Prof. Dr. Yakup ALICIGÜZEL... GÖZLEMLERİM...

Üç gün önce pazara gitmiştim, hafta sonu evde kalacağımızdan biraz sebze meyve almak için..

Bir köylü pazarcı kadın sattığı domateslerin arılı olduğunu, doğal olduğunu söylüyordu. Ben de öğrenmek için “ nasıl anlayacağız arılı olduğunu “ diye sordum.  Cevap çok ilginç geldi bana:  “ üzerinde kâğıt yapıştırılmış arılı olduğu yazıyor ya” .  Elbet çok haklı, doğru insan olarak birbirimize inanmamız gerekir.  Ama nasıl? Tüm yapılanlardan sonra…

O an aklıma aslında küçük oğlumun çocukken daha okula gitmediği dönemlerde, akşam eve geldiğimde bana kesilmiş ve üzerinde rakamlar yazılı bir tomar kağıt verdi. “ Ne bunlar dediğimi hatırlıyorum”.  Bana “ al istediğin kadar harca, para”  dedi.  Tabiî ki güldüm.. Devam etti “ sen alış verişlerde çıkartıp kağıt para veriyorsun, işte sana yazdım 10, 20, 50, 100, 500  lira bunlar para. Ne farkı var hepsi kağıt değil mi? “ demişti.

Aradan yıllar geçmişti, şimdi bu iki olayı karşılaştırdım ve düşündüm..

Düşünceleri, bir şeyin olması için gerektiği gibi olması hiç önemli değil.. Sadece üzerine yazmak yeterli..  Nesnenin  ne olduğu hiç önemli değil.. Domatesin kokusu, lezzeti gibi kriterlerle ayırt edilebilmesini beklerdim.  Bu durumda ‘kandırılıyor muyuz?’ diye düşündüm kendi kendime..

Düşündükçe de o kadar çok uygulama geldi ki aklıma. Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşayım istedim ..

Mesela,  hepimiz yaya kaldırımlarını kullanırız ve çoğumuz bisiklet süreriz.  Çoğu zaman kaldırımda yürürken bir bisikletli çarpacakçasına hızla yanımızdan geçiverip korkutur.  Yüreğimiz ağzımıza gelir. Dikkatli baktığımız zaman kaldırımların sadece yayaya ait olmadığını, aynı zamanda bisiklet yolu olduğunu görürüz.  Nasıl mı? Kaldırıma BOYA İLE BİR ŞERİT  yaparsanız al sana bisiklet yolu olur.. Veya taşıt yolunun bir şeridini boya ile çizip bisiklet yolu yapabilirsiniz.. Aynı kağıt üzerinde yazıyor ya .. gibi.. Bu yöntemle Antalya’da hemen hemen tüm kaldırımlar boya ile 10 yıl kadar önce yapılmıştı. Hâlbuki bu işin aslı her yolda taşıt, kaldırım ve bisiklet yollarının yan yana ayrı olmasıdır. Kandırılıyor muyuz?  Hizmet ediyorlar.

Mesela sıkça duyarız sahte doktor yakalandı. Hastanelerde doktor olarak çalışan sahte diplomalı doktorlar. Eeee, diploma da bir kağıt değil mi? Üzerine istediğini yaz.. Doktor, Mühendis, Avukat.. yazdın mı olur işte.. Okula gitmeye gerek var mı? Bir diploma gerekli ise onu da yazarız olur biter.  Kandırılıyor muyuz? Yani..

Mesela, yasa ve yönetmelikler, sıkça reform adı altında neden değiştirilir? Uygulanması istenilen şeylerin yapılabilmesi için kişi veya gruba yönelik yasa çıkartmak zor mu?  Yıllar önce terlik yasası olarak medyada duymuştuk. Terlik ihraç edene yüklü bir vergi iadesi vardı. Vergi iadesi terlikten daha fazla imiş.  Ama bir hafta sonra yasa iptal edildi. Neden mi? İhraç bitti de.. Sana , bana sıra gelmedi.. işte bu da kağıt üstünde değil mi? Kandırılıyor muyuz?

Mesela, demokratik seçim sisteminden bahsedilir dünyada..  Siz aday adayı olabilirsiniz. Ancak başvuru yaptığınız parti sizi aday gösterir. Nedenini bilmem, çeşitli nedenlerle.. Sonuçta her parti istediği kişileri aday gösterirse vatandaş belirlenmiş kişileri seçmiş mi oluyor? Buna da demokrasi mi deniliyor? Sonra da mecliste parti değiştirilebilirse buna da mı demokrasi deniliyor?  Kandırılıyor muyuz? Yani..

Bu günlerde devletimizin 7. Cumhurbaşkanlığını 7 yıl süre ile yapmış Kenan Evren’in yaptığı resimler o dönem belirli kişilerce yüksek fiyatlarla satın alınmış. Şimdilerde yüzüne bakan yokmuş. Satılmıyormuş.. Peki o dönmede sanatsal değeri olan resimler neden şimdi sanatla ilgisi yok deniliyor.. Sanatsal değer olan bir tablo değerini kaybetmez, tam tersine arttırır. Şimdi burada kandırıldık mı? Kandırdık mı? Çıkar var mı? Anlayamadım..

Mesela, mesela… Örnekler çoğaltılabilir. Saymakla sanırım bitiremeyiz.. Bizim toplumda..

Şimdi hayal ediyorum da, ne kadar çok şey var KAĞIT ÜZERİNDE olan.. Demek ki küçük oğlum haklı imiş.. Her şey kağıt üzerinde..

Kandırılıyor muyuz?  Yoksa kandırıyor muyuz?  Veya topyekûn hem kandırılıyor ve hem de kandırıyor muyuz? Yani birbirimizi mi kandırıyoruz? Zeki miyiz? Saf mıyız? Ne dersiniz?

Sevgilerimle.. Samimi olarak kandırmadan.