Antalya''da bir polis memuru diyerek başlayan haberin devamında, İran''a atıf yaparak ancak İran gibi bir ülkede uygulanacak yasağı kendince meşru gören bu haberdeki anlayış garabete imza atmıştır. Dikkat çeken bir husus ise haberin devamında İran''da " Şeytana Tapmak" sayıldığından dem vurarak, okült bir şekilde inanca yönelik bir ima göze çarpmaktadır.
Hürriyet neferi olması, özgürlüklerin katsayısını geliştirilmesi ve çoğaltılması için köşesini bu doğrultuda kullanması gerekirken, insanların kendilerini ifade ediş biçimlerini ve tercihlerini, görünüşünü baz alan,bu tercihlere saygı duyması en tabii insani haslet olması elzem iken, soyut ve objektiflikten uzak bir bakış açısı ile karşısındaki insanı töhmet altında bırakan bu haber şaibelidir,
Ne hikmetse haberin muhteviyatında görevli memurlarının kesici aletlerle cereyan eden kavgaya fedakarca müdahale etmesine veya bu suretle elem verici bir vukuun ortaya çıkmadığına yazarın sözlerinde rastlamadim .Yazarın ilgisi bir memurun saç stilinden dem vurulmasına yönelik, memurun elindeki bıçaklarla görevini layıkıyla ,ulvi bir sorumluluk ve görev bilinciyle yaptığına dair tek kelamda ne yazık ki göremedik.
Bu haber bana basınımızın aşağıya bıraktığım ilkesinin bir haberle nasıl zedelendiğini gösterdi, takdiri sizlere bırakıyorum ;
"Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz."
Umarım haberin muharriri bu ilkeyle, yaptığı haberin ilintisini açıklayarak bizi aydınlatır ya da belki Antalyalı berberlerimizden bu modelle bilgi alır veyahut beyhude bir zanla yapmış olduğu haber için memurumuzdan özür diler veyahut bildiğini okur, anayasa ve toplumumuzda yerleşik özgürlükler yerine ,nevi şahsına münhasır ülkelere gıpta etmeye, haber yaptığını sanmaya devam eder.