‘Sağ’ ve ‘Sol’ kavramları, 18. Yüzyılın sonlarında Fransız İhtilali sonrası oluşturulan Mecliste; ‘statükonun büyük oranda korunması’nı isteyen, yani ‘değişim’e karşı çıkan zengin ve burjuvalar ile ‘aristokrasi artıklaları’ ve Klise temsilcilerinin: Başkanlık Koltuğunun sağ tarafına... köklü bir değişim talebi ile ‘Özgürlük; Eşitlik ve Kardeşlik Bayrağı’nı yükselten devrimci ve halkçıların ise ‘sol’a konumlanmasından gelir. Mesela Victory (yani ‘zafer’) sözcüğünden hareketle ‘V’nin müttefik güçlerin 2. Dünya Savaşının ‘kazanan’ı olacağına inancını göstermek üzere ilk kez Winston Churchill 2 ve 3. parmaklarını aralayıp diğerlerini ise kapatarak havaya kaldırması ile simgeleşmiş ve giderek ‘zafere inanç’ anlamında kabul görmüştür. Onyıllar sora ise FKÖ Lideri Yasser Arafat BM Genel Kurulu’nda konuşma yapmak üzere davet edildiğinde; ABD vize vermeyerek katılımını engellemeye kalktığında... tüm Genel Kurul Avrupaya taşınarak Arafat’a kürsüyü verdiklerinde Arafat Salona bir elinde ‘Güvercin’ diğer yumruğu ise sıkılı sadece 2 ve 3. parmakları aralı girdiğinde; “Ya onurlu barış... ya da ‘Bismillah, Bismil Tavra’ (‘Zafere kadar Allahın ve Devrimin adı ile) sloganı ile girdiğinde; artık ‘V’de içkin direnişin güncel anlamı oldukça farklılaşıp derinleşerek Emperyalizm ve tüm işbirlikçilerine karşı dünya çapındaki Direnişin sembolü halini almıştı... onyıllar daha geçtiğinde ise Finans Oligarşi ve Wall Street’e karşı eylemlerden başlayarak günümüze dek kullanılmakta olan {popüler bir ‘İspanyol dizisi’ ile ve (‘Çiao Bella’nın da katkısı ile) dünya çapında tanınır hale gelen (bıyıkları yukarı doğru burkulmuş Dali benzeri bir figür görünümündeki tek tip maske’ ile tanımlanan} ‘V’andetta’ da benzer köklerden beslenmektedir. Yani, ‘Büyük İnsanlığın’ gereksinimi yönünde gelişim, değişim, dönüşüm ve o birikim üzerinden ‘sıçrama’ yaşayan sadece toplumlar değil, kavramlardır da sıklıkla. Haa, bunu ‘geriye doğru’ yapmaya ya da tarihi çağlar öncesine doğru bükmeye dönük çabalar (zaten öznesinin dahi hiç inanmadığı ve hemen daima) ‘arpalık’, ‘gündelik çıkar’ arayışı; yani oportünizm olabilir olsa olsa. Bu da sanırım, herhangi bir boyutu ile ve asla ‘Büyük İnsanlık’ için gündem olamaz!