Antalya Gazeteciler Cemiyeti, üyelerine bir duyuru yapmış.

Yani, biz Antalya’daki gazetecilere…

Bu ayki basın sohbetine Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ü çağırmış yönetim...

Bizi de gelin, çay, kahve için, pasta, börek yiyin, iki de soru sorun diye davet etmişler…

Güzel de bir davetiye görseli hazırlamışlar...

Altına da adresi şu şekilde yazmışlar: AGC Sosyal Tesisi / Serdengeçti Parkı içi…

Cemiyetin 30 küsur yıllık üyesiyim…

Belki de 35…

Cemiyet yönetiminin yerinde olsam, bu davetiyeye adres olarak Serdengeçti ismini yazmaya elim varmazdı…

Utanırdım.

Cemiyeti yönetenlere sesleniyorum:

Yaşadığı dönemde, Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye hakaretler yağdıran Osman Yüksel Serdengeçti’nin tescilli bir cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduğunu bilmeyeniniz var mı?..

Bu şahsın, hem Atatürk, hem de İnönü için “Firavunlar gibi saltanat sürdüler. Yediler, içtiler, kustular” diye konuşmalar yaptığını gazeteciler cemiyetini yönetenler olarak bilmiyor musunuz?..

Bal gibi biliyorsunuz…

En azından ben defalarca yazdım.

Birine denk gelmiş olmalısınız.

Allah’ın işine bakın ki, laiklik karşıtı bu zat, İsmet İnönü’yü hiç hazzetmezdi, gitti halasının kızı ‘İsmet’ hanım ile evlendi.

Antalya Akseki doğumlu olan, abuk sabuk fikirlerini şiirlerini yayınladığı dergisi olduğu için kendine gazeteci/yazar diyen ve bir dönem de siyaset yapan Serdengeçti’nin adı bu parka Ak Partili Menderes Türel döneminde verilmişti.

O bilmiyor muydu, nasıl biri olduğunu?..

Herkesten iyi biliyordu…

Çünkü, Türel’in babası ile Serdengeçti’nin ortak yönleri vardı.

Her ikisi de Adalet Partisi’nde siyaset yaptı.

Her ikisi de Said-i Nursi hayranıydı…

Her ikisi de onu yakından tanıyordu, sohbetlerine katılmışlardı.

Her ikisi de Nursi’nin elini öpmüş dizinin dibinde huşu içinde sohbetlerini dinlemişti.

Türel’in babası, gazetesinin matbaasında, Serdengeçti’ye, ‘Oğlum’ diyen Said-i Nursi’nin yasaklı kitaplarını basmıştı.

Kimdi Nursi?..

Fethullah Gülen’in ilham aldığı şahıstı…

Yani sonradan terör örgütüne dönüşecek FETÖ’nün fikir babasıydı?..

Said-i Nursi’nin, Atatürk ve silah arkadaşlarına, “Deccal süfyan, mülhid, mürted, habis, firavun, zındık, mason, münafık” diyerek saldırdığı o risalelerin Antalya’da basıldığı iddiaları hala yalanlanmadı?..

Serdengeçti, Nursi’nin yazısını da Risale-i Nur'a koyduğu bir isim…

O da baba Türel gibi Isparta’da sürgünde olan Said-i Nursi’nin yanına sık sık gider görüşürmüş…

Onun için Menderes Türel’in, babası gibi Said-i Nursi’nin tedrisatından geçmiş Serdengeçti’nin ismini bu parka koydurması gayet normal…

Ama daha geçen gün bir kitap tanıtımı için Serdengeçti Parkı’ndan geçip cemiyetin sosyal tesisine giden CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı’nın bu isme itiraz etmemesi, ses çıkarmaması çok anormal…

Sayın Kamacı, siz istediğiniz kadar o parka gidebilirsiniz.

Cemiyetin sosyal tesisinde kek yiyip Serdengeçti Parkı’nın millet bahçesini anımsatan çimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi yuvarlanabilirsiniz.

O isim orada kaldığı sürece, şahsen ben cemiyetin o sosyal tesislerine gitmeyeceğim.

Antalya’yı yöneten bir partinin il başkanı olarak Osman Yüksel Serdengeçti Parkı yazan o tabelayı oradan indirtmediğiniz sürece sizin gerçek bir CHP’li olduğunuza da inanmayacağım.

Atatürk’ün kurduğu bir partinin il başkanlığını yapan bir zat-ı muhterem nasıl olur da kurucu genel başkanına küfür eden, CHP’yi aşağılayan bir ismin tabelasının orada tutulmasına izin verir.

Şimdi de gelen davetiyeden anlıyoruz ki 20 Mayıs’ta CHP’li belediye başkanı Mesut Kocagöz cemiyetin misafiri olarak o parka gelecekmiş...

O görmeyecek mi tabelayı ve üzerinde yazan ismi?..

O da görecek?..

Peki, partisi CHP’nin kurucu lideri Atatürk’e, ‘Selanik dönmesi’ diyen Serdengeçti’nin adını taşıyan parktan isminin kaldırılması için mensubu olduğu büyükşehir meclisine bir teklif sunacak mı?..

Sunmaz ve sunamaz…

Sunamaz çünkü, 2015 yılında o parka Osman Yüksel Serdengeçti ismini öneren teklifin kabul tutanağında kendi ismi ve imzası var.

Kocagöz, o teklifi okutan, oylayan ve o kararı alan meclise o gün başkanlık yapan isim…

O zaman Ak Partiliydi, şimdi CHP’li…

Kafa aynı kafa olduktan sonra partisi fark ediyor mu?..

Hayır…

Ama yine de diyorum ki; Gelin, bu yanlıştan dönün… Kaldırın şu ismi o parktan, ben de rahat rahat üyesi olduğum cemiyetin sosyal tesislerine girip çıkayım.

O parkın çimlerinde yuvarlanmasam da en azından sosyal tesisinde bir kek yiyeyim canım…

Yanında demli bir çay da fena olmaz hani…