Bu yazımda, Antalya’daki gizli tanıklıklar üzerinden iki satır kelam edeceğim…

Önce somut bir olaydan örnek vereyim, sonra somut bir mahkeme tutanağındaki trajikomik durumu anlatayım.

Kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’ı şehit veren, cenaze töreninde yaptığı konuşma nedeniyle de ordudan atılan Yarbay Mehmet Alkan, bugünlerde FETÖ/PDY üyesi olduğu yönündeki iddialarla boğuşuyor.

Geçen gün duruşması vardı Ankara’da...  Duruşmada ifade veren ve kod adı ‘Abdullah’ olan gizli tanık Antalyalı olunca mesele daha çok dikkatimi çekti.

Duruşmaya Antalya’dan ses ve görüntüsü değiştirilerek SEGBİS aracılığıyla katılan gizli tanığın anlattıkları şaşırttı. Tek tek okudum. Hepsi havada kalan iddialar… Neymiş, eski Yarbay Alkan’ın cemaat üyesi (FETÖ’cü) olduğuna dair kanaat oluşmuş kendisinde falan filan… 2015 yılında da Alkan’ın evinde Zaman Gazetesi görmüş…

‘Başka ne var?’ diyor hakim…

‘Yok’ diyor gizli tanık…

Vah ki vah…

Bu gizli tanık daha önce verdiği ifadeden çark etmese, gerçek FETÖ’cüler ortalıkta cirit atarken, Türk Ordusu’nun anlı şanlı eski bir yarbayı FETÖ’cü diye içeri girecek… Kardeşini teröre şehit veren bir subayın ‘Terör örgütü’ üyesi olmakla suçlanması kadar korkunç ne olabilir?..

Eee, bu ülkenin PKK ile savaşan genelkurmay başkanı terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıp ceza yemedi mi?..

Koskoca Orgeneral İlker Başbuğ’un başına FETÖ bu çorabı örmüşse o dönem, bu dönem de eski bir yarbayın başına niye gelmesin böyle bir şey değil mi?..

Adı sanı, ismi cismi belli olmayan, mahkemede konuşurken sesi bile değiştirilen, sadece kod adıyla çağrılan bu gizli tanıklardan bazıları bugüne kadar kaç can yaktı acaba?..

Gerçek FETÖ’cüleri kamufle etmek, ortalığı bulandırmak için kaç masumun başını yaktılar?..

Şimdi size Antalya’daki bir mahkeme tutanağından bahsedeceğim.

Eski Yarbay Mehmet Alkan’ın gizli tanıklı duruşmasından bir gün önce Antalya’da yaşanmış başka bir olay…

Gizli tanıklık meselesinin ne boyutta olduğunu göstermesi açısından bu tutanakta yazılanlar önemli…

Duruşma günü; 11 Haziran 2019…

Yani geçtiğimiz salı…

Hakim duruşmaya başlıyor, zabıt katibine, ‘Yaz evladım’ diyor…

“Tanık yoklaması yapıldı. Gizli tanık Toprak’ın hazır edilmediği görüldü. Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’nün cevabi yazısında birden fazla Toprak kod isimli gizli tanık bulunduğundan ilgili koruma karar sayısının, tarihinin vs bilgilerinin talep edildiği anlaşıldı.”

Yani olay şu…

Antalya’da ‘Toprak’ kod adlı o kadar çok gizli tanık var ki, emniyet mahkemeye, ‘İstediğiniz hangi Toprak ise onunla ilgili tanık koruma karar sayısını ve diğer bilgilerini de verin ki bir daha ki duruşmaya o Toprak’ı getirelim, başka bir gizli tanık Toprak’ı getirip yanlış yapmayalım’ diyor.

Düşünün…

Sadece Toprak kod adlı birkaç tane varsa, emniyet bile birbirine karışma olasılığından bahsediyorsa, ortalık gizli tanıktan geçilmiyor demek ki…

Toprak-1, Toprak-2, Toprak-3 diye yazın da karışmasın diyeceğim, bu da koskoca yargı sistemine yol yordam göstermek gibi olacak…

Yani ayıp olacak…

Türk adli sisteminin Toprak’ları ne olur bilmem de, bizler kara toprağa girmeden bu yargı sistemi düzelir mi acaba?..

Bir gizli tanık bulsam da sorsam…