Yüce Divana gittiler de ne oldu,orada da birbirlerini akladılar.Siyasiler genellikle muhalefette atar tutarlar ama iktidar olunca çoğunlukla kendileri de aynı yoldan yürürler ve bu devamlılık sağlamıştır.Yerele gelince esas parsa buralarda,neden milletvekilleri dahi 'Belediye Başkanı'olmak istiyorlar sanıyorsunuz,hepsine yakını yetkiyi ve rantı görüyorda ondan.Belediye Başkanı olmadan önce normal bir hayat süren seçildikten sonra 1 sene geçsin bakın zenginleştiğini hemen görürsünüz.Bu işin iktidar veya muhalefet Belediyesi kalmamış,öyle iyi anlaşıyorlar ki yeter ki bölüşülecek pasta olsun.İktidar Belediyelerinden bazıları korunaklı olduklarından bunları yapıyorlar da peki muhalefette olan bir Belediye Başkanı zenginleştiği gibi,yörenin en zenginleriyle iş yapar hale geldiği,ailesi dahil hani eskiler derler ya at, araba,han, hamam,lüks içerisinde bir yaşam olduğunu bütün yöre halkı görüyor.Peki bunu sorumlu makamda olanlar görmüyor mu.Daha doğrusu herhalde muhalefetin koruyacak hali yok,iktidardan birileri koruyor ki,böyle fütursuzca korkmadan herkesin gözü önünde bunları yapabiliyor.Kısacası bu işin şu partisi bu partisi kalmamış eline fırsatı geçirenlerin çoğunluğu bir araya gelip ülkenin kaynaklarını soyup soğana çeviriyorlar.Çürümüşlük her tarafta,ne yıkılmaz ve malı mülkü bitmez bir Cumhuriyet varmış ancak bu soyanlar yarın gidecekler ve yıllarca vatandaş olarak biz borçlarını ödeyeceğiz.Ayrıca o villalarda oturan bürokratı yazmışsınız, iyi de onun birde 'Belediye Başkanı'nın mallarının mülklerinin kimler üzerinde olduğunu ve cebinde günlük haçlığı yokken bu gün nasıl bir yaşam sürdüğünü umarım bir gün yazarsınız.