Gelin Antalya halkına soralım?

Antalya iki konuyu tartışıyor…

Biri, şehrin içine kadar sirayet eden orman yangınlarının nasıl durdurulacağı…

Diğeri ise Antalya Müzesi yıkılıp yerine yeni müze yapılsın mı, yapılmasın mı?..

Ben de bu iki tartışma konusundan yeni bir tartışma yaratacak öneriyi ortaya atacağım…

Eyy Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy…

Çağrım size…

Gelin bir referandum yapalım…

Bu seneye yetişmez ama en az önümüzdeki sene, alevler burnumuzun dibine kadar gelmesin, evimizi, barkımızı yakmasın, canlar gitmesin diye önlem alalım.

Yeni Antalya Müzesi’nin ihalesi için ayırdığınız 2.5 milyar TL’lik ödeneği turizm kentindeki orman yangınlarını söndürecek uçak, helikopter, arazöz almak için kullanalım.

Bunu da halka soralım.

Diyelim ki; Maliye’nin kasasından bakanlığa tahsis edilen 2.5 milyar TL’lik hazır ödeneği, Antalya’nın ormanlarını kurtarmak için mi harcayalım, yoksa yeni müze yapmak için mi kullanalım?..

Sayın bakan, Antalya halkı ne derse onu yapmaya var mısınız?..

Bir hafta sonra, pazar günü, 19 ilçedeki mahalle muhtarlıklarına kuralım sandıkları, halkımıza kulak verelim.

Ben müzenin yıkılmasına karşı değilim?..

Yenisi tabi ki yapılmalı…

Türkiye’nin milyarca dolarlık dış borcu varken, millet açlıktan kıvranırken ajitasyonunu yapmayacağım.

Hedef belli…

Madem hazırda bütçeden Antalya için ayrılmış böyle bir para var, şehrimizi turizm şehri yapan ormanlarını kül olmaktan kurtaracak öncelikli bir işe harcayalım.

Ormanlarımızla birlikte börtü böcek, hayvanlar da yanmasın…

Ormanlarımızı söndürmek için canlarını ortaya koyanları da çaresiz bırakmayalım.

Bu parayla Antalya’nın 19 ilçesindeki ormancılara yetecek kadar alet, edevat, yanmaz elbiseler alalım.

Bu ekipleri, kiralık söndürme uçakları yerine denizden, barajlardan, göletlerden su alabilecek uçaklar, helikopterlerle, yeni su tankerleri, arazözlerle takviye edelim.

Bu sadece bir öneri…

Müze kaçmıyor ya…

Fakat, ormanlarımız yanıyor, tükeniyor…

Sadece ormanlarımız değil, amfi tiyatrolar, toprağın altındaki tarihi eserlerimiz yanıp, kavruluyor.

Sayın bakan, tercih sizin…