlara eğlenmek bu kadar mı önemli? Aynı odada mesafeli oturun birlikte olmayın uyarıları, aynı lobide, aynı restoranda  oturan insanları kapsamayacak mı? Neyse ki devlet buna bir dur dedi ve bu organizasyonlara yasak geldi… Peki ya  yeni yıl kutlamaları için tutulan villalar ve düzenlenen partiler onlara nasıl engel olunacak bilemedim… Yok insanoğlu yok sen laf anlamıyorsun.. 

Bakalım aşı da geldi tüm spekülasyonlara karşı inşallah faydası görülür…

Kadına şiddet dursun diye yapılan feryatlar ne yazık ki vahşeti durdurmaya yetmiyor… Yıl bitiminde yine bir akademisyen katledildi. Bakın son  9 saate neler sığdırıldı vahşet adına;

Memlekette kansızlık yarışana giren yaratıkların 9 saate sığdırdıkları!

9 saat önce:

İstanbul'da özel bir üniversitede öğretim üyesi olan Dr. Aylin Sözer, eski sevgilisi olduğu iddia edilen kişi tarafından boğazı kesilip yakılarak katledildi.

6 saat önce:

Malatya'da Mehmet Taş, eşi Selda Taş’ı üç çocuğunun önünde başından tabancayla vurarak öldürdü.

2 saat önce:

Gaziantep’te tartıştığı annesini evde rehin alan Uğur Dönmez, anne Vesile Dönmez’i tüfekle başından vurarak öldürdü!

Gel de 2021’den güzellikler dile!