Son yıllarda gün geçmiyor ki bir Atatürk, bir cumhuriyet, bir laiklik düşmanı ortaya çıkmasın. Kin, nefret ve öfke dolu cahil hocaların, yandaş imamların, sözde meczupların (akıl hastası) Atatürk'e, cumhuriyete, laikliğe saldırılarını duyuyor, okuyor, görüyoruz. 

 Kendilerini Osmanlı'nın devamı olarak gören kimi yobaz kafalılar, fırsat buldukları her ortamda kinlerini, nefretlerini, öfkelerini dile getiriyorlar. Atatürk'e "Selanik'ten gelen dönme" diyecek kadar alçalan Şevki Yılmaz adlı şuursuzlar çıkıyor, o sözlere Diyanet görevlisi Halil Konakçı adlı bir eleman destek verebiliyor.

GERÇEKLERİ İNKAR

 Kendini bilmez, haddini aşan, sözde dindar bu tiplere karşın, Kırklareli müftüsü Adnan Zeki Bıyık gibi iyi eğitimli din adamlarının varlığı, geleceğe umutla bakma umutlarının diri kalmasını sağlıyor.

 Atatürk'e hakaret edenler, öncelikle islamın barış dini olduğu gerçeğini inkar ediyor. Kin, nefret ve öfkeye İslam'da yer olmadığından habersiz yaşıyor. Tam bağımsızlığa, cumhuriyete, laikliğe karşı çıkmanın, soysuz bir düşünce olduğunu bilmiyor. 

SOYSUZLAR SÜRÜSÜ

 Atatürk'e, cumhuriyete, laikliğe karşı olan o zavallılar, Türkiye'ye, Türkçe'ye ve Türk'e de düşman soysuzlar sürüsünü oluşturuyor.

Gerçeklerden uzak, yarım akıllı insancıklar ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı sürdürüyor. Özgürce düşüncelerini söyleyen şeriat isteyenler, Anayasa ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre açıkça suç işliyor.

FARKLI ŞERİAT MODELİ

 Şeriat bir devletin yönetim biçimi olamaz. Her ülkede farklı bir şeriat modeli uygulanıyor. Boko Haram şeriatıyla, Taliban şeriatı aynı değildir. Humeyni şeriatıyla, Pakistan şeriatı da farklıdır. İŞİD şeriatıyla, Hizbullah şeriatı da birbirine benzemez.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 8 Mart 2018 tarihindeki sözleri anlamlı ve  ilginçtir:

"Şimdi birçok Hoca Efendi beni tefe koyacak ama İslam'ın güncellenmesi lazım. Siz İslamı 14-15 asır öncesi hükümleriyle, kalkıp bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam'ın uygulanması yer, zaman, koşullar, her şeyiyle o da değişiyor."

SUUD KADINLARI

 İslam ülkelerinde herkes kendi anlayışına göre bir yorumla yaşamını sürdürüyor. 

 Suudi Prens Selman'ın şu sözleri de çok anlamlı, önemli ve tarihi değer taşıyor:

"Hayatımızın 30 yılını radikal fikirlerle harcamayacağız. Onları yok edeceğiz. Normal bir hayat yaşamak istiyoruz. 

Bundan sonra Suud kadınların giyeceği kıyafete sadece Suudi Arabistanlı kadınlar karar verebilir."

DİN ELDEN GİTMEDİ

 Suudi Arabistan ilk kez Asya güzellik kraliçesi yarışmasına bir Suud kadını gönderdi. O kadın yarışma sırasında ülkesinin yerel giysisiyle podyuma çıktı, mayo giydi, başına örtü takmadı, saçları açıktı. Ne din elden gitti, ne Afganistan'da olduğu gibi kafası kılıçla kesildi.

 Hayatımızdan eğitimsiz hocaları, maaş verdiğimiz yandaş imamları çıkardığımız zaman, taşlar yerine oturacak. 

 Anayasa ve yasalara karşı gelen, açıkça meydan okuyan, Türkiye devletine, Atatürk'e ve laik cumhuriyete düşman olanlara Cumhuriyet Savcıları gereğini yapacaktır.