Isparta'da, geçen yıl 23 Kasım gecesi yaÅŸanan olayda Mehmet Özçelik ile Halil C. ve Azim A., gittikleri düÄŸünden çıkışta yürüyerek geldikleri İstanbul Caddesi Orman Bölge MüdürlüÄŸü binası önünde bir grupla karşılaÅŸtı. Çıkan tartışma kavgaya dönüÅŸtü. Kavgada Mehmet Özçelik, Halil C. ve Azim A. bıçaklandı. İhbar üzerine gelen saÄŸlık ekiplerinin müdahalesinin ardından hastaneye götürülen yaralılardan Mehmet Özçelik, hayatını kaybetti. Isparta Emniyet MüdürlüÄŸü AsayiÅŸ Åžube MüdürlüÄŸü Cinayet Büro AmirliÄŸi ekipleri, olaydan bir gün sonra ÅŸüpheliler F.G., B.B., İ.S. ve T.E.'yi saklandıkları yerde yakaladı. Adliyeye sevk edilen ÅŸüphelilerden F.G. tutuklandı. YaÅŸları 18'den küçük 3 ÅŸüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
SANIK F.G.'NİN YAÅžI MAHKEME KARARIYLA KÜÇÜLTÜLDÜ
Cinayetle ilgili Isparta Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ağır ceza mahkemesince kabul edildi. İddianamede bıçağı kullandığı belirlenen ve 'kasten öldürme' ile 'kasten yaralama' suçundan ceza istenilen F.G.'nin, olaydan 2 gün önce 18 yaşını doldurduÄŸu, ancak mahkeme kararıyla yaşının küçültüldüÄŸü bu nedenle de suça sürüklenen çocuk sıfatı aldığı anlatıldı. F.G.'ye verilecek cezada indirim uygulanması istendi.
CUMHURİYET BAÅžSAVCILIÄžINDAN AÇIKLAMA
Olayın basında yer almasının ardından Isparta Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "BilindiÄŸi üzere 'Ceza Mahkemelerinin Ek Yetkisi' baÅŸlıklı CMK 218/2 maddesi 'KovuÅŸturma evresinde maÄŸdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir' amir hükmünü içermektedir. Bu yasal düzenleme karşısında Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevi maddi gerçeÄŸi ortaya çıkartmak olduÄŸundan hukuk mahkemesinin yaÅŸ tashihine iliÅŸkin kararı ile baÄŸlı deÄŸildir. Yüce mahkeme talep halinde veya re'sen bu hususu araÅŸtırmakla görevli ve yetkilidir. Isparta 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava Cumhuriyet BaÅŸsavcılığımız tarafından takip edilmektedir. Bu çerçevede yargılama aÅŸamasında maddi gerçeÄŸin ortaya çıkartılması maksadıyla failin gerçek yaşının tespitine iliÅŸkin mahkemeden talepte bulunulacaktır. Adaletin tecellisi için mücadele veren Cumhuriyet BaÅŸsavcılığımız kamu vicdanını rahatsız edecek herhangi bir oldu- bittiye asla müsaade etmeyecektir" ifadelerine yer verildi.
'SEVEREK EVLENDİK'
Mehmet Özçelik'in Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaÅŸayan eÅŸi AyÅŸe Özçelik, kızı Emine Nur Özçelik'le yaptığı açıklamada, suçluların en ağır ÅŸekilde cezasını çekmelerini isteyerek, olay gününü ve kendisi ve çocukların yaÅŸadıkları ÅŸoku Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine anlattı. Evlendiklerinde kendisinin 18, eÅŸinin de 21 yaşında olduÄŸunu ve birbirlerini severek evlendiklerini anlatan AyÅŸe Özdemir, Emine Nur ve İbrahim (6) adında 2 çocuklarının olduÄŸunu söyledi. 2014 yılında Manavgat'a taşındıklarını, eÅŸinin önce çeÅŸitli otellerde çalıştığını, bir süre sonra da bir markette kasap olarak iÅŸe baÅŸladığını kaydeden AyÅŸe Özçelik, eÅŸinin başına gelen olaydan sonra kendilerine destek olmak amacıyla anne ve babasının da yanına geldiÄŸini, kendisinin de Manavgat Belediyesi Huzurevi'nde iÅŸe baÅŸladığını anlattı.
'O GECE İÇİMİ BİR SIKINTI BASTI'
Mutlu bir evliliklerinin olduÄŸunu dile getiren AyÅŸe Özçelik, olay günü Isparta'da bir yakınlarının düÄŸünü olduÄŸunu ve düÄŸüne katılmak için gittiklerini söyledi. Aslen Isparta'nın YeniÅŸarbademli ilçesinden olduklarını, dolayısıyla Isparta'da da akrabalarının bulunduÄŸunu belirten AyÅŸe Özçelik, "Takı töreninin ardından düÄŸünden ayrıldık. Çocuklarımız kayınvalidemle kaldı. EÅŸimin Isparta'da okuyan yeÄŸenleri vardı. Onların evlerine gittik. Daha sonra eÅŸim ve arkadaÅŸları dışarı çıktı. Ben evde kızlarla kaldım. Bir süre sonra biz de dışarı çıktık ve geri geldik" dedi. EÅŸinin gittiÄŸi mekandan kendilerine fotoÄŸraflar gönderdiÄŸini söyleyen Özçelik, olay gecesi kendisine bir sıkıntı bastığını, ancak arkadaÅŸları yanında olduÄŸu için eÅŸini aramadığını belirtti.
'BİZİM HER ŞEYİMİZ ORADA BİTTİ'
Sabah erken saatlerde tanıdıkları olan bazı kız öÄŸrencilerin evine gelerek kendisine, "Abla dün gece Mehmet aÄŸabey ve Halil bir kavgaya karışmış. Mehmet aÄŸabey bıçaklanmış. Åžehir hastanesindeymiÅŸ" diyerek kendisini hastaneye götürdüklerini söyleyen AyÅŸe Özçelik, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Biz hastaneye vardığımızda herkes yoÄŸun bakımın önündeydi. Aslında herkes olayı biliyormuÅŸ ama kimse bize bir ÅŸey söyleyememiÅŸ. Bir hemÅŸire geldi, 'evrakları imzalaman lazım' dedi. Ben evrakları imzalarken, 'eÅŸimi ne zaman görebilirim' diye sordum. Bana 'eÅŸimin durumunun ağır olduÄŸunu, her ÅŸeye hazırlıklı olmamız gerektiÄŸini' söyledi. Daha sonra bir doktor gelip, 'Hastamızı maalesef kaybettik' deyince bütün dünyam yıkıldı, hastane yıkıldı. Ondan sonra bir ÅŸey hatırlamıyorum. Bizim her ÅŸeyimiz orada bitti. Bizim için çok kötü bir gündü."
'BUNU YAPANLAR CEZASINI ÇEKSİN'
EÅŸinin cenazesini alıp YeniÅŸarbademli'ye dönerken kızının kendisine "Anne babam nerede?" diye sorduÄŸunda verecek cevap bulamadığını, "Baban sonra gelecek" dediÄŸini söyleyen AyÅŸe Özçelik, "Hayatımız darmadağın oldu. Bunu yapanlar cezasını çeksin. YaÅŸları küçük diyorlar, yaÅŸları ne olursa olsun. O kadar kesici delici aletle ne iÅŸleri vardı? Madem çocuktular da. Benim 2 tane çocuÄŸum ortada kaldı. Babasız kaldı. Dışarıda herkes babasıyla gezerken benim çocuklarım, boynu bükük bakıyor. Babasıyla yaÅŸadıkları hatıraları anlatıyorlar. Babasının öldüÄŸü günde kızım online derse bile katılmak istemedi. 'Ben bugün derse katılmak istemiyorum, babamı çok özledim' dedi. Bizim suçumuz günahımız neydi?" diye konuÅŸtu.
Mehmet Özçelik'in kızı Emine Nur Özçelik de o gece babaannesiyle birlikte kaldığını anlatarak, "Ben sabah uyandım, babaannem sürekli çığlık atıyordu. Ne oldu diye sorunca 'Baban dün akÅŸam kavgada bıçaklanmış. YoÄŸun bakımdaymış' dedi. Ben o zaman kadar sürekli yoÄŸun bakımı iyi bir yer diye biliyordum. Oraya ameliyattan sonra herkesi götürüyorlar diye biliyordum" dedi.
'HAYIR ÖLMEDİ, ÖLMEDİ'
Daha sonra hastaneye gittiklerini söyleyen Emine Nur Özçelik, "Orada kuzenim Miray ablamla annesi böyle kriz geçiriyor gibiydi. 'Hayır ölmedi, ölmedi' diyorlardı. Bayıldılar, sonra onu sedyeyle götürdüler. Ben bir ÅŸey olduÄŸunu biliyordum, 'kesin bir ÅŸey oldu, bize yalan söylüyorlar' dedim kendi kendime" diye konuÅŸtu.
'ZANNETTİM Kİ, BABAM GELDİ AMA DEĞİLDİ'
Kendilerini oradan eve götürdüklerini anlatan Emine AyÅŸe Özçelik, "Gözüm sürekli yoldaydı, sanki babam gelecek gibi hissediyordum. Bir akrabamız, bizim kendi arabamızla almaya geldi. Ben zannettim ki babam geldi ama babam deÄŸildi" dedi.
'BABAN MELEK OLDU KIZIM'
Köylerine giderken annesine, babasının ne zaman geleceÄŸini sorduÄŸunu, ama annesinin kendisine cevap veremediÄŸini anlatan Emine Nur Özçelik, ÅŸunları söyledi:
"Köye geldiÄŸimizde evimizin önünde sandalyeler vardı. Herkes sürekli aÄŸlıyordu. Evde beni böyle boÅŸ bir odaya aldılar. Ben bir ÅŸekilde odadan çıkıp diÄŸer odaya babaannemin yanına gittim. Babaanneme sordum, 'Ne oldu babam iyi mi?' dedim. O önce 'iyi' dedi, sonra biraz düÅŸündü, 'Baban melek oldu kızım' dedi."






Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)