Benim kızım da ölümden döndü

Nihal Candan ve Bahar Candan kardeşler, sanki uzaydan dünyaya gelmiş gibi özellikle de Bahar Candan enteresan konuşma tarzı, davranış tarzı ile insanları kah güldüren, güldürürken düşündüren, düşünürken şaşkına çeviren, komik desem değil, onlara bakarken ne olduklarını çözemediğim insanlardı… Katıldıkları yarışmalarla isimlerini duyurdu bu kardeşler… Özellikle de stilim sensin gibi moda yarışmalarındaki tavırları ile ve orada ki yorumcuların abartılı yorumları ile bu kızlar bir süre medyanın daimi yüzleri oldular… Hiç fark etmediler… Aslında seçtikleri bu yol onları şöhrete değil, uçuruma doğru sürüklüyordu…

Sosyal medyanın, tv’lerdeki bazı magazin programlarının insanları nasıl maymunlaştırdığı, nasıl istediği yönde hareket ettirdiği, nasıl kamuoyu önünde rencide ettiği ortada… Çok iyi hatırlıyorum…. Bir yarışmanın jüri üyelerinden biri, ’’Kilolusunuz, sizinle muhatap olmak istemiyorum, giyinemiyorsunuz, 36 beden olun öyle gelin karşıma‘’ gibi aşağılayıcı, rencide edici üslupla konuşmuştu… Bu sözler belki o anda kızlar tarafından sanki yapıcı eleştiri gibi görülmüş olsa da daha sonra hepsinin ruhunda derin psikolojik yaralar açtığının kimse farkına varamadı. Meşhur olma derdi büyük bir sorun oldu genç kızların hayatında… İşte bunlardan biri de Nihal Candan’dı…  Aslında onun yaşadıklarının herkese bir şeyler öğretmiş olması lazım . Hatırlıyorum, bir yarışmada jüri üyelerinin arasında rahmetli Nur Yerlitaş’da vardı… O kızlara, “Kilolusun, seni görmek istemiyorum” dediğinde kendisi de bayağı heybetli kilosu ile orada yer alıyordu. Kilolu biri olarak o kızlara o şekilde rencide edici konuşmamalıydı. Yarışma stil yarışmasıydı, kim zayıf, kim kilolu önemli değildi… Yarışmada ki konuşma şekilleri yüzünden vallahi ben Candan kardeşleri eğitimsiz sanıyor, cahillikle böyle davrandıklarını düşünüyordum… Sonradan öğrendim ki kız gayet eğitimli, baba profesör, anne zannediyorum eğitimci, eeee kızlar?..

Yarışmadan sonra kara para aklama gibi bir iddiayla beklemedikleri bir süreç yaşadılar ve cezaevine girdiler…Baba, “Mani olmak istedim ama başaramadım” demiş… Bu kadar rezilliğe nasıl göz yumdun derler adama!!...

Kız ölüm döşeğinde, 25 kiloya düşmüş hastaneye doğum günü pastası getiriyorlar, kuşkonmaz getiriyorlar, komik gözlükler takıp acayip makyaj ve kıyafetlerle hala reklam yapma peşindelerdi… Kimse de, hop durun ne yapıyorsunuz siz demedi... Youtouber arkadaşları ise daha çok tık alabilmek o anları çekerek paylaşıyor… Dertleri o kızın üzerinden para kazanmak…

Yazık, vallahi yazık… Hastane yönetimi neden bunlara izin verdi. Bu görüntülerden 2 gün sonra ise Nihal Candan’ın ölüm haberini aldık … Gencecik bir kadın, hayatının baharında heba oldu gitti… Mutsuz bir evlilik, feryat eden bir anne, arkada boş bir şöhret, değdi mi?...

Daha kız yeni mezara kondu, hemen arkasından tüm insanlığı şaşırtan, bunlar hala akıllanmadı dedirten helva videosu düştü sosyal medyaya… Yahu ne işiniz var sizin Dilan Polat’ın evinde... Kadın elinde telefon kapı zilinden itibaren canlı yayın yapıyor utanmadan acıya, ölüye saygı hiç yok… Ya o saf desem değil, salak desem hakaret olacak. Bahar’ın konuşma şekline ne demeli… Ekrana girip saçını başını yolasım geldi… Ablan bu dünyadan göçüp gitmiş, otur evinde dua et helvanı evinde kavur… Ayrıca, annen var ailen var onlara düşer bu iş, Dilan Polat’a değil… Kadın, her şeyden nemalanma peşinde… Sizler de acınız varken bile buna alet oluyorsunuz. Yazık, aklınızı başınıza alın… Bahar şayet bir psikolojik destek almaşsa onun da sonu hiç iç açıcı gözükmüyor…

Nihal’in içine düştüğü bu hastalık hiç hafife alınacak bir şey değil … Kişi 25 kilo bile olsa aynaya baktığında kendini kilolu görür…Anoreksiya Nevroz bu hastalık yeme bozukluğu, yemek yedikten sonra kendini kusturma…  Bütün dert bozulmuş beden algısı… Ne kadar zayıf olursan ol aynaya baktığında sen kendini kilolu hissediyorsun dolayısıyla… Hem psikolojik, hem de beden algısı tamamen dağılıyor… Eskiden manken hastalığı diye bilinirdi şimdilerde sosyal medyada görünme isteği…

Kısa bir dönem ben kızımda yaşadım bu durumu… Yiyor, yiyor sonra gidip kusuyordu… O da 45 kilolara düştü… Sonra Allah’ın izni ile toparladık, o yüzden biliyorum… Aman anneler, sakın kız çocuklarınıza aman kilolusun rejim yap, bu yakışmadı, göbeğin çıktı demeyin onları çok etkiliyor ve böyle saçma sapan yollara sapıyorlar…

Velhasıl hayatının baharında, hayata küsmüş bir genç kadındı Nihal Candan… Sevabı ile günahı ile çektikleri ile gitti aramızdan… Yaşadıkları ibret niteliğinde…

İnşallah onun gidişi, trajik sonu, kardeşine ders olur. Bir an önce toparlanarak kendine çeki düzen verir… Dün helva kavurdukları Dilan ile bugün birbirlerini bloklamışlar. İşte medya maymunluğu böyle bir şey… Allah rahmet eylesin Nihal diyorum, söz bitti…

Ve bir kalem, bir düşünce adamı daha tutsak edildi… Fatih Altaylı’nın boş koltuğu bile bu kadar izleme alırken, söyleyecek söz bulamıyorum… Aile dimdik ayakta, sabır diliyorum.

‘’Sevginin kurduğu devleti adalet devam ettirir, adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar’’

Ne güzel söylemiş Hz Ali;   ‘’Bir insanı layık olmadığı yere koymak zulümdür’’