Antalya'da kurumsal algı düşük

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ev sahipliğindeki seminer kapsamında düzenlenen 'Yarın Kim Ayakta Kalacak' konulu panelde Türkiye ve Antalya'daki şirketlerin kurumsal yapısı ele alındı. 

ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Barut'un açılış konuşması yaptığı panele, StratejiCo kurucu ortağı Selim Oktar'ın başkanlığında Levent Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Atıl Pekşen, Isparta Girişimci Sanayici İşadamları Derneği (IGSİAD) Başkanı Alper Bayhan, İş Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Funda Çağan Mursanoğlu, Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Doç. Dr. Recep Bildik ve Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ katıldı.

'Yarın Kim Ayakta Kalacak?' sorusunun cevabının rekabet edebilen, rekabete dayanabilen olduğunu belirten ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Barut, bunun doğadaki canlılar, ülkeler ve işletmeler için de böyle olduğunu söyledi. Dünya Ekonomik Forumu her yıl rekabet kavramını detaylandırarak alt bileşenlerini de içeren bir çalışmayı kamuoyuyla paylaştığını anlatan Barut, 2015-2016 raporuna göre dikkate alınan 144 ülke arasında rekabet gücü en yüksek ülkenin İsviçre, ikinci Singapur, üçüncü ABD olduğunu söyledi. 

BU RAKAMLAR KONUŞULMUYOR

Bizde ise çok sayıda kriterin toplam puanına göre belirlenen bu listede bir önceki yıla göre 45'inci sıradan 51'e gerilediğimizi belirten Barut, Türkiye'nin kurumsal yapı, işgücü piyasalarının etkinliği, teknolojik altyapı ve inovasyon alanlarına yönelik puanlarını ise şöyle sıraladı;

“Kurumsal yapı bileşeninde baş aşağı gidiyoruz, 56'ncı sıradan 64'e, son olarak 75'inci sıraya düştük. Emek piyasalarının etkinliğinde geçen yıl 130'uncu sıradayken bu sene 1 basamak gerileyerek 131'inci sıradayız. Teknolojik altyapıda 55'inci sırada. İnovasyonda, bir önceki yıla göre 6 basamak daha gerileyerek 56'ncı sırada yer aldığımızı görüyoruz. En düşük dereceleri aldığımız konular ise iş etiği, siyasi istikrarsızlık ve suç oranıdır. Kayırmacılıkta kötü not nedeniyle 84'teyiz. İş etiğinde 99'uncu sıradayız. Siyasilere güvende 76'ncı sıradayız. Hukukun bağımsızlığında 100'üncü sıradayız. Bunlar Dünya Ekonomik Forumu'nun değerlendirmeleri. İyi puan verdiklerinde beğenip konuşuyoruz, böyle puanımız düştüğünde kimse konuşmuyor."

ANTALYA'NIN ALGISI DÜŞÜK

Antalya'nın kurumsal yönetim farkındalığına ilgisinin neden düşük olduğunu değerlendiren Levent Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Atıl Pekşen, Antalya'da bu algının diğer şehirlerin gerisinde olduğunu, Anadolu'da yapılan algı araştırmaları sonuçlarında da bunun düşük olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Diğer illerle bu konuda aradaki gerçekten 'fark' olduğunu kaydeden Pekşen, Antalya'da kurumsal yönetimin sadece TKYD'nin çalışmalarında yer alan bir konsept, bir konu olduğunu kaydetti.

KURUMSAL YÖNETİM BİZDE DOĞAYA AYKIRI

Kurumsal yönetim ilkelerinin birçok insanın konu başlıklarında ve literatüründe olmadığına değinen Atıl Pekşen, sürdürülebilirlik içinde kurumsallığın aslında bir enstrüman olduğu ama kullanılamadığını dile getirdi. Pekşen, “Her alanda aslında olması gereken sürdürülebilirlik ama hiçbir şekilde bizim gündemimizde olmuyor. Kurumsal yönetim bizim insanımızın doğasına aykırı, genellikle aile şirketleri ve aile liderleri yönetiyor. Aileyi şirket, şirketi aile gibi yönetemezsiniz. Genellikle insanlarımız şirketleri aile gibi yönetmeye çalışıyor. Adillik, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerinin uygulanamayacağı bir yapı. Bunları birbirinden ayırabilmek gerekiyor" dedi.

ISPARTA BU YÜZDEN HALIYI KAYBETTİ

Şirketlerin kurumsallaşmasının önündeki engelleri kaygılar, kurumsal yapının getireceği maliyetler ve hantallaşma gibi bazı nedenlere bağlayan IGSİAD Başkanı Alper Bayhan, küçük şirketlerde kararların daha hızlı alınabildiğini kaydetti. Kurumsallaşmanın şirketin karlılığının yeterli göründüğü anda hemen başlatılması gerektiğine değinen Bayhan, “Herkes her işi yapar pozisyonunda olmadığı zaman verimlilik artıyor. Hem şirketinizin değeri artıyor, hem verimliliğiniz, hem de şirket değeriniz artıyor. Zamanlamayı çok iyi yapmak lazım" dedi. 

Kurumsallaşmanın bir şehre getirdiği en büyük yıkım olarak Isparta'nın halıcılık sektörünü kaybetmesini gösteren Alper Bayhan, tüm Türkiye'yi bu konuda finanse eden bir sektörken, şirketleşmemenin sonucu olarak bugün halıcılık yapan ailelerin sadece mülk bırakabildiğini söyledi. Halıcılıkta Gaziantep'te bu kurumsallaşmanın yapıldığını ve yıllık cirosunun 3 milyar dolara ulaştığını, Isparta'nın ise sadece 3 milyon TL olduğunu belirten Bayhan, “O yıllarda kurumsallaşma yapılmış olsaydı çok daha farklı konumlarda olurdu. Şimdi o aileler sadece kira gelirleriyle geçiniyor" dedi.



Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -