En ciddi ve önemli sorun aç insanlardır. Bir dilim ekmek bulamayan, bir bardak süte muhtaç, bir çöp bidonunda artık yemek arayan, bir semt pazarında yere dökülen çürük sebze meyve toplayanlar...İnsanlığın en önemli ve ciddi sorunu bu konudur. 

İnsanlar yoksullara, muhtaçlara bir katkı için örneğin "veresiye" (sonradan ödeme) sistemi ile ticaret yapıyorlar. Bankalar kredi kartı ile insanların var olmayan parayla alışveriş yapmasına bir anlamda katkı sağlıyorlar. (Sistemin iyi ve kötü yanları ayrı bir tartışma konusu) Kimi insanlar "askıda" uygulamasıyla ihtiyaç sahiplerine ekmekten kahveye, etten ciğerden, sebze meyveye katkıda bulunuyorlar.

RESMİ DİLDE SÖYLEM

Türkiye Cumhuriyeti'nin cari açığı 1923'ten 1928'e kadar olan dönemde 84 milyon dolar pozitif olmuş, fazla vermiş. 1923-2002 yıllarını kapsayan dönemde eksi 44.1 milyar dolarla açık büyümüş. 2003-2021 (Temmuz) yılları arasında cari açık eksi 583.4 milyar dolara çıkmış. 

 Geçen yıl 37 milyar dolar cari açık veren bütçemiz olduğunu biliyoruz. Türkiye yüzde 21.7 büyüdü diyen Türkiye İstatistik Kurumu var. O kurumun da adını şaka yollu değiştirmişler. (Tamamen Üfürükten İstatistikler Kurumu veya Tayyib'i Üzmeyenler İstatistik Kurumu)

BORÇ TRİLYON DOLAR

Devlet büyükleri "yüzde 21 büyüme oldu" diyor. Elektrik ve doğalgaz bir yılda yüze 50 zamlandı. Peynirin kilosu 60, etin fiyatı 80, unun çuvalı 170 lira oldu.

 Ülkemizin iç ve dış tüm borcu 1 trilyon dolara yaklaştı. Kamu iktisadi kurum ve kuruluşları satıldı, fabrikalar elden çıkarıldı. Son 20 yılda toplanan vergileri de unutmayalım.

 Merkez Bankası hesaplarından 2019-2021 dönemiyle ilgili hiçbir bilgimiz yok. Kayıp 128 milyar dolar ile birlikte Merkez Bankası'nın güncel bilanço açığı 154 milyar dolar tahmin ediliyor.

İNSANLAR MUTLU DEĞİL

 Anneler, babalar bir ay daha ailesini geçindirmek veya çocuğunun eğitimi için parmağındaki altın yüzüğü bozduruyor. Duble yollar masalı artık karın doyurmuyor. Acıların olduğu yerde kafalarına çay atılması da insanları hiç mutlu etmiyor. 

Türk-İş'e göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 927 lira, yoksulluk sınırı 9 bin 533 lira. Bir aile düşünün üç öğün çay eşliğinde simit yese aylık faturası 2 bin 400 lira.

Tüketici yıllık enflasyonu yüzde 19.5 olmuş.  Ekonomi uçuyor palavrası havada kalıyor. Kişi başına yıllık milli gelirimiz 12 bin 500'lerden 7 bin 700 dolara gerilemiş. 

İNANILMAZ BİR RAKAM

 Vatandaş enflasyonu çok acı görüyor,  hissediyor ve yaşıyor. Hiçbir ticarette nakit/peşin para yok kullanılmıyor. Senetler karşılıksız çıkıyor, çekler hacize veriliyor. 33 milyon kişinin bankalara borcu 1 trilyon dolar. İnanılmaz bir rakam. 

DHA pazartesi günü şu haberi geçti: "Kahramanmaraş'ta yapılan fuhuş operasyonunda veresiye defteri ele geçirildi."

E hani ekonomi uçuyordu? Zevkin veresiyesi olur mu? Kişisel ihtiyaç "sonra öderim" moduna girmişse zorunlu ihtiyaç olmuştur.

 Bir gün gelir bir hayırsever o veresiye defterindeki borçları siler umuduyla yaşıyor insanlar. Corono bu sektörü de vurdu. İş veresiye defteri tutmaya düştü. Yakında o işin de "askıda" uygulaması çıkarsa şaşırmayın.