Yerel gazetelerin birleşerek ayakta durmaya çalıştığı, en az 2-3 yerel TV kanalının yüksek giderlere dayanamayarak battığı bir Antalya’da yeni bir TV kanalı açılıyormuş.
Çok değil, daha geçen aylarda Kanal 3 TV, Antalya’da açtığı büroyu senesi dolmadan kapattı.
Ki, arkasında koskoca dev sermayeli bir grup vardı…
Türkiye’nin beton üretiminde ilk üçe giren firma bile kanalını Antalya’da yaşatamadı…
Geçen yılın haziran ayı rakamlarına göre, Türkiye’de 16 ulusal, 8 bölgesel ve 151 yerel kanalı bulunuyor. Karasal ortamdan yayın yapan toplamda 175 kanal var. Uydudan yayın yapan televizyon kanalı sayısı ise 350… Kabloluda ise 172 televizyon kanalı yayında…
Gazete, dergi, tv veya internet haber sitesi…
Günümüzde öyle kolay kolay sahip olunacak mecralar değil artık.
Hele ki TV sahipliği, hem büyük sorumluluk, hem de dolar bazında büyük paralar gerektiriyor.
Önce bir şirket kuracaksınız, o bile büyük külfet… Sonra bir logo çizdirip RTÜK’e kaydettirip Türk Patent Enstitüsü'ne marka tescil kaydını yaptıracaksınız.
Bunlar da parasız olmuyor.
10 yıllık lisans ücreti 3.456,932 TL…
Sonra yayın için malzemeleri alacaksınız.
Kamera, lens, tripod, kamera sehpası, prompter, touch panel, audio mixer, yaka mikrofonu, speaker, reji masası…
TV merkezinin kirası, büro malzemeleri, kameramanı, muhabiri, montaj elemanı dünyanın parası…
Stüdyo yapılması şart…
Ekipmanların bakım ve onarım maliyetleri ise ateş pahası…
Kıssadan hisse, uydu üzerinden yayın yapacak olan bir kanal için RTÜK lisansı, TÜRKSAT uydu kiralama bedeli, uplink istasyonu kurulumu, profesyonel yayın ekipmanları ve stüdyo yatırımları dahil olmak üzere toplam maliyet ortalama 40.000.000 TL ile 60.000.000 TL arasında değişiyor.
Bol sıfırlı rakamlar kafanızı karıştırabilir.
Onun için yeniden yazayım; 40 ile 60 milyon Törkiş lira…
Hadi ortalamasını alalım 50 milyon TL diyelim…
Bu mütevazı bir yerel tv kanalı için kuruluşta harcanacak miktar.
Bir de bunun işletme giderleri var.
Personel maaşları, kiralar, SGK ve malzeme sigortaları, elektrik, su v.s…
Öyle 50 milyonla da olacak iş değil…
Bu daha başlangıç parası…
Şimdi bir maliyete bakıyorum, bir de Antalya’da yeni televizyon kanalının sahibi olacağı söylenen şahsa…
Ve çok basit bir soru soruyorum;
Ali Buldu, bu parayı nereden buldu?..
Ali Buldu, çok iyi kulis bilgileri alabilen biri…
Ama Ali Buldu, aileden zengin biri değil…
Ali Buldu, haberi çok iyi koklayan biri…
Ama gazetecilik dışında bir mesleği de yok.
Yeni İleri, Günaydın, Akşam gibi gazetelerde asgari ücretten hallice bir parayla çalıştı.
Sonra Kanal VIP’de televizyonculukla tanıştı ve ismi değişen kanalda yani Kanal V’de haber sundu.
Buradan aldığı maaşlarla, ev kirasını ödemese, yemese içmese bile bu 50-60 milyon birikir mi?..
Ve bu yüzden soruyorum; bu yeni kanalın gerçekten sahibi Ali Buldu mu?..
Eğer Ali Buldu ise KA07 adı verilen kanalın 07’sini anladık da KA’sı neyin kısaltması…
Bu ‘KA’, Antalya’da 600 konutluk arazisi olduğu iddia edilen AKP’li Turgut Altınok’un müteahhiti olduğu ileri sürülen Ramazan Karabulut’un ‘KA’sı mı?..
Yoksa, ‘KA’ bildiğimiz KAnalın ‘KA’ sı mı?..
Ramazan Karabulut’un adı geçtiğimiz seçimlerde Konyaaltı’ndan CHP belediye başkan adaylığı için geçti ama olmadı.
Acaba bu hayaline ulaşmak için bir araç mı bu ‘KA07’ TV…
Veya siyasetteki abilerinin koltuğunu korumak için mi kurduruyor?..
Onların olası şaibelerine kalkan olup yeniden aday yaptırmak mı amacı?..
Kulislerde konuşulan; Ali Buldu’nun henüz olmayan TV’ye, henüz yayınlamadığı reklamların parasını Ramazan Karabulut’tan peşin alıp kanala sermaye yaptığı iddiası…
Doğruysa, formül güzel, iş lokum gibi…
Benim asıl merak ettiğim, bu yazının da ana konusu medya sahipliği ve şeffaflığı…
Medya organlarında görünen yüzlerin dışında geri plandakiler.
Bunlardan en önemlisi de patron…
Vatandaşa aktarılan bilgilerin asıl kontrolünü sağlayan, yayın ilkelerini oluşturan, politik çerçeveyi çizen kişi…
Bir haberin manipüle edilip edilmeyeceğine veya hiç verilmeyeceğine karar veren musluğun başındaki zat…
Ben bir gazete aldığımda, bir internet haber sitesine girdiğimde, bir televizyon kanalı izlediğimde, yazarı-çizeri kadar sahibi kim ona bakarım.
Eğer medya patronu gizleniyorsa itibar etmem.
Misal; Antalya yerel medyada, künyede patron görünen 3 medya grubunun aslında patronları göstermelik.
Para başkasının ama boruyu onlar öttürüyor.
Yıllar önceydi…
Belki 10, belki de 15 yıl önce…
Kanal VTV’yi bir gazeteci satın almıştı.
Bir süre sonra akçeli işler yüzünden kavga başlamış ve gerçek sahipleri ortaya çıkmıştı…
Kanalı satın alanların, CHP milletvekili olan ATSO eski başkanlarından Çetin Osman Budak, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ve Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu olduğu anlaşılmıştı.
Kanal VTV ekonomik sıkıntı yüzünden el değiştirmiş şimdiki sahibi Okan Kaya almıştı.
İşte, KA07’nin kuruluşu oradan kopan iki isim üzerinden yürüyor.
Biri Ali Buldu, diğeri Uğur Törer…
Ben tabi ki bu tür tv kanallarının, gazetelerin, internet haber sitelerinin Antalya’da çoğalmasını isterim.
Ama tek beklentim, sahibi belli olacak.
Eğer biri de çıkıp, ‘Sahibi benim’ diyorsa, bunun mali kaynağını gösterecek.
Gösteremiyorsa, o medya organı, yayını ile birlikte şaibeyi de beraberinde getirir.
Ve biz haklı olarak, ‘Kanal gerçekte kimin?’, ‘Amaçlanan ne?’, ‘Kimin siyaseten önünü açmak için kuruldu?’, ‘Kimin koltuğunu korumayı amaçlıyor?’, ‘Kimin olası kirli işlerini örtbas etmenin planları yapılıyor?’, ‘Kimlerin gözü korkutulacak?’, ‘Bu kanal kime kalkan olacak’ gibi bir sürü soruyu o yayın grubu var oldukça sürekli sormak zorunda kalacağız.
Sevgili Ali, keşke sermayenin kaynağı belli ve yüzde 100’ü de senin olsaydı…
Hayırlı olsun der, gazeteci dostlara bir kapı açıldığı için sevinirdim.
Fakat, kulisler öyle demiyor.
Sevgili Ali, sakın, ‘Bağımsız olacağız, tarafsız yayın yapacağız, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız’ deme…
Medyada özgürlük, patronun seni çağırıp, ‘Bak Ali…’ demesine kadardır.
-- -- --
CHP’NİN KAFASI MI KARIŞIK?
Bu sabah Kafa Radyo’da Nihat Sırdar, Eskişehir’de Atatürk Stadı’nın adının değiştirildiğini belirterek bazı başka ismi değiştirilen yerlerden örnekler verdi.
Sonra da dedi ki; ‘Devir biter ve bu isimler yine gelir’ dedi.
Maalesef öyle olmuyor.
Antalya’dan yazıp çiziyoruz, ’Bakın devir değişti, Ak Parti yerel yönetimden gitti CHP geldi. Gelin şu Atatürk düşmanı Osman Yüksel Serdengeçti’nin adını parktan kaldırın’ diyoruz, Atatürk’ün partisi oralı bile olmuyor.
Haziran büyükşehir meclisine konu gelir diye umuyordum ama gelmedi.
Çünkü umurlarında değil…
Anlaşıldı ki, Atatürk bazı CHP’liler için bir koltuğa seçilmenin vesilesi…
İçlerinde zerre Atatürk veya parti sevgisi olsa, hem atamıza, hem CHP’ye demediğini bırakmayan Serdengeçti’nin izini göreve geldikleri ilk gün silerlerdi.
AK Parti’deyken bu ismin verildiği meclisi yöneten Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, CHP’li oldu ama bu hatasını telafi etmedi. Bir önerge verip o ismi o parktan kaldırtmadı. Topu Muhittin Böcek’e attı.
Fakat ne Böcek, ne başka bir CHP’li tınmadı, umursamadı, iki satır önerge verip Serdengeçti ismini kaldıralım demedi.
Onun için devrin değişmesi önemli değil, kafaların değişmesi şart…
Yoksa, Ali gitmiş Veli gelmiş, Osman gitmiş Ömer gelmiş fark etmiyor.
Yazıklar olsun ne diyeyim…
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |