İngiliz vatandaşlığına sahip Mehmet Şimşek, yabancı bir ülkede, "Yerel halkı enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor" diyor. İngilizce cümlesi şöyle: "We need to convinse lokals that inflation will decrease" Kelime "locals" çevirisi yerli halk.

Yerel halk olarak neye ikna edileceğimizi öğrendik. Enflasyonun düşeceğini kabul edeceğiz. Gerçek anlamda düşmese de, hükümetin bakanı enflasyonun düştüğünü söylerse, ikna olacağız. Bu nasıl bir kafa yapısı, ne tür bir anlayıştır? 

 Dünya Bankası 5 yılda 35 milyar dolar verecek ya, hani müjde olarak duyuruldu. O dövizler "yerel halk" için değil, sığınmacılara iş imkanı yaratmak amacıyla verilecekmiş. Suriyelilerin en az yüzde 50'sinin kalıcı olarak istihdamı ve entegrasyonu koşuluyla, kredi musluğu açılacakmış.

SURİYELİ KİM ÖĞREN

 Ortadoğu toprakları Arap nüfustan temizlenerek İsrail'e alan yaratılırken, süpürülen Suriyelilerin Avrupa ülkelerine gidişi, Türkiye duvarıyla önlenecek. 

Kürt asıllı Mehmet Şimşek daha ileri giderek diyor ki: "Suriyeli kardeşlerimiz bu toprakların esas bileşenidir, ülkemiz mozaiğinin önemli bir parçasıdır."

"Yerel halk" iyi okusun, kardeşlerini tanısın, toprakların esas bileşeni kim, öğrensin. Benim kardeşim değil, biliyorum. Biz bu toprakları şehit dedelerimizin kanlarıyla vatan yaptık. Ülkemizin mozaiğinin önemli parçası diye anlatılan Suriyelilerin, kendi vatanlarından kaçtıklarını unutuyor bakan Şimşek.

Recep Tayyip Erdoğan, bir kaç yıl önce AKP il danışma toplantısında, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek'in adlarını vererek, "Halk Bankası'nı dolandırdıklarını" anlatmıştı. 

DEMİREL'İN YOLUNDA

 Sonra derelerin altından sular geçti ve Erdoğan çok sıkıştığı bir gün Mehmet Şimşek'e Türkiye'nin maliyesi ile hazinesini emanet etti. Ne oldu ne bitti kimse anlamadı. Kötü durumdaki ekonomi böyle bir kişiye nasıl bırakılır diye çok konuşuldu. Çok garip ve açıklaması güç bir durum. Süleyman Demirel'in ünlü sözüdür: "Dün dündür, bugün bugündür." Erdoğan da aynı yoldan gidiyor. Dün eleştirdiğine, bir süre sonra görev veriyor. Hatta ekonomiyi kurtarmasını, enflasyonu düşürmesini, döviz bulmasını istiyor. Olmayacak duaya amin demek gibi bir şey.

Merkez Bankası ilk kez 818 milyar lira zarar ediyor. Döviz fiyatlarının yükselmesini önlemek için uydurulan kur korumalı mevduatla birileri dolar ve euro milyoneri oldu. Hazine'nin, Merkez Bankası'nın, genel bütçenin açığını "yerel halk" ödeyecek. Yerel halk yokluk içinde, perişan ve yoksul. Yeni vergiler yerel halkın belini büküyor. 

100 MİLYAR LİRA BORÇ

Yerel seçimde iktidara küçük bir ders verdi yerel halk, sonra görüldü ki belediyeler borç batağına gömülmüş. CHP'nin kazandığı yerlerde ilk tespitlere göre 100 milyar lira borç ödenmesi gerekiyor. Çalışanların SGK primleri ödenmemiş, vergiler yatırılmamış, müteahhitlere hak ediş verilmemiş, bankalardan krediler çekilmiş, seçim öncesi yüzlerce personel alınmış, ihtiyaç fazlası araçlar kiralanmış, milyarlık kuru yemişler yenmiş, börekler sipariş edilmiş. 

Bakanlıklarda, belediyelerde israfın haddi hesabı yok. Bir bakıyorsunuz Monako yat kulübünde yenilen ıstakozun fotoğrafını paylaşıyor milletin görgüsüz bir vekili. Bir başkası kolundaki 50 milyonluk saatiyle selfi çekiyor. Kimi 100 milyonluk marka çantasıyla dolaşıyor. Yerli halk da olan biteni öfkeyle seyrediyor. Enflasyonun düşeceğine ikna edilecek "yerel halk" iyi ki varsın. Sen olmasan bu memleket nasıl kurtulacak?