Tüylerim diken diken oldu, inanamadım. Birgün gazetesindeki şu haber insanın yüreğini yakıyor. "Kanser tedavisi gören hastaların serumlarını nakletmeleri gereken ilaçları kullanmayıp, satmışlar. 12 milyon liralık vurgun."

Onlar kanserli hastaların iyi olma umudunu öldüren yaratıklar. Ahlak yok, merhamet hiç yok. Vicdan ara ki bulasın. İnsanlığı ölmüş katiller sürüsü. Çete bunlar, terörist. Sağlık çalan asalaklar, gözü dönmüş caniler. 

Seri cinayetler, organize suç ve toplumsal çürümüşlük. Kokuşmuş düzen. Eskiden mezar soyguncuları vardı. Bunlar yaşayanları ayak üstü uyutup varını yokunu , parasını umudunu çalıyor.

İNSAN SAYGI DUYAR 

Profesör Dr Bengi Başer, Twitter'da şöyle yazdı:

 "İşsizlik nedeniyle intihar eden müzisyen genç, mobing kurbanı hekim, ülkedeki derin umutsuzluk ve mutsuzluğun acı simgeleri aslında. Muayeneye gelen çoğu gencin yüzündeki hüzün, yaşama sevincinin yitişine dair ifade ve gelecek umutlarının tükenmişliğini görmek yürek sızlatıyor."

İnsani duyguyla, yumuşak üslupla, çok doğru bir durum tespitini Profesör böyle görüyor. İnsan olan saygı duyar. Bizde öyle değil. Trol ordusu saldırıyor, linç ediyor. 

Değerli bir bilim insanı, haddini bilmez birileri tarafından, adeta yerden yere vuruluyor. 

Bir sağlıkçı düşüncesini paylaşıyor. Biraz saygı gösterin veya sesinizi kesin, susun.

SAĞLIKTA PAZARLIK

Profesör Dr Bengi Başer diyor ki:

"Aşı, ülkeler arasında artık bir takas veya ödül olarak kullanılmaya başlandı. Aşı karşılığında hemşire göndermeyi teklif eden, esir takası yapan, diplomatik temsilcilik açma karşılığında doz talep eden ülkeler...Bitcoin gibi buna da 'medcoin' diyebiliriz galiba." 

"Aşı karşılığı hemşire...Esirlerin değişimi...Diplomatik temsilcilik..."

Bu ne çetin bir pazarlık? Sağlığı neyin karşılığı alabilirsiniz ki? Pandeminin açılımı, salgın hastalıkmış. Devletleri yönetenlerin umurunda değil. İnsan sağlığını takan yok. 

Varsa yoksa para.

ÇİRKİN AYRIMCILIK

Devlet baba, ekmek parası kazanmak isteyenlere dükkanları açtırmıyor, kendi vergi toplamak için hafta sonu evden çıkmayı serbest bırakıyor. 

Bir yıldır halk, düğünlerini yapamıyor. Kalabalığa izin yok. Esnafın dükkanı kilitli. Okullar kapalı. Sokakta maskesiz olana 900 lira ceza kesiliyor. 

Onların cenazelerinde binlerce kişi oluyor, düğünleri otel salonlarına sığmıyor, kongreleri "lebalep" dolu.

AKP pandemi kurallarını yok kabul ediyor,  kongre yapıyor, mesafeye uymuyor, maske takmıyor. Hiç bir şeyi takmıyor, önemsemiyor, umursamıyor, dikkate almıyor. Kendi sefasına her şey, her yer, her durum, her ortam serbest. 

Yasaklar sana, bana.