Zenginlik mi, başarı mı, sevgi mi ? Göreceli bir ifade. Herkesin kendine göre bir yorumu olacaktır elbet. Ancak zenginliği de, başarıyı da beraberinde getiren sevgidir. Severek işinizi yaparsınız, başarılı olursunuz. Başarılı oldukça da maddi manevi zenginleşirsiniz. Etrafımıza bakıp gördüğümüz bir çok hayat hikayelerinin içinde şu cümleyi hep duyarız

-İşimi severek yapıyorum !

Yani sevgi hayatın kazanımlarında sonsuz bir bütçedir. Bitmeyen bir kaynak. Yeter ki bunu başarabilen, içinde gerçekleştirebilen bireyler olalım. Hiç de zor değil aslında. Sadece iç sesinizi dinleyip yol almanız yeterde artar bile. Tozpembe bir hayat değil elbet hiçbirimizinki. Geçen zaman içinde neler yaşandı neler. Acı, üzüntü, keder, gülerken içimize sakladığımız göz yaşlarımız.

Bunların üstesinden gelebiliyor olmak güçlü olmanın tanımıdır aslında. Islıkla söylersiniz umutlarınızı bir şarkı sözü gibi akar gider ezgi dudaklarınızın arasından ve yankılanır en sevdiğiniz duygunun en derin yerinde. Bir şarkı mırıldanırsınız yine

Ne dumanlar sarsın başınızı.

Ne gözyaşı gözünüzde

Ne kederler yüreğinizde..

diye akıp gider ezgiler, türküler, şarkılar, nağmeler, şiirler biter geçer zaman ve yıllar.  

Tüm bu hissiyatların bu hissedişlerin odağında aslında hoşgörü vardır. Bir denklemin eşittir işaretinden sonra konulan sonuçtur hoşgörü. Sevgi, saygı eşittir hoşgörü. Denklem budur.  Seveceksin, sayacaksın ve hoşgörülü olacaksın. Nasıl hayat güzel gelmez ki o zaman insana ? Çözümü çok kolay bu denklemi sonuçlandırabilenlerin dünyasına dönüşür yaşadığımız ve nefes aldığımız gezegen.

Bir de ülke olarak damarlarımız da dolaşan merhamet ve vicdan. İnsan olmanın erdemliğinin sergilendiği bir davranıştır bu. Merhamet insanın en büyük zenginliğidir, vicdan adaleti kendi iç dünyamızda kurduğumuz mahkemenin en güzel duruşudur. Böyle bir milletin ve ülkenin bireyi olmak şanslı topraklar üzerinde bulunuyor olmamızın da bir ifadesidir. Dünya’nın ve dünya üzerinde yaşayan bir çok ülke insanının unuttuğu vahşi bir yaşam tarzı giysileri üzerine geçirerek sokaklarda olduğu günümüzde ne mutlu bizlere ki merhamet ve hoşgörü sahibi kimliğimizi içimizde bulundurabiliyor olmamız en büyük zenginliktir. Bu duygunun herkesin içinde olduğunu unutmadığını merhamet ve hoşgörünün beslenmek kadar öneminin büyüklüğünü yeni yılda daha da çok hissedileceğine inanıyorum.

Yozlaşan, yok olan bir çok değerlere inat değer yargılarımızda merhamet ve hoşgörünün var olduğu inancıyla 2020 yılı hoşgörü ve merhamet ve sevgi ile dolu geçmesini bu duygunun hiçbir zaman unutulmaması dileğiyle yaşansın istiyorum.