Aydın'da orman yangını
Aydın'da orman yangını
Kıyıdaki kaçaklar yıkılıyor
Kıyıdaki kaçaklar yıkılıyor
Antalya'da oğlunu öldüren baba; Pişmanım
Antalya'da oğlunu öldüren baba; Pişmanım
Bayram tatilinin ilk günü 853 trafik kazası
Bayram tatilinin ilk günü 853 trafik kazası
17 Eylül 2011 Cumartesi - 13:56

Böyle bir teşekkürü hak ettik mi?

Bugün herkes bir an için Doğan Yurdakul olmalı.Silivri’de yatarken deva bulamayan eşini kaybeden Gazeteci Yazar Doğan Yurdakul acısını açık bir teşekkürle dile getirdi.İşte o yazı:

Böyle bir teşekkürü hak ettik mi?
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

ACIMI PAYLAŞANLARA AÇIK TEŞEKKÜR
Silivri’deki hücremde dün gece yarısı saat 03.00'te göğsümün üstünde bir ağrıyla uyandım. Kalktım, elimi yüzümü yıkayıp bir dilaltı ilacı aldım. Biraz ferahladıktan sonra içeriden, “ortak yaşam alanımızdan” Ahmet'in (Şık ) tıkırtılarının geldiğini duydum. Ahmet genellikle geç yatar ama bir kaç gündür iddianame üzerinde çalıştığı için iyice geç yatıyor.

Bir an yanına gitsem mi diye düşündüm, sonra vazgeçtim. Zaten Ahmet'le Nedim (Şener) her gece bana bir şey olur mu diye diken üstünde yatıyorlar, ortalığı velveleye vermenin gereği yok deyip yattım, uyumuşum.
Sabah Nedim ilaç yazdırmak için doktora çıkmıştı. .Ahmet kalktı, saat 11 'de CNN Türk’te
Medya Mahallesi programını açtık. Ayşenur Arslan acı haberi verdi:
“Odatv davası sanıklarından Doğan Yurdakul'un eşi Güngör Yurdakul hayatını kaybetti...”
Ahmet hemen elini omzuma attı "Başın sağolsun" dedikten hemen sonra "abi iyi misin?" diye sordu. Dokuz gündür acı içinde bu haberi bekliyorum, kendimi oldukça hazırlamışım, ne kadar iyi olunursa o kadar iyiyim. Bunu söyleyebildim ilk taziyeyi aldığım sevgili koğuş arkadaşıma.

O sırada televizyondan geçen altyazı eşimin gece yarısı 02.50'de hayatını kaybettiğini bildiriyordu. Ahmet'e gece o saatte kalp ağrısıyla uyandığımı söyledim. "Seni duydum ama, sonra yattın o yüzden merak etmedim" dedi. Hapiste olan insan, eşinin ölüm haberini bile yarım gün sonra alabiliyor...
* * *
Altı buçuk aydır tutuklu bulunduğum Silivri'de bir yandan yoğun bir sözlük çalışması içindeyken bir yandan da yavaş yavaş anılarımı yazmaya başlamıştım.
Meğer o anıları yazmaya yaşantımın başından değil sonundan başlayacakmışım. 3 Mart 2011 Perşembe günü sabah saat 7.00’de polisleri karşımda gördüğümde ilk düşündüğüm şey Güngör'ün hastalığı oldu. Aralık ayında son bir ameliyat daha olmuştu ve kemoterapi tedavisi görüyordu. Ama vücudu tedaviye yanıt vermiyordu, melun hastalık yayılmaya başlamıştı ve biz bunu ona söylemiyor, güç ve moral veriyorduk.

Hani filmi geri sarmak derler ya. Polisler bana içinde "Ergenekon soruşturması" sözünün de geçtiği gözaltı evrakını okurlarken ben filmi ileri sarıyordum. Böyle gidenlerin hiçbirinin kolay kolay geri gelmediğini biliyordum ve eşimi ben Silivri'deyken kaybedeceğimi anlamıştım.
Tutuklandıktan sonra onu ilk ve son kez Nisan ayı başındaki açık görüşte gördüm. Görüşe gelirken (kemoterapi yüzünden saçları döküldüğünden kullandığı) peruğun firketeleri ve sütyenindeki metalin sinyal vermesi yüzünden çok eziyet görmüştü.
Zaten oğlunun koluna tutunarak zor yürüyordu. Bu zulmü tekrar çekmemesi için bir daha gelmemesini rica ettim. Zaten o görüşten sonra yürüyemez oldu, kanser kemik metastazı yapmıştı, hastaneye yattı. Sonra da durumu hep kötüye gitti.

Kaçınılmaz sona gidişimizi cezaevinden adım adım izledim.
Güngör bu acı dolu süreci müthiş bir dirençle göğüsledi. Mektuplarında ve telefonlarda hep bana moral vermeye çalıştı. Çok sancılar çektiği halde durumunu hep bana iyi göstermeye çalıştı.
5 Eylül’deki son veda görüşmemizde bile aynı tutum içindeydi. Ona bacakları için yapılan fizik tedaviye önem vermesini söylediğimde "merak etme ayakta durmaya, hatta adım atmaya başladım” dedi, hâlâ beni kandırmaya çalışıyordu. Oysa ben artık sona yaşlaştığımızın haberini almıştım. Zaten ertesi gün gelen avukatlarım komaya girdiğini haber verdiler.
Tam dokuz gün serumla beslenerek uyudu. Dokuz günü cezaevinde nasıl geçirdiğimi anlatmam mümkün değil. Koğuş arkadaşlarımın da, benim de bu konuyu hiç açmamaya gayret ettiğimiz bir dokuz gün...
Bir dokuz gün... Koğuşun demir kapısının veya üstündeki göz deliğinin gümbürtüyle her açılışında sıçrayarak yerinden kalktığın, her avukata çağrılışında dilaltı kalp ilacı aldığın, haber kanallarında sürekli alt yazıları yürek heyecanıyla takip ettiğin bir dokuz gün. Bir telefon görüşmemizde Güngör'e anılarımı yazmaya başladığımı söylediğimde "asıl birlikte bizim hikâyemizi yazmalıyız" demişti, "öyleyse sen hemen yazmaya başla" demiştim. Şimdi ona böyle bir borcum var. Bu veda mektubumla ona borcumu ödemeye başlıyorum, ama yaşamın bana yaptığına bakın ki, o hikâyeyi yazmaya sonundan başlamak zorundayım.

Saat 12.00’de Silivri Cezaevlerinden sorumlu Savcısı koğuşa geldi ve 16. Ağır Ceza Mahkemesinin cenazeye gitme talebimizi kabul ettiğini bildirdi. Bu acı olay, ülkedeki tutukluluk koşullarının insanileştirilmesi konusunda bir düzelmeye yol açarsa bunu  Güngör'ün o yiğitçe direnişinin bir ödülü sayacağım.

Acımızı paylaşan herkese, o her satırı içime işleyen yazıları yazan tüm meslektaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Huzur içinde yat canım sevgilim!
Doğan Yurdakul
Odatv.com

 
Cem Yılmaz’a arkadaş olmak isteyen bayanlar
 
Çift kol nakli olan Cihan,denize girdi kulaç attı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Cem Yılmaz’a arkadaş olmak isteyen bayanlar
Twitter’de yazmadığı gerekçesiyle eleştirilen komedyen Cem Yılmaz, bu ...
Yanarak ölen mahkumların memleketleri belli oldu
Van'dan İstanbul'a götürüldükleri cezaevi aracında yanarak ölen 5 mahkumun ...
Başkale'de mayın: 1 er şehit
VAN'ın Başkale İlçesi'nde yapılan mayın arama- tarama çalışmaları sırasında ...
 
Kendisini Donald Trump zannediyor
Gayrimenkul sektöründeki başarıları ile iş dünyasının, genç sevgilileri, ...
3 Çeçen’e sokakta infaz
Zeytinburnu'nda düzenlenen silahlı saldırı sonucu Çeçen uyruklu 3 kişi sokak ortasında öldürüldü.
Tek dersten geçemeyenlere imkan tanınacak
Milli Eğitim Bakanlığı tek dersten başarısız olduğu için mezun olamayan ...
 
Burs ve barınma başvuru tarihleri belli oldu
YURTKUR yurtlarında barınmak, burs, öğrenim ve katkı kredisi almak isteyen ...
Kıdem Tazminatı yerine ne geliyor
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, VATAN'a açıkladı: Avusturya Modeli'ni seçtik ...
Hakimlerden şoke eden tecavüz önerisi
İş yükünün azalmasını isteyen hâkim ve savcıların önerisi: 'Kadın tecavüz ...
 
Dursun Gündoğdu
Organize insafsızlık
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Bayram günleri
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Avrupa’da beş kriz
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Kemer turizmi annesini kaybetti
İsa Altun
İsa Altun
Sessiz Çığlık
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Nisan ayında finansal konularda büyük şanslar yakalayabilirsiniz. Kazançlarınızı arttırabilmek adına pek çok fırsatın ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva