Oscar ödüllü yazar David Seidler hayatını kaybetti
Oscar ödüllü yazar David Seidler hayatını kaybetti
Sümer: Altınova'ya tarım kenti kuracağız
Sümer: Altınova'ya tarım kenti kuracağız
Ferman Akgül açtığı tazminat davasını kaybetti
Ferman Akgül açtığı tazminat davasını kaybetti
Muratpaşa'ya akıllı otoparklar
Muratpaşa'ya akıllı otoparklar

Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel

Yasal boşluk olur mu?
22 Nisan 2022 Cuma

GÖZLEMLERİM::::

            Geçenlerde çok şaşırtan bir durumla karşılaştım. BEYAN ESASTIR… Hiç duymuş muydunuz?  Şimdi siz elektrik veya su aboneliği alacaksınız. Gidip ilgili kuruma bu benim kimliğim, şu adreste oturuyorum, abone olmak istiyorum demeniz yeterli. Yani ne tapu, ne kira sözleşmesi vs. hiçbir şeye gerek yok. Elektriğiniz ve suyunuz bağlanıyor.  Açık ise üzerinize devralabiliyorsunuz. Böylelikle elektrik ve su aboneliği üzerinizde olmuş oluyor. Her yere müracaat edip sahipleniyorsunuz. Belki tapusunu bile üzerinize alma şansı doğabilir? Bilemem…

             “Vatandaşın beyanı esastır” yasası devletin gerçek sahibi olduğu vatandaşına güven esasına dayanır. Yani devlet vatandaşına sonsuz güvenir. Gayet doğru bir yaklaşım. Gerçekten iyi niyetli olarak vatandaşın mağdur olmaması için, işi kolaylaştırmak ve hayati önem taşıyan elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların servis edilebilmesi için çıkartılmış bir yasa.  Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. ( Türk Medeni Kanunu'nun 2maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz) der.

          Ancak, dünyada gittikçe artan şiddet ve yağmacılık olayları, sahte belgelerle sahip olunan çeşitli mal ve mülkler kol gezerken, tam tersine sıkı denetim gerektiren konularda devletin hassasiyeti artması gerekirken “vatandaşın beyanı esastır” olur mu?

          Devletin asli görevlerinden biri de vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Bu durumda mülk sahiplerinin can ve mal güvenliği sağlanmış oluyor mu?

          Bu durumda, boş bulduğun bir ev veya işyerine gir, hatta adamı tehdit et kaçır yerleş, her şey beleş… Benden söylemesi. Gidip durumu sorumlu bildiğiniz tüm mercilere iletebilirsiniz. Size hukuki işler, dava aç derler. Dava açarsınız bilmem kaç yıl sürer. Adam iki yıl hiç para ödemeden evde oturabilir, iş yeri ise işletip para kazanabilir ve hatta sarf ettiği elektrik ve su, ödenmesi gereken vergileri de ödemez. Sonunda siz onları da ödersiniz. Kaçak elektrik vs. gibi. Duyduğum bu güzel ülkemde on binlerce dava var bu gibi. Herkes muzdarip. Bir vatansever hukukçu da olaya el atmıyor galiba.. Neden ki? Bilmem…

        Ha şu olmalıdır. Yanlış beyan vererek elektrik veya su aboneliği alan kişi, yani iyi niyetle çıkartılmış yasayı “kötü niyetli “ olarak kullanmış ise, bunların davaları ivedilikle bakılmalı ve mülk sahiplerinin hakları korunmalıdır. Cezaları da kesinlikle ertelenmemeli veya para cezasına çevrilmemelidir. Yani caydırıcı olmalıdır. Bu da tabiî ki devletin asli görevidir.

Sonuçta, “YASAL BOŞLUK” VAR MIDIR? OLUŞTURULUR MU?

             Hepimizin bildiği gibi Tıp ta “hastalık yoktur, hasta vardır” denilir. Bunu açacak olursak dış görünüşte hepimiz insanız veya hayvanız, yani canlıyız. Bu morfolojiktir. Ancak mikroskobik ortamda birbirimize benzemeyiz. Farklılıklar içeririz. Ve her canlı, molekül düzeyde kâinatta tektir.  O nedenle her hasta kendine özgüdür. Dolayısı ile ayrı değerlendirilip hasta kişiye özgü tedavi edilmelidir.

             Hukuk ta aynıdır. Her olay kendine özgüdür. Bildiğiniz gibi Anayasa temel maddelerden oluşturulur. Ne kadar kısa ise o kadar o Anayasa değerlidir. Yasalar, Anayasa maddelerini açar. Detaylandırır. Yönetmelikler örnekleriyle olayları açarlar. Her olayın yasada yer alması mümkün değildir. Benzer olabilir, ama aynı olamaz.

     Aynı olsaydı, hastaya tüm tetkikler yapılır, sonuçları bilgisayara yüklenir ve teşhis konulurdu. Hatta reçete yazılırdı. Doktora gerek kalmazdı.

     Aynı görüşle suçlu ve mağdur ifadeleri bilgisayara yüklenir, bilgisayar kanunlara bakarak suçlu ve suçsuzu ayırt ederdi. O zaman da hâkime gerek kalmazdı.

       İşte burada doktor ve hukukçu devreye girer. Sorumluluğunu alır. Hekim, hakim ve hakem “HÜKÜM” den gelir. Yani bu üç meslek sorumlusu “hüküm” verendir.

 O halde sorumluların gevşek davranmaları durumunda yasal boşluk oluşturulabilir. Kanımca…

Tabi ki en doğal olanı ve en doğrusu her bireyin insan sorumluluğunu bilmesi gerekir. O zaman ne yasaya ne de hakime ihtiyaç duyulur. Gelişmiş, kendisi ile barışık toplumlarda dava sayısı az olur. Dolayısı ile hakime gerek kalmaz. Ve “ övünerek “ bahsettiğimiz ADALET SARAYLARI na da gerek kalmaz. Zaten bilindiği gibi gelişmiş toplumlarda adliye binaları birkaç odadan oluşur.

Türk Medeni Kanunu:

Madde 1 – Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.

SONUÇ: YASAL BOŞLUK OLMAZ…

Sevgilerimle…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 10 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hüseyin UYANIK 6 Eylül 2022 Salı  01:39

Değerli Yakup Bey; Hassas ve başına gelen birisini oldukça huzursuz edecek bir konuya değinmişsiniz. Kötü niyetli kişileri yasa korumasa bile maalesef sizi mahkeme yollarında üzebiliyorlar. Belki tapusunu bile üzerinize alma şansı doğabilir? Bilemem… Demişsiniz ya yakup bey; o da mümkün. Şöyleki; Kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisinde haksız yapı meydana getirilmesi durumunda, kanun koyucu hem arazi sahibine hem de malzeme sahibine bir takım haklar tanımaktadır. Buna göre, malzeme sahibine tanınan haklar, tazminat (TMK m. 723) ve arazinin mülkiyetini kendisine verilmesini talep etme (TMK m. 724) haklarıdır. “Haksız yapı” kavramının ise şu şekilde tanımlanması mümkündür: “Bir kimsenin, başkasının malzemesini kullanarak kendi arazisinde veya kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisinde ve nihayet başkasının malzemesini kullanarak başkasının arazisinde, kendisine yapı meydana getirilmesine olanak veren herhangi bir ayni ya da şahsi hakka dayanmaksızın, kalıcı olması amacıyla meydana getirdiği yapıdır” a.MEYDANA GELEN YAPININ DEĞERİNİN AÇIKÇA ARAZİNİN DEĞERİNDEN FAZLA OLMASI Türk Medeni Kanunu madde 724 uyarınca malzeme sahibinin arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin devrini talep edebilmesi için yapının değerinin açıkça arazinin değerinden fazla olması gerekir. b. MALZEME SAHİBİNİN İYİNİYETLİ OLMASI Malzeme sahibince, yapının meydana getirildiği arazinin tamamının veya belli bir kısmının mülkiyetinin kendisine devredilmesinin talep edilebilmesi için varlığı gerekli olan şartlardan diğeri ise malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır 58. Bir başka ifade ile malzeme sahibi yapıyı meydana getirdiği sırada kötü niyetliyse, arazinin mülkiyetinin kendisine devredilmesini talep edemez c. MALZEME SAHİBİ TARAFINDAN ARAZİ SAHİBİNE UYGUN BİR BEDEL ÖDENMESİ Malzeme sahibine arazinin mülkiyetinin devrinin gerçekleşebilmesi için, malzeme sahibinin arazi sahibine uygun bir bedel ödemesi de gerekmektedir. Buna karşın tarafların anlaşamaması durumunda ise malzeme sahibi açacağı dava ile (TMK m. 716) arazinin mülkiyetinin kendisine geçirilmesini mahkemeden talep edebilir. Malzeme sahibince açılan davada, mahkemece yapılacak olan inceleme üzerine TMK m. 724’de aranan şartların gerçekleştiği kanaatine ulaşılırsa, mahkemece uygun bir bedel belirlenerek, mülkiyetin malzeme sahibine geçirilmesine karar verilir TMK m. 724 uyarınca, arazinin mülkiyetinin tamamının veya belirli bir kısmının malzeme sahibine devredilmesinin talep edilebilmesi için, devri talep eden malzeme sahibinin, iyiniyetli olması ve yapının değerinin arazinin değerinden açıkça fazla olması gerekmektedir. Uygun bedelin belirlenmesi konusunda ise hakimin takdir yetkisi mevcut olup, malzeme sahibine devredilecek olan arazinin dava tarihindeki gerçek rayiç değeri/ bedeli dikkate alınmaktadır. Dürüstlüğün prim yaptığı zamanları görmek dileğiyle.

Yorumu oyla      0      0  
Bayram Küçük 19 Haziran 2022 Pazar  11:49

Aynen katılıyorum beyim Allah sağlıklı uzun ömürler versin, aydınlatmaya devam edelim...

Yorumu oyla      0      0  
Hüseyin Yilmaz 27 Nisan 2022 Çarşamba  10:47

Hocam her paylasiminla bizleri aydinlattigin icin teşekür ediyoruz.

Yorumu oyla      0      0  
Ahmet Toksöz 24 Nisan 2022 Pazar  10:24

Çok yerinde bir tespit hocam.

Yorumu oyla      0      0  
Ali büyükdereli 24 Nisan 2022 Pazar  04:43

Çok faydalandım

Yorumu oyla      0      0  
Gündüz. 24 Nisan 2022 Pazar  00:37

Çok haklıca kaleme alınmış.Katılmamak mümkün değil.Teşekkür ediyorum.

Yorumu oyla      0      0  
Arkın 23 Nisan 2022 Cumartesi  22:47

Yasal boşluklar olduğu gibi uygulanmayan yasa var kişiye özgü uygulanıyor. Yıllardır şahit oluyoruz, suçluya ceza yok ! Bir kereden birşey olmaz denildi ! Bu sözü söyleyene bir kere bişey etsen acaba aynı sözü söyler mi ? Tabi ki hayır. Ona zarar vereni en ağır cezayı aldırır.

Yorumu oyla      0      0  
Kürşat 22 Nisan 2022 Cuma  18:15

Sahte imzalar ile, sHte kat malikleri muvafakatnamesi alınan iş yeri ruhsatları da aynısı. Belediyeye verdiğimiz dilekçeye aldığımız sonuç, adli makamlara başvurun, beyan esasına göre değerlendirdik, ilave ama adli süreçte uzun ve zahmetlifir iadeli resmi yazı oldu.. Oysa belediyelerin, kanunda sorumluluğun belediye de olduğu maddeleri açık.. Sonuç: binamızda kötü niyetli insanlar ve görevini yapmayan görevlilerin işbirliği ile hakkımız çiğnedi. Huzurumuz kaçtı, gözgöre göre..

Yorumu oyla      0      0  
Kürşat 7 22 Nisan 2022 Cuma  16:04

Önemli bir konu. Bir örnek vermek istiyorum, böylelikle konu somutlaşacak.. İkametim olan binada, mesken olan daire için, sahte kat malikleri muvafakatnamesi düzenleniyor ve belediyeye başvuruyorlar. Ve ruhsatlandırma yapılıyor.. Binamızda işyeri istemediğimiz için, işyeri ike görüştüm, benim ve başka kat maliklerinin imzalarını hangi cesaret ile taklit ettiklerini sordum.. Döndü gittiler. Belediyeden muvafakatnameyi edindim. Tüm kat malikleri ike görüştüm. 13 imzanın 11 i sahte.. Hatta bir kat maliki in kızlık soyadı ve evlilik soyadı ile iki kere imzası, birbirine hiç benzemeyen şekilde atılmış.. Belediyeye dilekçe ile başvurdum.. Bana yazdıkları cevap, beyanı esas aldıkları, sahtecilik için adli makamlara başvurma gerektiği, ancak bunun da nasıl uzun bir süreç olduğunu bile yazmışlar.. Başkanın kalemine, bunun üzerine hazırladığım dilekçeyi gayriresmi şekilde bıraktım.. Oy verdiğim şahsın, umursayacağını düşünmüştüm.. Yıl oldu.. Oysa, belediyenin sorumluluğu kanunen açık.. Görüldüğü üzere, kamu görevlisi çanak tutuyor, yol gösteriyor hatta.. İşyeri ruhsatı, miras yolu ile devrolabilen bir şey.. Binamızda huzurumuz kaçmış, dolandırılmış, kimsenin umurunda değil.

Yorumu oyla      0      0  
Nezih Okur 22 Nisan 2022 Cuma  13:32

Çok önemli bir konu. Bilgi ve uyarı için teşekkürler

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dursun Gündoğdu
Antalya'daki FETÖ yuvası Ak Partili amcanın mı?
YAZARLAR
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Kemer'de rant ittifakı mı kuruldu?
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Seçim değil geçim
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun
İsa Altun
İsa Altun
Sigarayı bırakma günü
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Nasıl çıkılır bu işin içinden?
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Mart ayının ilk yarısı gelecek adına plan yapma zamanı. Özellikle iş ve kariyer konularında araştırma yapabilir, fikirler ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva