Antalya'da 200 bin imza hazırlığı

Treni yazdım ya dün…

İlk arayan ATSO Başkanı Ali Bahar oldu.

Geçtiğimiz aylarda, yani Ocak’ta, Şubat’ta ve içinde bulunduğumuz Nisan ayında, her fırsatta treni tek dillendiren o olmuş Antalya’da…

Ocak ayındaki ATSO meclisinde, “Yıl 2023, hani tren nerede?” diye sormuş.

Tren deyince, ben dahil Antalya’da yaşayanların çoğunun aklına ilk gelen seyahat oluyor.

Oysa Ali Bahar ve iş dünyasının rüyası farklı…

Onlar hem turizm, hem de ticaret için istiyor treni...

Tren yük taşımacılığı, tarım ve sanayi ihracatı için şart…

Ali Bahar, “Antalya gibi hava ulaşımında dünya markası olan bir şehrin, diğer ulaşım alanlarında da aynı kimliğe bürünmesi bir gerekliliktir” demekte çok haklı.

Bahar’ın, “Hızlı tren konusu bizim için yeniden açılacak ve mücadelesini sürdüreceğimiz önemli bir başlıktır” sözleri de önemli…

“Peki, nasıl bir mücadele?” soruma verdiği cevap ise ilginç…

Bu konuda halkı arkasına alarak yürümek istiyor Ali Bahar...

14 Mayıs’taki seçimden sonra hızlı tren meselesini Antalya’da imzaya açmayı planlıyor.

Hedefi; 200 bin imza toplamak…

Seçimden sonra koltuğunun altında 200 bin imza ile Ankara’nın yollarına düşecek anlaşılan...

Bu kadar imza ile karşısına gelen, kararlı bir irade sergileyen bir kişinin karşında hangi bürokrat, hangi bakan, hangi cumhurbaşkanı durabilir ki…

Tren için güzergahın planı, projesi her şey bakanlığın elinde zaten hazır.

Gerekli olan sadece ödenek…

Antalya halkı bu işin arkasında durursa, Burdur veya Konya üzerinden gelecek bir tren hattımız, bir tren istasyonumuz neden olmasın…

Isparta’yı Antalya’ya bağlayan Dereboğazı yolunu hatırlayın…

Hikayesi bizim tren hikayesine benzer…

O yol da, aynı bizim tren gibi Osmanlı döneminde planmış ama bir türlü hayata geçirilememiş…

Muhtar Hacı Mustafa Kazak bakmış ki, ne İnönü döneminde, ne Adnan Menderes döneminde işi sahiplenen bir hükümet iradesi yok, 1960’lı yıllarda bir dernek kurmuş.

Adını da; Dereboğazı Yolunu Yaptırma ve Yaşatma Derneği koymuş…

‘Hökümet yapmıyorsa biz yaparız’ deyip toplamış insanları bugünkü Dereboğazı tünellerinin olduğu yere, ilk kazmayı da kendi vurmuş yola…

Bu çabasını halk takdir etmiş ki Sav İlçesi’ne belediye başkanı olmuş Hacı amca…

Başkan olarak bu kez belediye imkanlarını seferber etmiş.

Ancak ne maddi gücü, ne de belediyenin elindeki araçlar, o koca koca tünelleri açmaya yetmemiş…

Ama yine de ufak ufak ilerlemiş iş…

Ta ki, 1986 yılına kadar…

Rahmetli Turgut Özal duymuş hikayeyi devreye girmiş, resmi olarak temelini atmış yolun…

Açmak da 1995 yılında Süleyman Demirel’e nasip olmuş.

Açılışına gitmiştim…

Halkın açılışa olan ilgisini, sevinçlerini bugünkü gibi hatırlıyorum…

Hayallerine kavuşmuşlardı…

Hani diyorum ki, Ali Bahar 200 bin imza topladı, uğraştı, didindi, baktık olmadı, biz de Hacı amca gibi bir dernek mi kursak...

Adını da, “Antalya-Burdur Arası Tren Yolunu Yaptırma ve Yaşatma Derneği” koyar, kazmayı küreği elimize alıp işe koyuluruz.

Sayın hökümet…

Dünyanın en hızlı treni saate 603 kilometre hıza sahipmiş…

Sizin İstanbul –Ankara arası yapmayı planladığınız hızlı tren için açıklanan hız  saatte 350 kilometre…

Ben şahsen Almanya’da bindim, ekranda yazan 285 kilometre hızı gördüm.

Antalya için biz hızlı tren de istemiyoruz sizden…

Önünde bir lokomotifi olsun, arkada yolcu ve yük vagonları…

Şöyle demiryolu üzerinde tıngır mıngır gitsin yeter.

Anlaştık de mi?..