Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi Antalya oldu.
Mitingin yapılacağı Turgut Özal Spor Salonu'nun önü polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün posterleri ve CHP bayrakları asıldı.
Saat 18.00'de başlayacak miting öncesi CHP milletvekilleri spor salonu binasına İmamoğlu'nun fotoğrafının yer aldığı "Free İmamoğlu - İmamoğlu'na Özgürlük" pankartı astı.
İMAMOĞLU: EŞİĞİN TAM ORTASINDAYIZ
CHP'nin Antalya'da düzenlediği mitinge, Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da mesaj gönderdi.
İmamoğlu'nun mesajı özetle şöyle:
"Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkum kalacağız.
Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir.
Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı.
19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz.
Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam."
ÖZEL: BU KEZ DARBE CÜBBEYLE GELDİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde konuştu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Aspendos’un taşları kadar sağlam, Alanya Kalesi kadar vakur Antalya. Güneşin toprakla, tarihin insanla buluştuğu, ruhu özgür Antalya. Toroslardan gelen senin rüzgarın, dünyanın en güzel, en sıcak sahillerine uğruyor.
Tarımın, turizmin, kültürün, sanatın şehrindeyiz. Atatürk’ün “Dünyanın en güzel yeri” dediği kentteyiz. Güneşin toprakla, tarihin insanla buluştuğu şehirdeyiz. Merhaba Antalya!
Buraya, zalimin zulmünden size sığınmaya, Antalya’nın vicdanında yeniden doğmaya, buraya kendimizi millete emanet etmeye geldik.
Toros’un eteklerinde sabahı karşılayan Yörük anamıza selam olsun. Tarlada alnı güneşle kavrulan emekçi kardeşime, serada domatesi büyüten dertli üreticimize, turizmde sabaha kadar mesai yapan emekçilere… Hepsine ayrı ayrı selam olsun.
Bu şehrin bağrında herkes kardeştir. Kafkaslardan gelen de kardeştir, Balkanlardan göçen de kardeştir. Ev sahibidir. Karadenizli de bu şehirde ev sahibidir. Güneydoğu’dan gelen de, Anadolu’dan gelen de…
İşte bu yüzden biz, Antalya’ya “ben” diyenlerin değil, “biz” diyenlerin şehri diye saygı duyarız.
Biz bugün Antalya’ya "ben" demeye değil, “biz” demeye, hep birlikte ayağa kalkmaya geldik.
Hoş geldin Antalya, hoş geldin!
Antalya’ya geleceğimi duyduğunda, alnı derin çizgilerle dolu bir Yörük dedem çevirdi beni.
Dedi ki: “Silivri’ye vardığında, Ekrem evladıma şunu söyle: Hiçbir zalim çoban yıldızını söndüremez. Toroslar gibi dik dursun Ekrem!”
Dedim ki Yörük dedeme: “Bu dediğini gönlüme aldım, aklıma kazıdım. Müsaaden olursa bunu Antalya’dan, Antalya meydanından Ekrem Başkan’ıma ulaştırayım.”
İşte buradan, sizin huzurunuzdan bu sözleri Ekrem Başkan’a yolluyoruz. Ve Yörük Dede’nin sözlerinde hepimiz biliriz ki, aslında Mustafa Kemal’in sözleri gizlidir.
Ne demişti? “Arkadaşlar gidin bakın, Toros Dağları’na bakın. Eğer orada bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyor, bir ocak yanıyorsa şunu çok iyi biliniz ki, dünyada hiçbir kuvvet bizi asla yenemez.”
İşte Ekrem Başkan da şu an, alacakaranlıkta, 74 gündür bir zindanda tutuluyor. Ama biliyoruz ki her karanlığın bir aydınlığı, her derdin, tasanın bir ferahlığı, her kötü günün güzel bir yarını vardır.
Ekrem Başkan bizim çoban yıldızımızdır. Günü geldiğinde öyle bir parlayacak ki zalimler neye uğradıklarını şaşıracaklar. Selam olsun Silivri’ye. Selam olsun Ekrem Başkan’a. Selam olsun bu milletin çalışkan evlatlarına.
Ekrem Başkan, Kepez Meydanı’nı görüyor; peki Erdoğan? Erdoğan, sen görüyor musun Kepez Meydanı’nı?
Sen, dalga dalga operasyonlarla milleti korkutabileceğini sandın. Sen, rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın. Ama sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu, doluyor!
Sen üzerimize yürüdükçe, ayaklarımıza yeni ayaklar, omuzlarımıza yeni omuzlar, ağızlarımıza yeni ağızlar ekleniyor. Çünkü bu millet, asırlık kazanımlarına, emanetine sahip çıkıyor. Emaneti, demokrasiyi, sandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldı ve o emaneti sana kaptırmıyor, kaptırmayacak!
Sen sokaklardan, meydanlardan korkarsın. Ama gel bak, bu meydanda korkan bir kişi var mı? Bu meydanı dolduran ne ben ne de Cumhuriyet Halk Partisi...
Bu milletin iradesine darbe yapan cuntacının başı ben değilim, sensin. Bu millet sizin zulmünüze karşı ayakta. Bu meydanı dolduran, senin zulmüne karşı ayağa kalkan Antalya’dır! Türkiye’dir!
19 Mart’tan hemen sonra, 7 gün 7 gece Saraçhane’deydik. Sonra milyonlarla birlikte Maltepe’de, ardından Samsun’da, Yozgat’ta, Mersin’de, Konya’da, Van’da, İzmir’de, Bursa’da, Düzce’de milyonlarla beraberdik.
Artık eski siyaset yok. Artık kimsenin kalesi yok: ne Yozgat, ne Konya AK Parti’nin; ne İzmir, ne başka bir yer CHP’nin kalesidir. Bütün kaleler artık milletindir.
Artık kalelerin siyaseti, artık kutuplaşma, artık şeytanlaştırma, hedef gösterme... Bunlar sona ersin. Bu millet huzur istiyor; kardeşlik istiyor, kucaklaşmak istiyor. Bu millet kavgadan, bu millet yokluktan, yoksulluktan bıkmış durumda.
Artık bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının zamanı gelsin istiyor.
Dünyada iki tür darbe vardır: Birini askerler yapar, diğerini siviller. Hepsinin amacı demokrasiyi kesintiye uğratmaktır. 27 Mayıs budur, 12 Mart, 12 Eylül; 15 Temmuz budur.
Ve 19 Mart’taki darbe de farklı değildir; o da diğerleri gibi bir darbedir. Ama bu sefer arkasında askerler, ayakta postallar değil; bu kez arkasında rakibinden korkan birisi var. Artık milletin desteğini kaybetmiş selefi bir akım, halefini engellemek için demokrasi dışı yöntemlere başvurmuştur. Erdoğan, rakibiyle sandıkta yarışmaktan korkmuş; bu kez darbe postalla değil, cübbeyle gelmiştir.
Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan… Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiştir. Bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatı da iftiradır.
Biz onun iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, saraydan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane’den, sonra 81 ilden büyük bir cesaretle sesimizi yükselttik. Ve diyoruz ki: Söz milletindir.
74 günün sonunda köşeye sıkıştılar, panik evresindeler; Bundan çıkabilmek için “iftira at, kurtul” politikasına geçtiler.
Daha önce kadın tutukluları tehdit ettiler, biz deşifre ettik: Şimdi ise son bir tutukluyu cezaevinden kimseye haber vermeden, avukatı olmadan savcılığa götürüp iftiracılığa zorladılar, tehdit ettiler, şantaj yaptılar: “Ekrem Başkan’ı suçlamazsan içeride çürürsün” dediler.
Buradan soruyorum: Sen savcı mısın, yoksa mafya mı? Boş olan dosyanı doldurmak için, bu dosyayı iftiralarla doldurmak için bu yollara nasıl başvurursun?
Son olarak 5'inci dalgada 47 kişiyi daha gözaltına aldılar; Avcılar Belediye Başkanımız 30 yaşında, gençlik kollarından gelen Utku Caner Çaykara’yı, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız sevgili Hakan’ı, Büyükçekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün’ü Adana Seyhan Belediye Başkanımız, kadın kolları başkanlığından gelen Oya Tekin’i, Adana Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Aydar’ı, Parti Meclisi üyemiz, sevgili kardeşim Baki Aydöner’i; ve Aykut Erdoğdu’yu, iftiralarla gözaltına aldılar.
Ben Ekrem Başkandan değil 24 arkadaşından birinden bahsedeceğim. Kişi, o dönem İstanbul Üniversitesi'nden diplomasını almış, Sorbonne'dan doktora yapmış, Galatasaray Üniversitesi'nde işletme bölümünün başkanı olmuş, dünya kadar öğrenci okutmuş ama bir anda diploma iptali ile lise mezunu olmuş.
Nasıl olmuş, o dekanın kusuru çok çalışmanın yanında Ekrem Başkan'ın sınıf arkadaşı olmakmış. Sadece Ekrem İmamoğlu'ndan korktuğu için bir dekanı lise mezununa çeviren bir yönetimle karşı karşıyayız.
Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz'da ben bu davaların avukatıyım diyordu. Ben Zekeriya Öz'e kefilim diyordu. Ben de bu milletin şerefli askerlerine, aydınlarına kefil oldum. Ben İlker Başbuğ'a, Mustafa Balbay'a, Mehmet Haberal'a kefil oldum.
Zekeriya Öz, fare gibi kaçtı. Benim kefil olduklarım sizin aranızda alnı açık, başı dik geziyorlar. Şimdi o yine birine kefil oluyor, ben birine. Ekrem İmamoğlu'na kefil oluyorum. Milletimden ve rabbimden af diliyorum, yine af mı dileyecek?
Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımda bulunuyorum: Böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma. Çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak, Ekrem Başkanı orada bırakmayacak, seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz
İleride yine kandırıldım dememek için güvendiğin 3 hukukçuyu görevlendir, soruşturmayı incelesinler. Bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de avukatıyım, hodri meydan. İddianameyi yazın, tutuksuz yargılayın, TRT'den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da duysun, cevabı da duysun. Ekrem Başkan o salonu o savcıya nasıl dar ediyor bunu da görsün millet"
Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez sesleniyorum. Bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru, vicdanlı, cesur kararlarınızın arkasında duracaktır.
Hukukun yanında duranlar şerefleriyle tarihe geçecekler ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun, hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Suç işleyenlere değil, millete kardeş olun"
CHP lideri Özgür Özel, İzmir mitinginin ardından Antalya'da da arşiv görüntülerini açtı, kalabalığa izletti.
Özel, "İzleyelim. 'Ahtapot' neymiş? Kolları neredeymiş?" ifadelerini kullandı.
Özel, "İmza sayımız 15 milyonu, 17 milyonu aştı. 20 milyona yaklaştı. Hedefe ulaşmamıza çok az kaldı" diyerek vatandaşları İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebi ile düzenlenen imza kampanyasına davet etti.
(Sözcü)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |