Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat, 3 gün üst üste Antalya’yı yazdı.

Sokağa çıktı, gezdi dolaştı…

Ama ne hikmetse, inatla esnafla konuşmadı…

Onları muhatap bile almadı…

“Bu esnafın bir de başkanı var, bakalım ne diyor?” demedi…

Benim bildiğim, tanıdığım Ankaralı gazeteci ve yazar Yavuz Donat abimiz, 15-20 yıl önce sokak izlenimlerini yazarken, esnafla konuşurdu… Köylüye sorular sorardı…

Kentin nabzını, halkla konuşarak tutardı.

Ya şimdi ne yaptı?..

Devletin resmi ağızlarından bilgilerle yetindi…

Yazısını rakamlara boğdu…

Antalya’ya geldi, turizmi borsa başkanı ile konuştu…

Manavgat’a gitti, turizmi sanayi odası başkanı ile konuştu…

Dükkanlara girip, ‘Nasıl gidiyor işler?’ diye sormadı…

Antalya için, “Yollarda dilenen, kâğıt toplayan, kırmızı ışıkta kâğıt mendil satan görmedik” diye yazdı Yavuz abi…

Gittiği şehirleri mi karıştırdı acaba diye düşünmedim değil…

Esnaf odalarının başkanları, Yavuz abinin Antalya üzerine yazdığı güzellemeleri ya okumamışlar veya ‘Resmi makamlarla ters düşmeyelim’ diye düşünüp 3 yazısının ardından arayıp tek kelime etmemişler.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, dayanamamış önce bir mesaj atmış Yavuz Donat’a, sonra de konuşmuş…

Demiş ki; “Lokantacı, halıcı, derici yani turiste umudunu bağlayan esnaf kan ağlıyor. Turist otelden çıkmıyor. Batan batana Antalya’da bilgin olsun…”

Ve, bunun üzerine iki satır da olsa yaraya parmak basmış, bir şeyler yazmış Yavuz abi:

“Ekonomide ‘Büyük fotoğraf’ Vali Bey'in söylediği gibi.
Ama ‘Çarşıda’ sıkıntı var. Turistin ‘Otelden dışarı çıkması’ bu bakımdan önemli.”

Ha şöyle…

Ve, bana ‘Yine olmadı Yavuz abi’ dedirten başka bir konu…

Konyaaltı Sahili’ni işletenler, Uluslararası Sokak Lezzetleri Festivali düzenlemişler. Tam da bayramda…

Konyaaltı Sahili’ndeki işletmelerin para kazanacağı 3-4 güne denk getirmişler festivali…

Sahile, işletmelerin orta yerine standları kurmuşlar…

Yavuz abi, ‘Festivalin zamanlaması iyi’ deyip şöyle yazmış:

“Cağ kebabı da var... Japon mutfağı da.
Bizim midyeci de gelmiş... Hintli aşçı da.
Gezdik... İlgi büyük.
Kim düşünmüşse iyi düşünmüş.”

Ah Yavuz abi ah…

Biz Antalyalı esnaf üç beş kuruş para kazansın diyoruz, elin Japonu, Hintli aşçısı ürününü getirmiş satıyor, buna iyi diyorsun…

Bayram bitseydi, ölü bir sezonda, misal ekim veya kasım aylarında yapılsaydı fena mı olurdu bu festival…

Tatili bitti Yavuz abi gitti…

Yine bekleriz…